HEM YAPARIM HEM KIVIRIRIM

Başlık 8 Mart yürüyüşünde kullanılan pankartlara benzedi biraz. Gerçi 8 Mart bu tür pankartları ve davranışları hakketmiyor. O yürüyüşte bir büyük provokasyona imza atılmıştır. Ezanı ıslıklamak.

Bu provokasyonun ne kadar tehlikeli olduğunu bilenler, şimdi hamamın namusunu kurtarmak için olmadık bahaneler uyduruyorlar. Aslında ezan protesto edilmemiş de, o sırada zaten protestolar varmış da, ona denk gelmiş de. İşi uzatmayalım; o yürüyüşün tertip komitesi bir basın açıklaması yapmış; o protestonun ezana yönelik olmadığını söylemiş; bununla kalmayıp, ezanın özgürce okunmasına ve inananların ibadet hakkına saygılı olduklarını, böyle bir durum doğmuş olmasından dolayı özür dilediklerini de söylemeliydi. O zaman daha pişmanlık ifade eder, inandırıcı olurdu.

Gelelim o yürüyüşün 'ruhuna'.
O pankartlar nasıl bir psikolojinin ürünüdür? Bu mu yani 8 Martın anlamı? Bu mu yani kadını 'özgürleştirecek' sloganlar? O yürüyüşün tertipleyenleri ve katılımcıları anlaşılan o ki ' millet ittifak' na eğilimi olanlar. Büyük ihtimalle o pankartlar ve ezana karşı takındıkları tutumla millet ittifakına bir kaç puan kazandırmışlardır. Bunun tersinin olduğunu bal gibi bilen o ittifakın kalemşörleri de zevahiri kurtarmak için sebep üretmeye çalışıyorlar. Hiç olur mu; o kitle hiç ezanı ıslıklar mı, aslında ezanı duysalar slogan atmayı bire durdururlar değil mi?

O kitle hezeyan halinde. Mevcut iktidara aşırı kin duyuyor. O devrilsin diye Mısır'da darbe sonrası Sisi'ye, 'cariyen olmaya razıyım' diyen 'seküler' kadın gazetecinin tutumuna yakın bir ruh hali içindeler.

Ben bu tutumu, yürüyüşü tertipleyenlerin de onaylamadığını düşünüyorum. Fikirleri öyle olsa bile bunun zikre dökülmesinin hoş olmayacağını bilirler. Fakat öyle bir kesim var ki gözü iyice dönmüş. Hem de nasıl. Mitingde 'şerefine Tayyip' diye kadeh kaldıracak kadar. Sadece mevcut iktidara değil, onu destekleyenlere de büyük hınç duyuyor bu ruh hastası kesim. Hatta Erdal Beşikçioğlu ya da Fazıl Say gibi 'kendilerinden' saydıkları bazı isimleri bile, nefret söyleminin dışına çıktıkları için sosyal lince tabi tutacak ölçüde.

Neyse ki meydan bunlara kalmış değil. Bu ülkede '8 Mart dünya kadınlar günü' anlamına uygun da kutlandı. Abuk subuk işlere kalkışarak güya düzenin surlarını topa tuttuklarını sanan şirazeden çıkmışlar da bir kez daha toplumun geniş kesimlerinin tepkisiyle kalakaldılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.