Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

İnsana Dayalı Ekonomi

İnsancıl Ekonominin (Humanistic Economics) kapitalizmde karşılık bulması insanlığın hayrı için fevkalade önemli bir konu… Referans kaynaklarda sürekli ‘iki cihan saadetinden’ bahsedilir. Daha açıkçası, İslam’ın öngörüleri diğer din ve ideolojilerden farklı olarak sadece bu dünya ya da ahiret huzuru, mutluluğu ve saadeti için değil, her ikisi için de bir ihtiyaçtır. Sorun, mevzubahis kavramlara yüklenen anlamla ilgilidir. Bir başka deyişle, ‘refah’ kelimesi ile anlam verilen ekonomik karşılık kapitalizmde sadece daha fazla ve ‘kendisi için’ kazanmaya endekslenmesindedir. Daha önce değişik vesilelerle üzerinde durduğumuz şey; İslam dininin itikat-inanç, ibadet-amel yanında muamelat, yani toplum ve devlet işleyişine dair ayağının da olduğudur. Bugün bu ayağın kahir ekseriyet tarafından bilinmiyor, görülmüyor ya da zihinsel de olsa gündemlerinde olmaması, son birkaç yüzyıldır, İslam medeniyetine dönük saldırıların sonuç vermesi ile ilgilidir. Bir başka deyişle geçmişte Hristiyanlık ve Yahudilik için ‘başarılan’ ‘daraltılma’ girişimi İslam için de mevzu bahis olmuş ve Birinci Dünya Savaşından sonra maalesef başarılmıştır. Bugün halihazırda yaptığımız çalışmaların da içerisinde olduğu çabalar bunların diriltilmesi gayreti ile ilgilidir.

Yaşanan dönemin bir ‘fetret’ olduğunu göz ardı etmemek lazım…

Nitekim bu fetret Moğol ve Haçlı saldırılarının olduğu miladi ikinci binyılın ilk iki-üç yüzyılında da olmuştu. Mevlanalar, Yunus Emreler, Hacı Bektaşlar gibi gönül erleri, bu dönemde ümmetin imanını muhafaza için mücadele etmişlerdir. 1300-1400’lü yıllarda toparlanma olunca; muamelata ilişkin Ümran İlmi, Mukaddime de İbn-i Haldun tarafından kaleme alınmıştır. 19. yüzyıldaki Mecelle bu anlamda son derece de önemli bir kodifikasyan çalışmasıdır. Ama yeterince karşılık bulamamıştır. Yine bu yüzyılın ilk çeyreğinde manzarayı gören Said Nursi, ‘hiç değilse milletin imanını kurtarma’ için çaba göstermiş, Kur’an’ı bu maksatlı olarak insanlara tefsir etme gereği duymuştur. Hatta kendisinden rivayet edilen bir bilgiye göre, ‘Mevlana bu dönemde yaşasa benim yazdıklarımı yazar, ben o dönemde yaşasaydım onun yazdıklarını yazardım’ şeklindedir. Elbette farklı yaklaşımlar sergilese de diğer cemaat ehli ilim ve irfan sahiplerinin çalışmalarını da gözardı etmemek gerekir. Şimdilerde ideal olmasa da milletin-ümmetin yanında yer alan anlayışın söz sahibi olması hep bu çalışmaların bir ürünüdür. Allah (cc) yeni Mukaddime ve Ümran ilmi çalışmasını bize nasip etsin… Gayret bizden Tevfik Allah’tandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.