100 yıl önce imzaladığımız antlaşmalarla verdiğimiz sözlerin hükmünü yitirmesini ve ortaya çıkacak yeni tabloda,
Tarihten kaynaklanan haklarımızın uluslararası bağlamda meşruiyet kazanmasını ve bu hakların savunulmasını engelleyen mazeretlerin anlamını yitirmesini bekliyoruz.
Bu ne demek?!...
Bize demokratik Cumhuriyet ünvanıyla bahşettikleri komprador burjuvazi konrolünde işlev görecek oligarşik diktatörlük yönetimindeki güdük devlete karşılık,
Bölgesel bir #harita dayattılar.
Şimdi o haritayı kendi elleriyle delmeye çalışıyorlar.
Harita bir yerinden delinirse, ( Ki, Irak"ta delinmiştir) antlaşmalar hükmünü yitirir ve evrensel hukuk eski hakları da kapsayan yeni anlaşmaların kapısını aralamayı #meşru kılar.
Yeni bölgesel dayatmalar lazım.
Eski Türkiye yerinde dursaydı işleri kolaydı...Yeni Türkiye bu kez masaya egemenliğini kuşanmış vaziyette oturacak ki,
Bu durumda Misak-ı Milli tekrar tarışılabilir hale gelecektir.
Becerebilselerdi masaya bu sefer Haim Nahum"un yerine, Fetullah Gülen refakat edecek ve arayı onların lehine bulacaktı.
Allah"ın inayeti ve milletin cesareti oyunu bozdu!...
Bu kez kartlar da, şartlar da eşit!...
Biz yaptık oldu" diyebilmeleri için, dökmeyi göze alabilecekleri veya masada öne sürebilecekleri bir miktar Kan lazım.
Bizim kantarımız belimizde!...Onlar kendilerine topuz arıyorlar!...
