Abdullah BAYSAL

Abdullah BAYSAL

ZOR MESELELER NASIL ÇÖZÜLÜR?

 

“Ağır bir cismi” kaldırmak için nasıl ki güçbirliği ve de ilaveten akılteri şartsa,

"Fikri ağırlığı" olan meseleleri kaldırabilmek içinde, tek başına hareket etme hastalığından kurtularak güçbirliği yapmalıdır.

Diyeceksiniz ki “La İlahe İllallah” diyenler arasında bile çeşit çeşit görüş ayrılıkları varken bu iş nasıl olacak.

Ortak akıl diyor ki: Küfre karşı “La ilahe İllallah” bayrağı altında önce “yorumsuz” olarak toplan. İlk etapta varoluş mücadeleni kazan. Sonra kendi arandaki meseleleri çözersin.

Allah cc. dilerse Müslümanlara yardım için elbette Ebabil kuşlarını gönderir;

Ama mesele Bedir, Uhud, Hendek’teki gibi mücadele ederek Allah'tan yardım dilemek olsa gerek.

Sirkte oynatılan aslan gerçekten aslan olduğunu bilse, sirki birbirine katar.

Sonuçta belki mücadeleyi ilk başlatan aslan insanlar tarafından vurulur ve öldürülür ama insanlarda bir daha sirkte aslan oynatmaya cesaret edemez.

Müslümanlar da gerçek gücünün bir farkına varsa, (petrol, doğalgaz, güneş enerjisi gibi ekonomik gücün yanında Hac, Cuma Namazları gibi sosyal güç) kâfirler akıllarını yitirir ve köstebek gibi yerin altına girerler.

Bugünkü dünyanın temel sorunlarından en önemlisi, yaradılışın vermediği haklara ve statüye kavuşmak isteyenlerin, bazen kanuni kılıflarla bazen de doğrudan güç kullanarak, insanlığı fıtratının dışına çıkarma çabasıdır.

Bunun karşısında Müslümanlar olarak biz de Allah'ın adaletini tesis etme yolunda canla, başla, malla, ailece, milletçe hep birlikte onlardan daha çok çalışmalıyız.

Bu mücadelede her kim hangi kurumda, dernekte her nerede başkanlık yapıyorsa, fevkalade uyanık olmalıdır.

Mesela bir göç yolunun muhtelif noktalarındaki avcılar, her defasında farklı metotlarla yetiştireceğin yeni nesilleri keklik gibi devamlı avlıyorsa, avcılara av olmadan yeni rotalar (yeni yöntemler) bulabilmelidir.

Çoğu insanlar menfaatleri gereği güçlünün yanında yer alır, hatta canını bile verebilir.

Biz de güçlü olmak zorundayız.

Müslümanların emeğini, heyecanını, parasını, zamanını heba eden yapılanmaları toplumun her katmanında görüyoruz maalesef.

Bu yapılar bir köyde ihtiyaç olmadığı halde devasa bir cami yapmaya kalkan bir cami derneği örneğinde olduğu gibi, yine aynı şekilde ortaya koyduğu proje ve faaliyetlerle sonucu verimsiz olacak işlere girişen tarikat, cemaat ve bürokraside de var maalesef.

Ülkemizdeki genel manzara şudur.

Üniversitenin filanca bölümünü bitirdim. Yüksek Lisans yaptım. İngilizce biliyorum. İyi derecede bilgisayar kullanabilirim.

"2500 TL maaşla iş arıyorum"

Yazık hem de ne yazık.

Küresel eğitim sisteminin çarkları,  hem de gözümüzün önünde gençlerimizi nasıl da öğütüyor.

Üstelik dünyanın birçok yerindeki mazlum ve mağdur Müslümanlar kendilerini çekip çevirecek, önderlerini ararken.

Unutma mühendis ve doktor nasıl olsa parayla bulunur.

"En mühim olanı yönetmek."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum