Cuma Hutbesi: İnsanın Gerçek Huzur Kaynağı: İbadet ve Salih Ameller
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu haftaki Cuma hutbesi, hayatın amacını ve ibadetlerin ferdi ve toplumsal faydalarını derinlemesine ele aldı. Hutbede, gerçek huzurun sadece samimi ibadet ile elde edileceği vurgulandı.
İnsan Başlı Başına Değil, Yüce Bir Gaye İçin Yaratıldı
Hutbenin başlangıcında, kainattaki her varlığın bir amaca yönelik yaratıldığına dikkat çekildi ve insan (akıl ve irade sahibi) için bu amacın yüce bir gaye olduğu belirtildi. Cenâb-ı Hakk’ın, “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?” (Kıyâmet, 75/36) ayeti hatırlatılarak, insanın yeryüzündeki varoluş gayesinin boşluktan uzak, anlamlı bir sorumluluk taşıdığı vurgulandı.
İbadet: Hayata Yansımış İman, Huzura Ulaştıran Kılavuz
Hutbede, ibadetin sadece şekilden ibaret olmadığı, İslâm’ın emir ve yasaklarını samimi bir niyetle gözetmek ve sayısız nimetlere şükretmek olduğu ifade edildi. İbadet, imanın hayata yansımış hali olarak tanımlanırken, insanı kötülüklerden koruyan bir kalkan ve mutluluğa ulaştıran bir kılavuz olduğu belirtildi.
İbadetler Bireyi ve Toplumu Dönüştürür
Cuma hutbesinde ibadetlerin sadece kişisel değil, bütün bir topluma iyilik ve hayır getirdiği üzerinde duruldu. Özellikle temel ibadetlerin kişisel dönüşümdeki rolü şöyle açıklandı:
-
Namaz: Kişiyi hayâsızlıktan, günahlardan ve yanlışlardan korur. Ancak namaz kıldığı halde başkalarına eziyet eden bir müminin ibadetini gözden geçirmesi gerektiği hatırlatıldı.
-
Zekât: İnsana paylaşmayı ve ihtiyaç sahiplerine destek olmayı öğretir; cimrilik ve tembellikten arındırır. Bencillik, hırs ve israftan uzaklaşılmadığı sürece zekâtın gerçek mahiyetinin anlaşılamayacağı belirtildi.
-
Hac: İnsanların Allah katında eşitliğini, tevhit ve vahdeti (birlik), mahşeri ve hesabı hatırlatarak amacına ulaşır.
-
Oruç: İnsana takvayı ve sabır öğretir. Yalan, gıybet ve kul hakkı yemeye devam eden kimsenin orucunun sadece açlık ve susuzluktan ibaret kalacağı uyarısında bulunuldu (Buhârî, Savm, 8).
Hayatın Her Alanı Bir İbadet Fırsatı
Hutbede, ibadetlerin sadece belirli bir zaman ve mekânla sınırlı olmadığına dikkat çekilerek, kapsayıcı ibadet anlayışının altı çizildi.
"Aramızda sevgi, saygı, şefkat ve merhameti yaymamız, iyiliği yeryüzünde egemen kılmak için gayret göstermemiz de bir ibadettir."
-
Aile sorumluluklarını yerine getirmek, yetim ve muhtaçları sevindirmek,
-
Rızkı helalinden kazanmak ve helal yollarda harcamak,
-
Çalışmak, üretmek ve vatanına, milletine faydalı olmak,
-
Yoldaki küçücük bir engeli dahi kaldırmak;
Bunların tamamının geniş ibadet kavramı içinde değerlendirildiği ifade edildi.
İbadet Hayatın Değeridir
Hutbenin son bölümünde, Müslüman için ibadetsiz bir hayatın düşünülemeyeceği belirtildi ve Furkân suresi 77. ayetindeki, “Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin!” ilahi uyarısı aktarıldı.
Resûl-i Ekrem’in (s.a.s), "Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır" (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 27) hadisi şerifi hatırlatılarak, ömür sermayesinin sürekli ibadet ve salih amellerle değerli kılınması gerektiği vurgulandı.
Hutbe, çocuklara güler yüz ve tatlı dille ibadet alışkanlığı kazandırmanın onlara bırakılacak en değerli miras olduğu tespitiyle sona erdi.
Cuma Duası
Hutbe, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu evrensel duasıyla tamamlandı:
“Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!” (Ebû Dâvûd, Vitr, 26).