Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

EKONOMİ ÜZERİNE

EKONOMİ ÜZERİNE

Ekonomi herkesi ilgilendiren bir konudur. Güncelliğini her daim koruyar. Hangi kapıdan girsen, hangi pencereden baksan, hangi tarlaya gitsen, hangi çay bahçesinde ya da çay ocağında oturursan otur, karşına ekonomi çıkar. Olayları ve olguları farketmeye başladığımız bebeklik yaşımızda bu sevda başlar, son nefese kadar devam eder. Hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyada kalacakmış gibi, kazanma hırsı içerisinde mücadelemizi aralıksız sürdürmekteyiz. Kazananlar daha çok, daha çok kazanma peşindedir. Çok küçük cüssemiz ve midemiz olsa bile doyumsuzluk hastalığıyla karşı karşıyayız. Denizimize onlarca nehir aksa bile, okyanusları elde etmeye çalışırız. Kur'an'ın tabiriyle "insanoğlu nankör" bir varlıktır.

Adeta maddeyi ve parayı elde etmek için hep etrafımızdakilerle savaş halindeyiz. Bu süreç gölün içine atılan bir taşın oluşturduğu dairesel dalgaların yayılması gibi bütün dünyaya yayılmış vaziyette. Büyük balığın küçük balığı yutması misali güçlü olan devletler güçsüz olan devletleri sömürüyor. Bu sömürü düzeninin hiç sonu gelmiyor maalesef.

Dünyada meydana gelen savaşların, akan kanların önemli sebeplerinden birisi şüphesiz ki ekonomidir. Bir devletin ekonomisinin iyi olmaması, adam kayırmacılık ve torpilin yayılması, kurumların işlevinin bozulması, hukuksuzluk, dış ülkelere bağımlılık vs konuların başında gene okonomi geliyor.

Bir ülkenin azınlığı hariç ekserisinin mutsuzluğu, gençlerimizin gelecekten umutsuzluğu, her geçen gün artan intihar vakalarının durumu, hırsızlığın arsızlığın ve ahlâksızlığın artması, gençlerimizin evliliklerini ilerliyan yaşlarına rağmen tehir etmeleri, nüfüsumuzun artışının düşmesinin baş müsebbibi gene ekonomidir.

Enflasyonun artması ve alın-terimizin buz gibi her geçen gün erimesi, çebimizdeki ve yastık altındaki paralarımızın dolaylı yoldan çalınması, vergi oranları ve çeşitliliğinin artması, her geçen gün bir önceki günü aratır hale gelmesinin en önemli sebebi gene ekonomidir.

Üniversitelerimizin kalitesi ABD ve AB ülkelerinin yakaladıkları performansının yakalanmaması, beyin göçümüzün Avrupa'ya ve Amerika'ya kayması, dünyada bilim ve tekniye katkı sağlayan ülkeler listesinin sonunda yer almamızın en önemli sebebi gene ekonomidir.

Tarım ülkesi olduğumuz halde tarlalarımızı ekip biçmekten vaz geçerek topraklarımızı çoraklaştırmamız, eti, peyniri, pirinci, fasulyeyi mercimeği,sap ve samanı, şekeri,tütünü, bulguru, makarnayı, tavuğu, yumuttayı idhal eder hale gelmemizin sebebi gene ekonomidir.

Vatandaşımız pazara, markete gittiği zaman ürün seçer hale gelmesi, kilo işi değil de tane işi almaya başlaması, ucuz mallara yönelmesi, eski elbiseleri tamir edip giyer hale gelmesi, ezberlerini bozarak yeni ezberler yapmaya çalışmasının sebeplerinin başında gene ekonomidir.

Son zamanlarda cenazelere katılımın azalması, düğünlere takılan takıların yerine para tercih edilmesi, özel araçlara binme yerine toplu taşıma araçlarının tercih eder hale gelinmesi, havaların soğumasıyla beraber halâ doğal gazların yakılmayıp soğukta oturulması, binlerce aracın haczedilmesi, vatandaşımızın kreti kartına olan borcunun 950 milyar liraya ulaşması, akrabamızın uzak yerdeki düğününe katılamayıp IBAN numarası istenmesi, ya da düğüne hiç katılmayıp daha sonra katılım sağlanamamasının sebeplerini bir bir ortaya dökmeye çalışılmasını en önemli sebebi gene ekonomidir.

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birini bitirdikten sonra iş bulamayıp halâ emekli baba parası yiyen gençlerimizin; " Baba, cebinde bozuk para var mı? " sorusunu sorduracak kadar o pırlanta gibi gençlerimizi bu hale düşürülmesinin en önemli sebebi gene ekonomidir.

Birilerinin burunlarının havada olması, insanları hor görmeleri, küçük dağları (haşâ) ben yarattım havası içine girerek tekebbürlenmeleri, çalıştırdıkları işçileri hor görmeleri, alabildiğine ezmeye çalışmaları, zamanı geldiğinde maaşları ödememeleri, ben bu işçilerden daha çok nasıl kazanırım hesabı yapmaları, mal beyanında bulunurken gerçeği ifade etmekten kaçınmalarının baş sebebi gene ekonomidir.

Hulâsa ekonomi hayatımızın her safhasında yer almaktadır. İbadetlerimizin bir çoğu da ekonomiye dayanır. Adam var on kere umreye gitmiş, öbürü daha müslüman bir kere gidememiş. Parayı veren düdüğü çalar. Dünya hazineleri Cenab-ı Hak bütün insanlığa sunmuştur. Bizleri irademizle baş başa bırakmıştır. Aslında ekonomi üretme,tüketme, ölçme, biçme, hesaplama, paylaşma, bölüşmenin genel adıdır. Mal ve parayı insanlar, toplumlar, uluslar ve uluslararası yönetme biçimidir. Her alanda olduğu gibi ekonomide de "vezinuu bil kistssil müstekim" Rabbimizin " Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın" ilâhi emrine uyulsa dünyanın prublemleri büyük ölçüde hallolacsktı. Velâkin Hakk'ın ölçülerinden her geçen gün uzaklaştığımız için problemleriniz artarak devam etmektedir. Rabbimiz sonumuzu hayreylesin inşallah.

25.11.2023

M. Cemal TOMAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.