Prof. Dr. Seyit Mehmet ŞEN

Prof. Dr. Seyit Mehmet ŞEN

Haramdan Şifa Olmaz! Ya da Faiz Kur Enflasyon Sarmalı!

1. İslamın mutlak surette yasakladığı faiz, belki kısa bir süre İslam toplumunun gündeminden çıkmış olsa da, İslam öncesi ve İslam sonrası toplumların acı bir gerçeği olarak hep var ola gelmiştir.

Kapitalizmin temel kurumlarından olan bankacılık sistemi kurulmadan önce ‘tefeciler’ eliyle yaşatılan faiz, bankacılık sistemi kurulduktan sonra, hem bankalar hem de tefeciler eliyle yaşatılmaktadır.

Ve maalesef, toplumlar ve devletler denk bütçe yapmadıkları sürece ‘ekonominin kanseri’ olan faiz yaşamaya devam edecektir.

Bu acı bir gerçektir.

Hele de müslümanlar için daha da acı bir gerçek…

*

2. Bilindiği gibi faizin iki ayağı vardır:

_Denk bütçe yapamayıp, başkasının parasına muhtaç olanlar…

_Faizle geçinenler…

Anlaşılacağı gibi, faizin asıl kaynağı ilkidir yani denk bütçe yapamayıp, başkasının parasına muhtaç olanlar.

Denk bütçe yapamayanları da esas olarak üç kısıma ayırabiliriz:

_Şahıslar

_Şirketler ve iş adamları

_Devlet

Şahısların sıkıntısı esas olarak iki sebeptendir:

_Gerçekten kazancı geçimine yetmemektedir.

_Ayağını yorganına göre uzatmayıp, yorganını ayağına göre uzatmakta; bu da israfı, lüks tüketimi ve elbet paraya olan ihtiyacı beraberinde getirmektedir.

Kazancı geçimine yetmeyen toplum kesiminin sıkıntısını gidermek devletin asli görevi olup; bu görevden müslümanlara ve sivil toplum kuruluşlarına da pay düşmektedir.

Anlaşılacağı gibi ‘kazancı geçimine yetmeyen’ kesimin sıkıntısını gidermek oldukça kolaydır ve bu büyük ölçüde yapılmaktadır.

Fakat ayaklarını yorganlarına göre uzatmayıp, sürekli yorganlarını uzatan ‘müsriflerin, lüks tüketim hastalarının, gösteriş budalalarının’ sıkıntılarını gidermek, paraya olan ihtiyaçlarını önlemek asla mümkün değildir; bunlar bankaları ve tefecileri, yani faizi yaşatmaya devam edeceklerdir.

Şirketlerin ve iş adamlarının durumları da aynen şahıslar gibidir.

Bunların bazıları ayaklarını yorganlarına göre uzatmakta, israfa ve lüks tüketime düşmeden kendi bütçelerine göre iş yapmakta, daha az fakat daha bereketli kazanca razı olmaktadır.

Fakat şirketlerin ve iş adamlarının büyük kısmı israf, lüks hayat, daha çok kazanma hırsıyla sürekli olarak başkalarının parasına ihtiyaç duymakta, bu da faizi yaşatmaktadır.

Devlet kurallarını koymak ve gerçekten denetlemek kaydıyla, şirketlerin ve iş adamlarının ihtiyacını, kâr ortaklığı şeklinde, doğrudan doğruya şahıslardan sağlama imkânını verebilirse, faiz kurumları ve elbet faiz büyük darbe yer.

İş devlete gelince:

Önlenemeyen israf, yolsuzluk, adam kayırma, işi ehline vermeme ve elbet terörle mücadelenin ve milyonlarca göçmenin getirdiği yük nedeniyle bütçesini bir türlü denkleştiremeyen devlet, faizi yaşatan en büyük tüzel kişiliktir.

Anlaşılacağı gibi bunların bir kısmı devlete giydirilen sistemden kaynaklanmakta:

İsraf, yolsuzluk, adam kayırma, işi ehline vermeme…

Bir kısmı ise küresel aktörlerin bu milleti bu topraklardan atmak istemelerinden kaynaklanmaktadır:

Terörle mücadelenin ve milyonlarca göçmenin getirdiği yük…

Bu iki yükten kurtulmak için daha üretken, daha güçlü olmak zorundayız.

(Bu konuyu ayrı bir yazıda işlemem gerekiyor)

*

3. Faizle geçinenlerin paraları esas olarak bankalarda ve kısmende tefecilerdedir.

Esas olarak bankalar ve kısmen de tefeciler kendilerine yatırılacak parayı bulamasalar; bankalar tamamen batarlar, tefeciler ise sadece kendi paralarıyla tefecilik yapmak zorunda kalacakları için, faaliyetleri oldukça kısıtlanır.

Demek ki, faiz kurumlarının faaliyetlerini durdurabilmek ya da iyice kısıtlayabilmek için para kaynaklarının kesilmesi gerekir.

Bunun için devletin parası olup, parasını çalıştırma imkanları olmayanlara helal kazanç yollarını göstermesi ve sağlaması gerekir.

Bu da esas olarak iki şekilde mümkün olur:

_Devlet kârlı yatırımlara parası olan insanımızı ortak eder:

Oto yollara, köprülere, doğal gaz tesislerine, barajlara ila ahir…

_Özel şirketler parası olan insanımızı belli ölçüde şirketlerine ortak ederler; böylece faize verecekleri parayı, insanımıza verirler ve ekonomi aracı kuruluşlardan kurtulur.

Fakat bu usulün çok iyi kurgulanmış kurallara ve çok iyi devlet denetimine ihtiyacı vardır.

*

4. Bunlar yapılmadan faiz ve enflasyon engellenmez.

Küresel güçler bizi bu topraklardan atmak için her türlü oyunu oynamaya devam ederler.

Ama!

Bizi bu topraklardan atamazlar!

Çünkü bu topraklar Allah’ın cc bir lutfu olarak bize vatan olarak tapulanmıştır ve kıyamete kadar bu millete vatan olarak kalacaktır.

Hiç endişeniz olmasın!

*

Not

Bir başka yazıda eğitimi, istihdamı ve işsizliği yazacağım, inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.