“İkinci Dünya Savaşı’nın küllerinden doğan ve Batı’nın sınırsız desteğiyle kurulan bir devletin bu noktaya geleceğini kim hayal edebilirdi?

Açıkça söylüyorum: İsrail iki yıl içinde çökecek.

Bu bir güvenlik ya da siyasi kriz değil—Siyonist projeyi sarsan varoluşsal bir depremdir.

Hamas, ‘yenilmez devlet’ efsanesini parçaladı ve zayıflığımızı açığa çıkardı. İnsanlar kaçıyor—uçaklar dolu, büyükelçilikler göç başvurularıyla dolup taşıyor, aileler eşyalarını satıyor, çocuklar yurtdışına gönderiliyor ve bir daha dönmüyor.

Aşağılanma artık günlük hayat: askerler ağlıyor, yerleşimciler kaçıyor, bakanlar sonuçsuza bağırıyor, bir millet sakinleştiricilerle uyuşturulmuş durumda. Başkent ve yerleşimler bombalanıyor, ordu binlerce saldırıya rağmen Gazze’yi ‘diz çöktüremiyor,’ liderler ise içeriden büyüyen çöküşe rağmen ‘zafer’ nutukları atıyor.

Bölünmüşüz, tükenmişiz, ahlaksızız—sivilleri öldürüyoruz, çocukları tutukluyoruz, dünyadan alkış dileniyoruz. İki yıl içinde İsrail, ABD’den gelecek kırıntılarla yaşayan kuşatılmış kalelere indirgenebilir—ya da tamamen çöker, toprak sahiplerine geri döner.

Yalan ve öldürme üzerine kurulu bütün sömürgeci projeler sonunda yıkıldı.

Zaman daralıyor. İsrail çöktüğünde, insanlığını terk edip her şeyini kaybeden bir nükleer devlet olarak tarihe geçecek.

Şimdi birleşmezsek, dünya bizi gücün illüzyonuna kapılmış, gözlerimizin önünde çökerken hâlâ kendi yalanına inanan en aptal ulus olarak hatırlayacak.”