KILIÇ: "İKBALLERİMİZ İSTİKLALİMİZİ ESİR ALDI" - TÜRKİYE'NİN İÇ MÜCADELESİ SORGULANIYOR
Yazar Ahmet Şükrü Kılıç, Gani Müjde'nin tartışmalı "Osmanlı Cumhuriyeti" filminden yola çıkarak kaleme aldığı analizde, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu krizin kaynağını dış güçlerden ziyade, "içerideki ikbal hırsına" bağlıyor.
Kılıç, ülkenin bağımsızlık idealinin, makam, pozisyon ve aidiyet çatışmaları altında ezildiğini öne sürerek toplumsal bir muhasebe çağrısı yapıyor.
Bir Filmden Bugüne: 'Osmanlı Cumhuriyeti' Metaforu
Ahmet Şükrü Kılıç, yazısına başlarken Ata Demirer'in başrolünde olduğu "Osmanlı Cumhuriyeti" filmindeki meşhur diyaloglara atıfta bulunuyor. Filmin, ülkeyi işgalden kurtarma motivasyonunu bir aşk hikayesine indirgemesine rağmen, altını çizdiği temel hakikatin "ürkücü" olduğunu belirtiyor. Kılıç'a göre bu gerçek, "bu halk, esareti reddedecek kadar cesur ama çoğu zaman kendi içindeki bölünmüşlüğün esiri" olmasıdır.
"Gittikleri Söylenenler Hiç Gitmediler"
Yazar, toplumun kendini "Geldikleri gibi giderler" sloganıyla avuttuğunu, oysa ki asıl sorunun dışarıda değil, içeride olduğunu iddia ediyor: "Gittikleri söylenenler hiç gitmediler, biz sadece kendimizi böyle avutmayı seçtik. Çünkü ikballerimiz istiklalimizin önüne geçti."
Kılıç, bireysel makam hırslarının, siyasi kampların, dini cemaatlerin ve ideolojik kabilelerin yarattığı bölünmüşlüğün, herkesi "zincirin bir halkasına" dönüştürdüğünü vurguluyor.
Bağımsızlık Kavramı Bile Kavga Sebebi
Ülke menfaatlerini yabancı başkentlerde pazarlık konusu yapanların varlığına dikkat çeken Kılıç, asıl sorunun zıtlıklar değil, "hangi kavramın altında birleşeceğimizi bilmemek" olduğunu belirtiyor.
"Özgürlük, adalet, hukuk, bağımsızlık... Bunlar konuşulduğunda bile kavga sebebi oluyorsa demek ki kavramlarımızı değil, nefislerimizi savunuyoruz."
Yazar, sokak tecrübesiyle devlet koridorlarının kudretinin, örgüt disipliniyle diplomasi oyunlarının toplamının, ne yazık ki sadece bize karşı kullanıldığını ifade ediyor. NATO'nun "Böl, parçala, yut" stratejisinin artık devlet politikası olmaktan çıkıp, gündelik ruh haline dönüştüğünü öne sürüyor.
"Tam Bağımsız Türkiye" Nerede?
Kılıç, yazısının son bölümünde geçmişteki bağımsızlık söylemleriyle bugünkü eylemler arasındaki çelişkilere dikkat çekerek bir dizi soru yöneltiyor:
-
Bir zamanlar "Tam bağımsız Türkiye" diye bağıranların, bugün aynı bağımsızlığın altına imza atmaktan kaçınması.
-
"6. filoya karşı çıkanların" bugün hangi filoların önünde selam durduğu.
-
Kaç Amerikan güdümlü NATO üssü olduğu ve ne zaman sokaklarda bağımsızlık sloganı duyulduğu.
Yazar, sözlerini, "Türkiye’nin istiklalini kaybetmesinin sebebi dışarıdakiler değil, içeridekilerin ikballeridir" tespitiyle noktalıyor.
Çözüm: İç İşgalden Kurtulmak
Kılıç, çözümün birbirini boğmak yerine anlamaktan geçtiğini belirterek, "Kendi içimizdeki bağımlılık, teslimiyet ve hırs zincirlerini kırmadan emperyalizme karşı verilecek hiçbir savaş kazanılamaz" uyarısında bulunuyor.
Yazı, okuyucuya net bir soru yönelterek sonlanıyor: "Bugün sorulacak soru nettir; ikballerimizi mi seçeceğiz, istiklalimizi mi?"
Yazarın yazısının tamamı için
İkballerimiz istiklallerimizi esir aldı