Mehmed Sıddık ALADAĞ

Mehmed Sıddık ALADAĞ

KURAKLIK NEYİN ALAMETİDİR.

Baktığınızda her açtığınız televizyon ve radyolarda bu yıl yağmur yağmadı,kar yağmadı.Güller,denizler ve barajlar da su dökendi.

kuraklık olacağını diye haberlerde şahit oluyoruz.buna karşı ne yapmalıyız devlet önem alsın diye sözleri sarfetmektedirler.Evet doğrudur devlet almaldır.Ama önce Allah'dan istemedikçe,Devlet değil bütün insu cin bir olsa dahi Allah istemedikçe önlem alamazsınız.

Bu kuraklık neden ve niçin çıktığını insan oğlu kitab ve sünnete bakıp araştırmalıdır.Bildiriyor ki, bu kuraklığın sebebi insanlar olup ve Allahdan uzak nefsine uyan sanki kendini yaratmış ve gururla çalım satımla bu yer yüzünde dolaşanlardır.

Nefsini putperest eden ve hakimiyetini dengeni kaybeden zavalılar.Bu ne manaya geldiğini hiç düşünmez mi? yani nefsini ilah eden rabb eden anlamına gelmiş olmaz mı? sen zengin olsan,rütben ne olursa olsun,çoluk çocuk sahibi olsan ne yazar,bu dünya da ölüm oldukça.

Ben bunu yaptım şunu yaptım kendini büyütmek ile avunan insan,ey zavalı;din iman dan iflas eden zavalı.bu dünya kimindir.bu mal mülk saltanat kimindir hiç düşünmez misin? Ceddin neyi kabre götürdüyse sende onu götürecen hala ibret almazmısın.Neyi peşinde koşuyorsunuz aklım ermedi.

Ey gaflete börünen: dünya,mal mülke aldanma.bak ilim peygamberlerin mirasıdır.mal mülk ise firavunun mirasıdır.Allah ilmi sadece sevdiklerine verir.Malı sevdiğine sevmediğine verir.hatta sevmediklerine daha çok verir.ilim harcamakla bitmez.halbuki mal harcamakla eksilir.

Ey kardeşlerim: Bu başımıza gelen cehaletlik nereden geldiğini nasıl geldiğini döşünürsek öğrenmek mümkündür.1-başımızda ki, bilgisiz ve menfaat peşinde,dünyaya tapan alimlerdir.2-Bir de Eğitimsiz cehalete börünen Allahın kanuna uymayan anne babanın evlada terbiyesidir.ilmin azalarak bilgisizliğin yayılması kiyamet alametlerindendir.

Ey mümin kardeşim: Allahla barışmak ve Allaha bağlanmak ilmi öğrenmek bu asırda çok önemlidir.Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor; ilmin hafızlarında silinmek değil,ilim adamlarının azala azala kalmamasıyla,bilgisiz olan kişiler halkın başına geleceğini,bu bilgisizlik yüzünde insanlar karanlığa sörünecektir.(Sahihi buhari).

bu hadisi şerif bize ne öğretiyor anlamalıyız.madem ki,Allahu teala kur anı kerimde,Cahillerden yüz çevir emretmiş ise,o zaman birer müslüman olarak biz cahileri neden uyarmiyoruz,zararı varsa neden kaçmiyoruz.Cahilerle beraber olmak sıkıntı olmaz mı?

Kıtlık,sel,deprem ,veba ve esem gelince vay ben iyilerdendim demiyeceksin.İyi ve kötü olan bu dünyada Azabı tadacaktır.Sebebi ise,birbirlerinizle dolaşırken, uyup içerken, gülüp ağlarken, nehyi münkeri engelemeden hep nefsine ve çoluk çocuğuna dua ederken,bu ümmeti muhammedi uyarmadığı için gelecek felaket elbete iyiyi kötüyü cezalandıracaktır.

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside Zinadır:(Allah zina eden kimsenin imanını gömleğini sırtından çıkardığı gibi çıkarır.zina edilen bir memleket mutlaka azap mustahak olacaktır.)

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside faizdir:(Allah'u teala faizi yiyenleri domuz ve maymun şekline çevirecektir.Faiz yapan ve alan bir alış veriş olan bir belde mutlaka Allahın azabı beklesinler.

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside Adam öldürmedir: Bir mü’mini kasten öldürenin cezası ise, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır.(Nisa süresi 93)

Öyle bir zaman gelmiş ki,her yerde müslümanın kanı dökmek,mahsum ve mazlumun kanı dökmekten zevk aliyorlar.Hiç bir insanın kanı yerden kalmiyacağını Allahın bir vaadidır.

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside sıla-i Rahim olmadığıdır: (Rasulullah sılai rahim hakın da şöyle buyurdu:Şöphesiz rahim yani yakınlık ilişkisi kurmak Allahın isimlerinden Rahmanın bir parçasıdır).

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside

Hayvanlara bile acıma duygusu vicdanlarda olmadığını : Sahih hadislerde bildiriyor ki, “Yolda gitmekte olan birisinin susuzluğu artar. Hemen bir kuyuya inip suyundan içer. Kuyudan çıkınca susuzluktan dilini çıkarıp soluyan ve rutubetli toprak yalayan bir köpekle karşılaşır. Adam kendi kendine: “Bu hayvan da benim gibi susamış.” deyip kuyuya tekrar iner. Ayakkabısına su doldurur ve ağzıyla tutarak yukarıya çıkar, köpeği sular. İşte Allah bu kulunu övmüş ve günahlarını bağışlamıştır.”

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside

kadınların erkeklere benzenmesi,erkekler kadınlara benzenmesidir : Hadislerde bildiriyor ki,üç kişi asla cennete giremez.1-Deyyüz olan.2-erkekliğe üzenen kadınlar.dediler ki, Ya Resulullah deyyüz nedir?evine çirkin işler için girip çıkan kimseye aldırmayan Ashap kadınların erkekliğe üzenmesi ne demek? giyim ve karekterleriyle erkeklere benzetmek isteyen kadınlardır.Etrafınıza bakın pazarlarda çarşılarda saçı başı çıplak kadınlar varmı yok mu? Bu yorumu size bırakiyorum.

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside

fakirler ve zenginler arasında Adalet olmadığını.Alimlerin kiymetini bilmediğidir: Sahih hadislerde deniliyor ki,Dünya şu 4 şeyle ayakta durur.

1-Alimlerin ilmiyle.2-Hükümdarların adaletiyle.3-zenginlerin cümertliğiyle.4-fakirlerin duasıyla.Eğer alimlerin ilmi olmasa,Cahiller helak olurdu..Cümert zenginler olmasaydı,fakirler helak olurdu..Hükümdarların adaleti olmasaydı,insanlar birbirlerini yiyerlerdi..Fakirler olmasaydı,zenginler helak olurdu..

Kuraklık ve kıtlık sebebinin biriside :

fakirler gittikçe fakir olması,zenginler gittikçe zengin oması,zekatın bir borç ödemesi gibi ödemesi.sadakanın ortada kalkması,herkes mal mülk evlat da tapması,iftira,giybet,Alış verişte yemin edilmesi.

kimse kimseye gövenmemesi,herkes kendini beyenmesi,içki,çalgı aletlerin çoğalması,şarkıların söylenmesi,Allah emrettiği namazı orucun terkedilmesi,hiç bir evde Allahı anmaması.anne babaya kötü davranmasından dolayı şu nurlu pek güzel hadisi şerifi hatırlatmak istiyorum:

Ümmetim şu 15 şeyi işlerse Bela ve azap onlara kesinleşir deyince,Nedir onlar Ya Resulullah diye soruldu? Resulullah (s.a.v.) şöyle cevap verdi.1-Ganimet hakkı olmayanlar alır.2-Emanet ganimetmiş gibi yenir.3-Zekat ceza öder gibi istemeyerek verilir.4-Sadaka ceza öder gibi istemeyerek verilir.

5-Erkek karısının sözüne uyar.6-(Adam )annasına karşı gelirler.7-(Adam) Arkadsşına iyi davranıp.8-Babasına kötü davranır.9-Camilerde gürültü yapılır.10-Aşağıdakiler olan topluma lider olur.11-Zalim şerrinden çok korkulur.12-Zalime korkusundan ikram ve iyilikte bulunurlar.

13-Haram olan içkiler içilir.14-Erkekler ipek elbise giyer.14-Şarkıcı kadınlar ve çalgılarla eğlenilir.15-Gelen insanlar geçmişlerini kötülerse, O zaman şiddetli kasırgayı yahut yere batmayı ve başka şekilere çevrilmesi(çeşitli felaketleri) beklesinler.

vicdanlar vahşi hayvan gibi,nefsin köpek gibi ve dilin bal gibi konuşması kalbin kurt gibi olması olduğunda, daha sayabileceğimiz çok şey var. bu sebeble kuraklık geleceğini mutlaktır.

yağmurun yağmamasının sebebi; kulların işlediği günah ve kötülüklerdir. Zirâ hiçbir belâ, günah olmadan bir topluluğa inmemiştir, tevbe olmadan da o topluluktan kaldırılmamıştır. İşte bu, Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de pek çok âyette belirlediği bir gerçektir.

Alla kur'anda şöyle buyuruyor: Andolsun ki biz de Firavun’a uyanları, ders alsınlar diye kuraklık yılları ve ürün kıtlığı ile cezalandırdık.(Araf suresi 130)

iyi bilinizki bu gezegen yani bu yer yüzü Allahındır.Allah (c.c)kur anda şöyle buyuruyor:

Mûsâ kavmine dedi ki: “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah’ındır. O, kullarından dilediğini oraya hâkim kılar; (güzel) sonuç, takvâ sahiplerinindir.”(Araf Suresi 128).

Hz.Lüt (a.s.) kavminin içinde rivayetlere göre 80 bin kişi o gece Tehecüt namazındaydı.Ama 30 kişi sebebiyle 80 bin mümin da helak olmuştu.Sebeb birbirlerini uyarmadıkları içindi.

Ey nefsine tapan kuraklık ve kıtlık niçin olduğunu umarım anlamışsınızdır.bu geçmiş akibetler elbete bu ömmetin başınada gelecektir.ya dönüp hep birlikte tevbe etmeliyiz.yada bu azap bir gün bizi de bulacaktır.(DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR)

Aşağıdaki yazdığımız görüşlere bakalım:

yağmurun yağmamasının sebebi; kulların işlediği günah ve kötülüklerdir.Zirâ hiçbir belâ, günah olmadan bir topluluğa inmemiştir, tevbe olmadan da o topluluktan kaldırılmamıştır. İşte bu, Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de pek çok âyette belirlediği bir gerçektir.

Bu âyetlerden bazıları şunlardır:

1. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"İnsanların kendi elleriyle işledikleri (günahlar) yüzünden karada ve denizde (kuraklık ve hastalıklar yaygınlaştığı için) düzen bozuldu.Allah, (yaptıkları) bazı amellerine karşılık onları cezâlandırır.Umulur ki onlar tevbe ederek Allah’a dönerler." (Rûm Sûresi: 41)

2. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Şayet onlar (insan ve cin kâfirleri), (İslâm) yolunda dosdoğru yürüselerdi (ve ondan sapmasalardı), onlara bol bol yağmur indirir (ve dünyada onların rızıklarını bollaştırırdık)." (Cin Sûresi: 16)

3. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"O ülkelerin halkı, (elçilerin getirdiklerine kalpleri) îmân etmiş (peygamberlerini tasdik edip onlara uymuş) olsalar ve (ibâdetleri yaparak ve haramları terk ederek) gereği gibi sakınsalardı, elbette onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık (onlar için gökten yağmur yağdırır ve yerden bitkiler yeşertirdik).

Fakat onlar, (elçilerini/peygamberlerini) yalanladılar. Biz de yaptıklarından (küfür ve günahlarından) dolayı onları helâk edici bir azapla cezâlandırdık." (A'râf Sûresi: 96)

Sünnetten delilerine gelince, bunlardan bazıları şunlardır:

1. Abdullah b. Ömer'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

Ey Muhâcirler topluluğu! Beş şey vardır ki, onlarla imtihan olunduğunuzda (o toplumdahiçbir hayır kalmamış demektir.) Siz hayatta iken onların ortaya çıkmasından Allah'a sığınırım.

(Bu beş şey şunlardır:)

l. Zina: Bir toplumda zina ortaya çıkar ve açıktan işlenecek bir hale gelirse, o toplumda mutlaka vebâ ve onlardan önce gelmiş-geçmiş hiçbir millette görülmeyen hastalıklar yayılır.

2. Ölçü ve tartıda hile: Bir toplum, ölçü ve tartıyı eksik yaparsa, o toplum mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve sultanın (yöneticinin) zulmüne uğrar.

3. Zekat vermemek: Bir toplum, mallarının zekâtını vermezse, mutlaka gökten yağmur kesilir. Şayet hayvanlar da olmasaydı, tek damla yağmur bile yağmazdı.

4. Ahdin bozulması: Bir toplum, Allah ve Rasülünün ahdini bozarsa, (düşmanla yaptığı anlaşmayı ihlal ederse) Allah Teâlâ, kendilerinden olmayan bir düşmanı o topluma musallat eder ve ellerindeki (servet)lerin bir kısmını onlardan alırlar.

5. Allah'ın kitabı Kur'an ile hükmetmeyi terketmek:Bir toplumun liderleri (yöneticileri), Allah'ın kitabı Kur'an ile hükmetmeyi terk edip Allah'ın indirdiği hükümlerden işlerine gelenleri seçerlerse, Allah Teâlâ onları kendi aralarında savaştırır (onları birbirine düşürür)." (İbn-i Mâce; hadis no: 4155. Elbânî, "Sahih-i İbn-i Mâce"de 'hadis, hasendir' demiştir.)

Bu konuda ilk müslümanların (selef-i sâlihin) sözlerinden bazılarının sözleri:

Ebu Hureyre -Allah ondan râzı olsun- bu konuda şöyle demiştir:"Toy kuşu, zâlimin zulmünden dolayı yuvasında mutlaka ölür."

Mücâhid -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Kıtlık ve kuraklık şiddetlendiği ve yağmur yağmadığı zaman hayvanlar, Âdem oğlunun günahkârlarına lânet ederler ve şöyle derler:

- Bu, Âdem oğlunun günahı sebebiyledir."

İkrime -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Yeryüzünün hayvanları ve böcekleri, hatta kınkanatlılar ve akrepler şöyle derler:

- Âdem oğlunun günahları sebebiyle yağmurdan mahrum edildik." (İbn-i Kayyim; "el-Cevabu'l-Kâfî"; s: 38)

Günümüz âlimlerinden bazılarının sözleri:

Değerli âlim Muhammed b. İbrahim -Allah ona rahmet etsin- müslümanlara, yağmurun gecikmesini hatırlattıktan sonra bunun sebebini şöyle açıklamıştır:

"Sizler, durumu, yani yağmur yağmasının gecikmesini, kuraklığı ve yağmurun zamanında yağmamasını gözlerinizle görmektesiniz. Şüphe yok ki bunun sebebi; Allah Teâlâ'ya isyandır, farzları terk etmek ve haramları işlemek sûretiyle O'nun emrine karşı gelmektir.

Hiç şüphe yok ki dünyada hiçbir kötülük, bozgunculuk, dînî ve dünyevî bakımdan hiçbir noksanlık yoktur ki, bunun sebebi; günahlar ve Allah Teâlâ'nın emir ve yasaklarına aykırı davranmak olmasın.

Yine dünyada hiçbir iyilik, dînî ve dünyevî nimet yoktur ki, bunun sebebi; Allah Teâlâ'ya itaat ve O'nun dîninin gereklerini yerine getirmek olmasın.

Bu sebeple ey Allah'ın kulları! Mutlaka tevbe edin ki felaha ve kurtuluşa eresiniz, haliniz düzelsin ve ıslah olsun. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Ey kavmim! Haydi Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra (günahlarınızdan tevbe edip) O’na dönün ki gökten size bol bol (sağanak) yağmur göndersin (böylelikle hayırlarınız çoğalsın) ve (nesillerinizin çoğalması ve nimetlerin birbiri ardınca size gelmesiyle) gücünüze güç katsın. Ne olur, (sizi çağırdığım şeyden) yüz çevirip suçlu duruma düşmeyin!" (Hûd Sûresi: 52)

Allah Teâlâ'nın üzerinizdeki haklarını ödeyerek onlardan kurtulun ve birbirinizin üzerindeki bütün hakları çıkarıp sahibine verin. Uyanık bir kalple, günahları itiraf ederek ve ihmal ve kusurları kabul ederek Allah Teâlâ'ya bol bol istiğfarda bulunun ve Âlemlerin rabbine zelil olarak yalvarıp yakarmaya devam edin ki, O da gökten size bol bol yağmur yağdırsın." ("Fetâvâ İbn-i İbrahim"; c: 3, s: 128-131)

İkincisi:

Bütün ümmetlerden akıl sahipleri, işledikleri günahların, hayatları ve rızık sebepleri üzerinde bizzat etkisinin olduğunda ittifak etmişlerdir.

Buna delâlet eden şeylerden birisi de şudur:

Bu akıl sahipleri, cezâsının hemen başlarına geleceğini bildikleri için zulmekten (haksızlık yapmaktan) uzak durmayı tavsiye etmektedirler. Hatta İslâm'dan önceki araplar, haksızlık, vefâsızlık, ihânet ve ve zulüm gibi bazı günahların âkibetinden sakınırlardı.

Akıl, iyilik sahibinin iyilikle karşılık göreceğine, kötülük sahibinin de azap görmek ve mahrum kalmakla cezâlandırılacağına delâlet eder.

Bunun örneği:

Sen, okuldaki öğretmenin, çalışkan öğrencileri ödül vererek ve onlara övgüde bulunarak mükafatlandırdığını görürsün. Bunun aksi ise, ihmalkâr davranan öğrenciler için sözkonusudur.

Aynı şekilde işveren kimse, işinde ciddiyetle çalışan işçiyi teşvik ettiğini ve onun ücretini arttırdığını görürsün. Bunun aksi ise, işinde ihmalkâr ve kusurlu davranan işçi için sözkonusudur.

En güzel misaller Allah Teâlâ'ya âittir.Allah Subhânehu ve Teâla, kuraklık, yağmurun gecikmesi ve rızkın daralması gibi belâ ve musibetlerle kullarının kendisine dönmeleri ve tevbe etmeleri için onları uyarıyor ki kulları kendisine dönüp içinde bulundukları günahları terk etsinler.

Eğer böyle bir durumda gökten yağmur yağarsa, bilinmelidir ki bu, -daha önce zikredilen hadiste olduğu gibi- yeryüzündeki hayvanlar sebebiyledir.

İmamKurtubî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Allah Teâlâ'dan yağmur yağdırmasını istemiştir. Nitekim O, mütevâzi bir şekilde, zelil bir halde, huşu içindeve yalvarıp yakaran bir kimse gibi, namazgaha çıkıp gitmiştir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- örnek olarak sana yeter. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yapmışsa, inatçılıktan ve kullarının Rabbi Allah Teâlâ'ya isyandan başka bir şeyi olmayan ve tevbe etmeyen bizim halimiz nasıl olur? Bize nasıl yağmur yağdırılsın?

Fakat İbn-i Ömer'in -Allah ondan ve babasından râzı olsun- hadisinde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:"Bir toplum, mallarının zekâtını vermezse, mutlaka gökten yağmur kesilir. Şayet hayvanlar da olmasaydı, tek damla yağmur bile yağmazdı." ("Kurtubî Tefsir"; c: 1, s: 418)

Şüphe yok ki müreffeh hayat ve bol yağmur, bazı insanlar ve ümmetler için belâ ve istidrac olabilir. Nitekim batı ülkelerinde bu açıkça görülmektedir. Bu, onların nimetler konusunda varabilecekleri son noktadır ve bu güzellikler, dünya hayatında onlara erken verilmiş olabilir.Fakat bu nimetler, onların âhiretteki azaplarının artmasına sebep olacaktır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

boyunlarına dolanacaktır.Kaldı ki göklerin ve yerin mirası (mülkü), Allah’ındır. Allah ne yaparsanız hepsinden hakkıyla haberdardır." (Âl-i İmrân Sûresi: 180)

Ayrıca bu, Ukbe b. Âmir'in -Allah ondan râzı olsun-, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den rivâyet ettiği şu hadiste açıkça beyan edilmiştir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

"Allah Teâlâ’nın, günahlar işlemesine rağmen kuluna istediği şeyleri verdiğini gördüğün zaman bil ki ona verilen şey, onun günahlarını arttırmaktan (günahında ilerlemesi için Allah tarafından ona verilen oyalamadan/süre tanımadan) başka bir şey değildir.

Sonra şu âyeti okudu:

"Onlar, kendilerine verilen öğütleri terk edip unutunca üzerlerine her şeyin, her zevk ve nimetin kapılarını açtık.Nihayet kendilerine verilen şeyler (bu genişlik ve serbestlikle) tam sevindikleri sırada, onları ansızın kıskıvrak yakaladık ve bir anda bütün ümitlerini kaybediverdiler!

Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun ki böylece, zulmedip duran o gürûhun arkası kesildi." (En'âm Sûresi: 44-45)" (Taberânî; "el-Mu'cemu'l-Kebîr"; c: 17, s: 330. Elbânî; "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha"; hadis no: 413'te "hadis sahihtir", demiştir.)

Yukarıda zikredilen şeylerden şu sonuca varabiliriz:Bir topluluğun veya ülkenin yağmurdan mahrum edilmesi, maddî sebepleri ne olursa olsun, ancak Allah Teâlâ'nın emriyle olur. Çünkü bu sebepleri takdir eden Allah Teâlâ'dır.

Allah Teâlâ bir ülke veya tevbe etmeyen günahkâr bir topluluk veya müslüman olmayan kâfirlere yağmur yağmasını ve o ülkeye rızık verilmesini takdir etmişse, bunun bir çok hikmetleri ve sebepleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

-Kıyâmet günü onların azabını arttırmak için hayır ve bereketler vererek onlara süre tanır.- Onlar için değil de hayvanlar için hayır ve bereketler verir. Bu olursa (Allah Teâlâ onlara hayır ve bereketler verirse), bu takdirde hayvanlar onlardan daha hayırlı olurlar.

el-Menâvî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:"Yani: Allah Teâlâ , hak edene zekatlarını vermemeleri sebebiyle onlara ceza olsun diye yağmur yağdırmamıştır.

Onların yağmurdan faydalanmaları, hayvanlar vesilesiyle olmuştur.Dolayısıyla hayvanlar, bu durumda onlardan daha hayırlıdırlar. İşte bu, zekat vermeyi terk eden için büyük bir tehdittir ki ne büyük tehdit!" ("Feydu'l-Kadîr"; c: 5, s: 378-379)

Bu zikrettiğimiz şeylerin, arkadaşınız ve bunu okuyan herkes için faydalı olmasını ümit ederiz.Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.