Adnan ONAY
KÜRT VE ALEVİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI
AB(D) ve İsrail’in Bölgeyi dizayn etme ve Türkiye’yi kuşatma planlarına karşılık devletin derinliklerinden verilen kararı seslendirerek terörü bitirme, silah bırakma çağrısı yapması için Öcalan’ı Meclis’e davet eden ve ülkeyi terörden arındırma yolunda risk alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu kez “Biri Kürt, biri Alevi Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun” sözüyle yeni bir tartışma başlattı.
Bahçeli, PKK’yı silahlandırma konusunda olduğu gibi bu talebi de devletin derinliklerinden yükselen bir düşünce olarak mı seslendirdi bilemiyorum!
Ancak, bu açıklamayı duyan yabancı birisi T.B.M.M yapısının etnik ve mezhebi şekilde bölünerek oluştuğunu sanır.
Oysa, bu ülkede yaşayan herkes eşit yurttaş konumundadır. Siyasi Partilerimizin içinde her tür inanç ve etnik yapıdan kişiler vardır ve hiçkimse bunların etnik ve mezhebi kökenleri üzerinden bir söylem üretmez. Aksi olsa Alevi olan Kılıçdaroğlu yıllardır ana muhalefetin başında kalabilir miydi? Üstelik neredeyse Cumhurbaşkanı olabilecekti.
Eğer, ülkemizde etnik ve mezhebi bazı sorunlar yaşanıyorsa temelinde halkın ayrımcılığı değil, demokrasi sorunu veya istismarlar vardır. PKK terörü sorununda olduğu gibi bu sorunlar dış devlet desteğiyle de beslenip, büyütülmektedir.
O halde, Bahçeli acaba bu sözleriyle bir başka şey mi istemektedir?
Eğer, amaç toplum üzerinde dikkat çekici bir algı yaratmak ise Bahçeli’nin bu sözleriyle akla ilk olarak DEM’li siyasilerden biri ve Kılıçdaroğlu gelmektedir.
Zira; Siyaset sahnesinde PKK uzantısı olarak bilinen DEM bir etnik parti görüntüsündedir. Buradan birinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapılması “Devlet, kendisine silah doğrultan cepheden bir Kürt’ü dahi Cumhurbaşkanı Yardımcısı yaptı” algısı Kürtler üzerinde önemli şekilde olumlu bir etki yaratabilir. Ayrıca, bu dışarıya da önemli bir mesaj olur.
Alevi Yardımcıya gelince; akla ilk gelen isim Kılıçdaroğlu veya Alevi önderlerinden biridir.
Birçok Alevi, Kılıçdaroğlu’nun devrilmesini mezhebi bir operasyon olarak değerlendirmektedir. İmamoğlu’nun bazı açıklamaları ve el altından yapılan kimi kulisler de bu tip algıları kuvvetlendirmektedir.
O nedenle bir öncü Alevi ismin Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapılması bu tür algıları sonlandırabilir..
Peki, böyle bir şeyin yapılması doğru mu?
Bana göre asla doğru değildir!
Çok yönlü bir mozaik oluşturan Anadolu toprakları üzerinde bu tür çözüm arayışlarına girişmek uzun vadede ülkeyi etnik ve mezhebi bir çatışmaya sürükler.
Deneyimli milliyetçi bir siyasetçi olan Bahçeli’nin neden böyle bir düşünceyi ortaya attığı sanırım ileriki günlerde netleşecektir.
Anladığım kadarıyla devlet bir restorasyon sürecine girmiş görünüyor. Etrafımızdaki tehlike çemberine göre pozisyon alınmaya çalışılıyor. Bu nedenle devletin çizgileri iyice zorlanıyor..
Eğer, durum böyleyse ileriki günlerde ilginç gelişmelerle karşılaşabiliriz..!