Görüşme talebi Zohran’dan gelmiş, Trump da olumlu karşılamış. Oval ofiste görüşmek üzere anlaşmışlar. ‘New Yorklular için herkesle görüşürüm’ diyor Zohran. Belli ki New York için yapmayı düşündüklerine federal hükümetin desteğini isteyecek. Halbuki ikisi de birbirini sevmiyor. Fakat halkın yararı söz konusu olunca duygularını bir kenara bırakmışlar.

Bizde yok bu anlayış. Politikacılar istese bile taraftarları gözü dönmüş gibi kendi politikacılarına bile saldırıyor. Bu düşmanlığı kitlelere kimler ekti? Şöyle bir geriye dönüp bakalım. Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in ve diğerlerinin yaptıklarına, söylediklerine. Ne külliyenin altın klozetleri yalanı kaldı ne de S400’lerin Erdoğan’ı korumak için alındığı ne de teçhiz edilmiş ‘İslamcı’ tedhiş örgütleri.

Dervişoğlu gibi, Fatih Erbakan gibi ve kaçınılmaz olarak Özgür Özel gibileri hâlâ bunu sürdürmeye çalışıyorlar. Hele Özel kendi partililerinin pisliğini Erdoğan’ın üzerine sıvamaya çalışıyor. Ben hiçbir muhalefet belediyesinin kentinin sorunlarının çözümü için cumhurbaşkanına çıktığını hatırlamıyorum. Belki birkaç vardır. Bunu utanç vesilesi sanıyorlar. Ülkesinin yasal ve seçilmiş cumhurbaşkanıyla görüşmeyi hatta tokalaşmayı zül sayıyorlar. Halbuki sayın cumhurbaşkanı görüşmek isteyen kimseyi ihmal etmiyor.

Kimlerle görüşmedi ki. Muharrem İnce, Özgür Özel, Meral Akşener, DEM Eş başkanları… Sonuncular hariç diğerleri taraftarlarınca hain ilan edilip taşlandı. İnce’yle Özel, tepkilere direnemeyip fabrika ayarlarına döndüler. ‘Zıplamayan Tayyipçi’ zırvasına tempo tuttular. Özel ona Kenan Evren benzetmesi yapmaktan, darbeci, cuntacı demekten utanmadı. Halbuki o, Türkiye’nin darbeye direnen ilk ve tek lideri idi. Kılıçdaroğlu Özel’i yermek için ‘müzakere değil, mücadele etmek lazım’ bile dedi. Onun ‘mücadeleden’ ne anladığını çok iyi biliyoruz. Bunları yapanlar nelere maruz kaldı? Onun mücadele yöntemini sürdürenler kendi partilerinin binasını dışkıyla sıvadı. Kendisinin de ne yüzüne tükürülmediği ne de alnının karışlanmadığı kaldı. Muharrem İnce partiden kovulmaktan beter edildi. Akşener siyaset dışı kalmak zorunda oldu.

Hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz. Men dakka dukka. Medeniyet, nezaket ve insaniyet her kula nasip olmaz.