Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
MERAKLI MODERN ZEKÂDAN
MERAKLI MODERN ZEKÂDAN Prof. Dr. Salih Şimşek
Ben bilmiyordum, siz biliyor muydunuz? Mustafa Kamal annesi öldüğünde cenaze törenine katılmamıştır. Annesiyle bir tek bile fotoğraf çektirmemiştir. Acaba sebebi nedir?
Ne dersiniz? Merak ediyorum. Yıllarca ‘Bira Festivali’ yapanlar, ‘Teknoloji Festivali’ yapanları anlayabilirler mi?
Üzgünüm çok Üzgün... Ülkemde ünlü ‘Hırsızın Heykeli’ni dikmek için imza topluyorlarmış. Bunlar, galiba insanlarını aklı ile dalga geçiyorlar. Yoksa bana mı öyle geliyor?
Gelin de bu adamların hallerini anlayın. Atatürk 1938 de vefat etti. Ankara’da Anıt Kabir 1953 bitirildi. Bir kabri 15 yılda zor yapanlar, ‘iki yılda savaş uçağı üretilsin’ diye tantana yapıyorlar.
Tarihçilerin üzerinde ittifak ettikleri bir konu: M. Kemal’in Erdoğan kadar oyu yoktu. M Kemal, kazanabileceğini tahmin etseydi seçim yapardı. Kazanamayacağını bildiği için seçim yapmadı.
Adamın doğum tarihi yalan, doğduğu yer yalan, söyledikleri yalan, çektirdiği fotoğrafların büyük bir kısmı yalan, hayatı da yalan-dolanla la dolu... Ama bir asırdır ‘gerçekmiş gibi’ millete yutturdular.
‘Lâiklik’ veya ‘lâisizm’ öyle bir hastalıktır ki; hiçbir tedaviye cevap vermez. O yüzden ‘lâikliği üretenler’ dahi, kendilerine mal etmezler. Ancak ‘bizim gibi’ birkaç istisna ülke onu kabullenmişlerdir.
Şöyle etrafınıza bir bakın. Ülkemizde ‘Lâik, Çağdaş, Demokrat ve Kemalist’ diye anılan ve sıfatlandırılan’ bir varlık yoktur. Bunlar ‘biz Müslüman değil, kâfiriz’ diyemedikleri için uydurdukları zırvalardır. Hani ‘bilmeyenler de bilsinler’ diye ifade ediyorum.
Bir asır boyu ‘Türküm’ dediler, Batı’yı örnek aldılar, sonra da ‘Kripto Türk’ oldukları ortaya çıktı. ‘Doğruyum’ dediler, her türlü yanlışı işlediler ve yalandan tarih yazdılar. ‘Çalışkan’ olduklarını söylediler, bir asır boyu yan gelip yattılar. Çalışanlara da engel oldular.
Adam, çok lüks, havalı bir araba ile önünüzden gidiyor. Sanki Buriney Sultanı… Kırmızı ışıkta duruyor, arkasında siz de duruyorsunuz. Öndeki lüks araç sürücüsü, cam suyunu fışkırtıyor ve su sizin camınıza geliyor. Sürücü lüks araca binince kendisini 'adam' sanıyor... Kütük, tersinden okursanız da kütüktür. Cam suyunun farkında bile değil, su fıskiyesini ayarlamasını veya ayarlatmasını da bilmiyor!
Hatırlayan var mı? Gerçi genç nesil bilmez de… Ecevit bir zamanlar, her nasılsa, belki de sürçü lisan ile, İsrail’i eleştirmişti. Hemen arkasından, ne olduysa, 4 defa özür üstüne özür dilemişti. Eveleyip geveleyip, özür üstüne özür neden dilenmişti? Korkmuş muydu, tehdit mi etmişlerdi, bilmiyorum. Şimdi ise, hem de Birleşmiş Milletler toplantısında, dünya ülkelerinin gözleri önünde, Filistin’e saldırı yapan İsrail’e ‘Eşkıya’ diyen bir lider ile karşı karşıyayız. İşte bunlardan ilki ‘solcuların lideri’ değeri de ‘vatanlarını sevenlerin’ lideri…
Sokullu Mehmed Paşa’nın, 30 Eylül1579 tarihinde ölümü üzerine bir not: Artık bir noktaya parmak basmak vakti... Sokullu merhum ölmemiştir, öldürülmüştür. Hem de Müslüman kılığında biri tarafından katledilmiştir. Papa’nın tezgahına çomak sokup “Anadolu’ya bir nefes olsun” diye, Türkistan’a ‘yol açmaya çalışırsan’ ölürsün, öldürülürsün. Zengezur neden ‘Trump Yolu’ oldu sanıyoruz? Doğuştan yalan ve ihanet üzere doğan Siyonistleri bu milletin içinden, söküp atıp, temizlemezsek, bu daha çok devam eder…