ABD NE YAPMAK İSTİYOR?

Adnan ONAY

Rusya’nın Ukrayna’ya girişinden itibaren haber televizyonlarına onlarca yorumcu çıktı, çıkarılıyor. Tıpkı daha önceki savaşlarda, iç çatışmalarda yapılan yorumlar gibi yapılan yorumların çoğu karavana atışlar..!

Günlerdir, hiçbir rakamsal gerçekçi bilgi sunmadan her şey hakkında yorum yapabilen ve avcı hikayeleri anlatır gibi ekran karşısındakileri dinleten bunca hikayeciyi dinleyip duruyoruz.

Yorumcuların anlattıklarına dikkat edildiğinde, olaylara batı gözlüğüyle bakıldığını kolayca anlayabiliyorsunuz. Bunun sağladığı konformist akılla elbet kolayca sallamak mümkün. Böyle olunca da ekranlardaki yorumlar gerçeği anlamayı zorlaştırıyor.

Oysa; yaşananların özeti ilk gün yazdığım yazıda olduğu gibi;

Yani, ABD’nin hedefi Rusya’yı dünya sistemi içerisinde iyice düşmanlaştırmak.

Zira, ABD, bağımsız hareket etmeye kalkışan Avrupa’yı ancak bir düşmanla korkutarak çerçeveleyebiliyor. Bugüne kadar hep bu taktik uygulandı.

Önce; Hedef ülkeler BM çatısı altında toplandı, Komünizm tehlikesine karşılık NATO kuruldu, sonrasında Sovyetler Birliğinin oluşturduğu Varşova paktı korkusuyla NATO’ya bağlı ülkeler siyasi ve iktisadi olarak kontrol altına alındı.

Sovyetlerin çöküşünün ardından İslam tehdit unsuru olarak hedefe kondu ve monarşik, totaliter İslam ülkelerine demokrasi götürme numarasıyla BM ve NATO devreye sokuldu.

Bu projede sonuca tam ulaşılamamış olunsa da istenilen kısmen elde edildi.

Bu arada, Avrupa her ne kadar ABD’nin kuyruğuna takılmış olsa da projelerin sadece ABD çıkarlarına yönelik ilerlediğini görerek homurdanmaya başladı.

Avrupa’nın NATO’dan ayrı savunma paktı kurmaya kalkması, Avrupa devletlerinin siyasi ve ekonomik tercihlerini bağımsız olarak yapmak istemesi ve ÇİN’in küresel bir güç olarak her geçen gün daha da tehlikeli hale gelmesi karşısında ABD’nin Rusya’yı eski Sovyetler döneminde olduğu gibi yeniden düşmanlaştırmaktan, dünyayı iki kutuplu hale getirmekten başka çaresi kalmadı.

Ukrayna, bunun için bir av seçildi.

Önce, toy bir şovmenin devletin başına getirilmesi senaryosu devreye sokuldu ve bu kişinin %73 gibi yüksek bir oyla Cumhurbaşkanlığını kazanması sağlandı. Sonrasında Rusya’nın ön bahçesindeki bu ülkenin NATO’ya dahil edilme gerilimi devreye sokuldu. NATO’nun yapısının UKRAYNA’yı almaya mümkün olmamasına rağmen bu doğrultuda sürekli gerilim tırmandırıldı ve ABD, toy devlet başkanına Rusya’ya karşı her şekilde yanında olacağı yönünde gaz verdi.

Yapılan propagandalara göre Rusya hiçbir şekilde Ukrayna’ya giremeyecek, Eğer girmeye kalkarsa da Batı tarafından hezimete uğratılacaktı!

Sonunda, Rusya, Ukrayna’ya girdi ve denilenlerin hiçbiri gerçekleşmedi.

Zelensky, savunmasız halde ortada bırakıldı, çatışmaların artırılarak ortaya çıkan tablonun Rusya aleyhine propagandaya dönüştürülmesiyle, Rusya’nın yeniden komşu devletleri yutmaya kalkan eski Sovyetlerin yerini aldığı savı işlenmeye başlandı.

Hedef belli; Rusya’ya sunulan Ukrayna yemiyle ülkelere korku salınıp NATO güçlü hale getirilecek, AVRUPA yeniden ABD’nin boyunduruğu altına girecek ve böylece ABD yine yayılmacılığını, hegemonyasını kolayca sürdürecek..

Sonrasında da geçmişte olduğu gibi Rusya ile gizli pazarlığa oturup asıl büyük tehlike olan ÇİN için ortak planlar yapacak.

Peki, ABD planladığı şekilde hedefine ulaşabilecek mi?

Bunu zaman gösterecek ama işinin hiç de kolay olmadığı ortada.

Bir kere Putin, kafasında ne olduğu kestirilemeyen, eksantrik bir lider. Her zaman elinde önemli kartlar tutmayı seviyor.

Çin ise kimseyi rahatsız etmeden ekonomik çıkarlara dayalı olarak “kazan, kazan” sistemiyle yol alıyor.

Avrupa ise ABD boyunduruğundan kurtulma hesabını hiç aklından çıkarmayacak bir hale gelmiş durumda..

Bugün yaşananlara baktığımızda dün olduğu gibi olan yine halklara oluyor. Şimdilerde topun ağzında Ukrayna halkı var. Yerlerinden, yurtlarından oluyorlar, kalanlar da bombalara maruz kalıyor.

Şimdi ki aktüel kurban Ukrayna.. Yetmezse, buna yenileri de eklenebilir.!

Belli ki, ABD, sorunun büyümesi için Zelensky’i sonuna kadar işbaşında tutmak isteyecek. İşi bittiğinde de akibetini Rusya’nın günah hanesine yazmak isteyecek.

Rusya, ise Zelensky’nin görevden el çektirilmesini, bu konuda Batıya koz verilmemesini hedefliyor. Kansız bir darbe arıyor.

Ancak, Batıya rağmen Zelensky’e zarar vermeyecek şekilde işin içinden sıyrılabilir mi?

Bütün bunları bize ancak zaman gösterebilir…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.