AKSAKALLARDAN TESPİHLER VE TESPİTLER

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

AKSAKALLARDAN TESPİHLER VE TESPİTLER

Her şeye sitem etmekle meşhur bir Aksakal şöyle demiş: Sitem ediyorum dağlara ama onların umurunda bile değil...

Rütbeli bir AKSAKAL şöyle demiş: Rütbeler sizi sakın ha yanıltmasın! (Kim bilir? Ne demek istediyse? Nasıl oluyorsa?)

Hangi Aksakal dedi, ne zaman dedi, nerede ve nasıl dedi, kimin için dedi bilmiyorum ama şöyle dedi: hüzün sürekli olursa fermente olup acılaşır...

Siyaset Bilimci bir AKSAKAL der ki: Diğerleri için bir şey söyleyemem ama 'Müslüman Kimlikli’ insanlarımızın 'devlet' kavramını iyi anlamaları ve bilmeleri gerekir...

Zaman zaman ortalıktan kaybolan bir AKSAKAL birilerine, birileriyle ilgili olarak demiş ki: Ne lâf anlamaz bir kişin be adam… Medenî toplamların içinde, vahşice yaşayıp gidiyorlar işte…

Gezgin bir AKSAKAL bir seyahatten döndükten sonra seyahatte iken defalarca dinlediği bir şarkıyı tekrar dinlemiş ve şöyle demiş: Şarkı aynı olsa bile dinlenilen ortamlar şarkılara ayrı bir tat takıyor.

Seyyahlardan bir seyyah AKSAKAL, zamanın birinde şöyle bir tespitte bulunmuş: Artık keşfedilmemiş coğrafya yoktur. Ama her coğrafyayı her gönül farklı yaşar! İşte şarkılar/türküler de böyledir.

Kim olduğu belli olmayan bir AKSAKAL, sanal âlemdeki dostlarından birine şöyle yazmıştı: Allah Kerim'dir. O ne isterse o olur. Umutsuzluğa yer yok. Allah nurunu tamamlayacaktır. O vaadinden dönmez. Selam ve dualar...

Olağanüstü durumlarda aklına deli deli sorular gelen, deli dolu bir AKSAKAL şöyle demişti: Bu adamlar dozer gibi yine geldi. Yakında AYM'de kaldırırlar... Henüz zaman varken şu seçim sonuçlarını AYM'ye götürsek de İPTAL ettirsek... HAYIRLI olur mu acep?

Garip bir AKSAKAL, bir genel seçim sonunda demişti: Yahu arkadaş! O kadar, dostça uyardık ki... Dinlemediler. Bizi 'düşman' sandılar. 'Değiliz' dedik, inanmadılar. İşte sonunda olan oldu. Biz illa olsun demedik ki... Arayan bulurmuş, onlar da buldular, çok şükür.

Maymunlar üzerine ihtisas yapmış bir AKSAKAL demiş ki: Orangutanları, ait oldukları mekânlara göndermek gerek. Başka yerlerde doğal haşatlarını yaşayamaz ve mahvolurlar... İnsanlık adına onlara zulmetmeyin. Serbest bırakın ve HÜR ve dahi ÖZGÜR yaşasınlar...

Yurdum insanının çok seven bir AKSAKAL, bir genel seçim sonunda şöyle demişti: Muhalif partilere oy veren insanımızı kötülemek yok. Onlar da DOĞRU bildiklerine oy verdiler ve demokratik bir hak kullandılar. Hiç bir şekilde onları kötüleyici söz ve eylemler artık olmamalı... Seçim bitti. Herkes milletimizin refahı ve ülkemizin hayrı için çalışmalı...

Kahraman Maraş – Göksun arasındaki Püren Yaylası'nı çok seven bir Yörük AKSAKAL bir seçim sonunda şöyle demişti: Yahu arkadaş! Olur mu böyle? Olur mu? Kahramanmaraş'ın Püren yaylasında halen çobanlık yapan Efe'lerin Efesi'ne oy kullandırır ve onu de elitlerin ve beyaz Türklerin kullandıkları oy ile eşit sayarsan işte böyle olur! Böyle yapmayın dediğim halde yaptınız. Sonucu katlanın, ne haliniz varsa görün!

Bir zamanlar, ülkemizde yapılan bir genel seçim sonunda, ‘Gazze Kazandı’ diye bir paylaşım yapılmıştı. Bir dost, Ercan Durukan, bir açıklama yapmıştı bu söz için: Neden Gazze? Mesela Suriye? Afganistan? Uygur? Irak sevindi mi? Tepelerine bomba yağması duracak mı? Bence kontrolü kaybettik… Diğer bir dost, Asım Elmas da şöyle cevap vermişti: Gazze, benim nazarımda, Tüm İslam Coğrafyasının Sembolüdür. O yüzden... Hiç biri diğerinden ayrı düşünülemez, ayırt edilemez... Hepsi bir elin parmakları gibidir. Birindeki acı hepsinde hissedilir. Mesele bu kadar basit!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.