Bir zamanlar yazdıklarımdan

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Ne yapıp yapıp, ülkemin yiğitlerine sahip çıkmak gerek! Sonra pişmanlık fayda vermez.

İtlerin yönetiminden rahatsızlık duymayacak olanlara, yiğitlerin yönetimini anlatamazsınız, anlamazlar...

Ah bu tatillerine kıyıp da, rahatlarından fedakârlık yapıp da oy kullanamayanlar var ya... Bunları denizden hiç çıkarmayacaksın!

Ülkenin Yiğitlerini yerli-yabancı itlere boğdurmaya çalışanlara engel olmayanlar hiç bir şekilde masum olamaz ve sorumluluklarından kurtulamazlar...

Evet, evet… Muhalefet suçluyu anında buldu. Tatildeki vatandaş suçluymuş. Onlar sandığa gidip de muhalefet lehine oy kullansaymış böyle olmazmış.

Kalanlar kalmış, güreşe doymayanlar da dinlenmeye geçmiştir. Yarın kalkarlar ve başlarlar bağırmaya: adil seçim olmadı! Seçimler tekrarlansın! Erken seçim istiyoruz!

Ülkemin yiğitleri de beşerdir. Hata yapabilirler, kusurlu olabilirler, yanlış yapabilirler... Yani onlar da birer insandır. Küçük, basit, kişisel ve dünyevî hesaplar yüzünden yiğitleri harcamamak gerek...

10 saat önce şöyle yazmıştım: ‘ak-koyunlar’ ile ‘kara-koyunlar’ bugün çobanlarını seçiyorlar. Yeni ‘Çoban’ımızın milletimize ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum'... Artık Akkoyunların seçtiği çoban, karakoyanların da çobanı oldu. Onlar beğenmese de...

10.000 nüfuslu bir kasabanın, sadece o bölgeye yayın yapmaya gücü yeten yerel TV’sinde konuşan bir siyasetçi, "beni 70 milyon dinliyor" diye söyler ve buna gerçekten inanır. Bizim ulusal cephe mensupları da çok sayıda 'gücü' arkalarına alınca, gerçekten güçlü olduklarına inanmaya başlamışlardı... Haçan no'lacak şimdi?

Seçimler bitti. Olanlar oldu. Şimdi olacaklar için hareket zamanı... Herkes olması gerektiği gibi olmalı, yapması gerekenleri yapmalı, yapmaması gerekenleri yapmamalı. Samimiyet hiç bir zaman elden bırakılmamalı... Gelecek seçime hazırlananlar kusurlarını ve noksanlıklarını telafi yolları aramalı... Bu tavsiye tüm siyesi partiler için geçerlidir.

Ben dememiş miydim? Ulusal Cephe’deki dostlarımızı dün uyardım. Seçimin sağlıklı ve sizin lehinize sonuçlanması için trafoları gözetim altına alın! Kedilere sahip olun. Merkezi Bilgisayarları denetim altına alın. Yoksa hırsız (!) sizi de çalar. Sözümü dinlemediler. Hâlbuki dost gerçek uyarıda bulunur. Dinlemediler. Artık kaderlerine razı olsunlar. Bu arada AYM kapısı halen açık.

Yıllar önce hemşerim rahmetli Mustafa Taşer konuşmalarını beğenmediği bir gruba şöyle demişti: hâlâ bıraktığımız yerde otluyorsunuz... Ben de şu hiçbir zaman gerçekten ‘iktidar olmayı’ düşünmeyen ana muhalefet ile yavru muhaliflere diyorum ki: Şu Türkiye’nin geçirdiği değişimi önce ciddi bir inceleyin. Kendinizi iyice bir sorgulayın. Önce 'iktidar' olmaya bir karar verin. İktidara talip görünüp kolaya kaçıp Muhalefete oynarsanız, burnunuz bir türlü sürçülmekten kurtulmaz... Demedi demeyin.

Ne garip!Çifte Standard’ dediğin işte bu olmalı... Bakın, bir olay anlatayım da görün: 5816 Sayılı Kanun, HDP ve PKK’ya işlemedi. Sahtekâr Atatürkçüler, Kemalistler, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Atatürkçü hâkimler, Savcılar, PKK hayranı yeni seçilmiş Baro başkan ve 28 Şubat askerleri, CHP’li Kemalistler, İstanbul Esenyurt’ta HDP ve PKK Organizesiyle tertiplenen yürüyüşünde Atatürk’ün manevi şahsiyetine açıkça düşmanlık ve haince yapılan hasmane davranışları 581’6 ya binaen ‘hakaret’ olarak görmedi. Davalar açmadı. Hakaret davası da açan olmadı. Ama ‘ben Atatürk’ü sevmiyorum’ söylemine 6 yıl ceza verdikleri olayları biliyorum. Tabi HDP ve PKK'dan korkan korktuğu için, Kemalistler dava bile açmadılar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.