Katil Binyamin Netenyahu : -TÜRKİYE'yi vurma planımız nasıl gidiyor ?
MOSSAD : -İyi gidiyordu efendim, fakat bir problem var gibi görünüyor..
K.B.N. : -Nasıl bir problem ? Meseleyi tam olarak anlatın bana !
MOSSAD : -Efendim biliyorsunuz ABD, İngiltere, Fransa, Yunanistan, GKRY gibi dostlarımızla TÜRKİYE'yi batı'dan ve güney'den kuşattık. Romanya ve Bulgaristan'da büyük üsler tesis edildi, kuzey de tamam sayılır. İran'ın TÜRKİYE'ye karşı, târihten gelen bir kin'i ve kıskançlığı var ; en son Suriye'de Türkler'den iyi bir sopa yediler ; hâlâ bunun öfkesi içindeler. Binâenaleyh İran bizim tabii müttefikimiz sayılır ve böylece onlar da TÜRKİYE için doğu'daki en büyük tehdidi oluşturuyorlar.
K.B.N. : -Evet güzel, devam ediniz.
MOSSAD : -Bizim taarruzumuz esnâsında Araplar'ın TÜRKİYE'ye yardım etme ihtimâline karşı, ABD'li ve İngiliz dostlarımız Ortadoğu'daki üslerini bir hayli kuvvetlendirdiler. Bütün bu faaliyetlerimizi TÜRKİYE ân be ân takip ediyor. Elbette onlar da bazı tedbirler alıyorlar.
K.B.N. : -Onların aldıkları tedbirlerin, bizim müttefiklerimizle birlikte onlara karşı yapacağımız büyük taarruzumuzu akamete uğratma ihtimâli var mı ? Unutmayın, TÜRKİYE'ye karşı bugüne kadar görülmemiş büyüklük ve yoğunlukta bir hava ve deniz taarruzu yapacağız. Harekâtımıza asgari 1000 uçak ve binlerce füze ile başlayacağız ve ilk gün onların bütün hava ve deniz kuvvetlerini ve bütün hava savunmalarını, karargâhlarını yok edeceğiz. İkinci gün ise bütün savunma sanayi tesislerini, rafinerilerini, enerji ve haberleşme tesislerini yok edeceğiz.
MOSSAD : -Bunu biliyoruz efendim. Esâsen Türkler de bizim böyle hareket edeceğimizi tahmin ediyorlar ve savunmalarını da buna göre planlıyorlar.
Kâğıt üzerinde, müttefiklerimizle birlikte, hava ve deniz kuvvetleri açısından TÜRKİYE'ye karşı ezici bir üstünlüğümüz var ve ilk iki günün sonunda zafer bize göz kırpıyor...
Fakat, bu kadar dehşetengiz bir tehdit altında olan ve tehdidin ve tehlikenin büyüklüğünün de farkında olan bir ülkenin idârecilerinin, normal şartlarda psikolojilerinin tamâmen felç olması ve paniğe kapılmaları icâbeder..
Fakat Türkler'de biz böyle bir psikoloji müşâhâde etmiyoruz.. İdârecileri gayet rahat oldukları gibi, millet olarak ta son derece rahatlar ; zerre kadar bir endişe / korku iklimi yok oralarda...
K.B.N. : -Bak seeennn... Çok garip... Acaba "çok güvendikleri birşey"e mi sahipler ? Bu hususta sizin bir tâhmininiz var mı ?..
MOSSAD : -Bizim endişemiz de budur işte efendim. Çok güvendikleri ve kendilerine zaferi getireceğine tam olarak inandıkları birşeye sahipmiş gibi davranıyorlar. Cumhurbaşkanları, Bakanlar, generaller, millet.. hepsi müthiş bir "özgüven" içindeler...
TÜRKİYE Galiba bizim bugüne kadar tesbit edemediğimiz çok güçlü bir silaha sahip...
K.B.N. : -Bir veya bir'den fazla silaha da sahip olabilirler..
MOSSAD : -Kuvvetle muhtemeldir ki böyledir efendim..
K.B.N. : -Peki, bizim taarruzumuzu akamete uğratacak kadar güçlü, nasıl bir silah olabilir ellerinde ? Ve buna ne zamandan beri sahip olmuş olabilirler ?
MOSSAD : -TÜRKİYE Cumhurbaşkanı Recep Tâyyip Erdoğan 2020'de ilk defa "topunuz gelin !" diye meydan okumuştu.. Bu adam boş blöf yapmaz, ettiği her lafın içi mutlaka doludur. Muhtemelen 2020'den beri bu silahlara sahipler ve beş seneden beri de bunların sayısını artırmış olabilirler..
K.B.N. : -Nükleer silahlardan mı bahsediyorsunuz ?
MOSSAD : -Evet efendim nükleer silahlardan bahsediyoruz. Fakat tek tehlike bundan ibâret olmayabilir..
K.B.N. : -Daha başka ne gibi silahları olabilir ?
MOSSAD : -Tesbit edemedik, fakat bize cok fazla zarar vermesi ihtimâli olan silah ve sistemleri imâl ettiklerini tahmin ediyoruz efendim.
K.B.N. : -Yani netice olarak TÜRKİYE'ye karşı müttefiklerimizle birlikte yapacağımız büyük taarruzumuzun başarılı olma şansı yok, öyle mi ?
MOSSAD : -Evet efendim. Yapacağımız taarruz TÜRKİYE'ye kısmen zarar verir fakat onların "karşı taarruz" kaabiliyetlerine zarar veremez. Bu da hem bizim ve hem de müttefiklerimizin mahvolmaları demektir. Onları bir daha asla durduramayız ; yüzbinlerce askerleri 24 saat zarfında hudutlarımızdan içeriye akmaya başlar...
K.B.N. : -Tamam tamam ! Bu bilgiler kat'iyyen medyaya sızmasın ! Biliyorsunuz bizim Y.a.hudi milleti, tehdit ve tehlikeyi hissedince hemen ve herşeyi para'ya ve altın'a çevirip emin gördükleri coğrafyalara kapağı atar !
MOSSAD : -Peki efendim. Bir tâlimâtınız olacak mı ?
K.B.N. : -Evet, olacak : TÜRKİYE'deki bütün işbirlikçilerimizi harekete geçirin. Bilhassa EkRum Bizansiti, Patlak Fren Özgür, Tümit Yozdağ, Müs-g-avat Derin iş oğlu, Brütüs Ali bolpapuçcan, bir hışımla parti kurdu Ahmet Hodja, Temel BlackMolling, sine sine sinsi zehirli Gül Abdullah, boynuzlu KOÇ Ali, TÜSİAD, NOV TV, SZC TV, TELE-1, HALK TV, ODA TV gibi aparatlarımız derhal dezenformasyon, ajitasyon, manipülasyon faaliyetlerine başlasınlar ! Hatta pitbull Cemal'in de önüne yağlı bir kemik atın ve salın ortaya ! Bir de yurtdışındaki Sedat Peker, Cevheri Güven, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Tarık Toros, Can Dündar gibi elemanlarımız da tam gaz harekete geçsinler !
Suriye ve Kuzey Irak'taki PKK, PYD, YPG, SDG, DEAŞ Unsurlarımızı da harekete geçirin !
TÜRKİYE'yi böyle bir asimetrik ve psikolojik harekât ile yıkmaktan başka çaremiz yok !
.........
Ben : -Evet katil Netenyahu, bizimle "nizâmi harp" yapma trenini kaçırdınız, geçmişler ola !
Gayrınizâmi (asimetrik) harp ise, bizim en idmanlı / en antrenmanlı oldugumuz harp usulüdür.
Şimdi düşünün bakalım, "acaba TÜRKİYE'nin elinde ne var ?.."
Acaba TÜRKİYE'nin elinde ne / neler var ki, bir emekli astsubay sizinle dalga geçiyor, şen-şakrak paylaşımlar yapıyor ?...
Olmayan beyinlerinize şase yaptırıyor...
Reisimiz ne demişti :
TOPUNUZ GELİN !!!
..........
Kıymetli dostlarım ve güzel vatandaşlarım, işinize gücünüze bakınız..
Selâm ve dua ile.