Siyaset, yalnızca kürsüde nutuk atmak değildir! Vatandaşın yanına uğramadan, halkın evine girmeden, sofrasına oturmadan, derdini dinlemeden, telefonlarına sadece seçimden seçime cevap vererek siyaset yapılmaz. Bugün öyle yöneticiler görüyoruz ki; seçimden seçime halkı hatırlıyor, oy isterken kapı kapı geziyor ama iş hizmete gelince makam odasından dışarı adım atmıyor.
Gidemediğin yere, sıkmadığın ele nasıl hükmedeceksin? Kendi illerinden seçilip, Ankara'ye yerleşip, Ankara’dan çıkmadan Anadolu’yu yönettiğini sananların, halkın gerçek dertlerinden bihaber olduğu ortada! Lüks araç konvoylarıyla gezen, halkın arasına indiğinde bile kendi akrabalarından, yalaka grubundan yüz metre öteye bariyerler kurduran, güvenlik çemberi olmadan sokağa çıkamayanların millete hizmetten bahsetmesi trajikomiktir.
Siyaset, koltuk işgali değildir! Milletin dertlerini kendi derdi bilmeyen, vatandaşın gözünün içine bakamayan kimse o koltukta oturmamalıdır. Çünkü makam, millete hükmetme değil, millete hizmet etme yeridir. Çünkü makam binlerce şehit kanını vererek orada sağlamlık kazandırmıştır, şehitlerine saygısı olmayanların koltuk işgal etmeye hakkı yoktur. Eğer yöneticilik iddiasındaysan; çamurlu sokakta yürümeyi de bileceksin, garibanın elini sıkmayı da, tarlada ter dökenin yanına gitmeyi de.
Aksi halde, sadece tabelada “yönetici” yazarsın ama halkın gözünde hiçbir değer taşımazsın!