Eskiden “havanda su dövmek” deyimini kullanırdık. Çünkü suyu ne kadar döversen döv, yine sudur. Yani sonuç çıkmayan, boş çabayı anlatır bu söz. Ama bazı yapılan işleri de gerçekten başka türlü tarif etmek zordur.
Bugün bazı yerlerde artık havanda su bile yok. Hatta tokmak da havana inmiyor. Parlatılmış, cilalanmış tokmak, havada sabit; göz alıcı biçimde tutuluyor. Havanda ne var, o bile belirsiz. Ama tokmağı tutan el, ışık hüzmeleri içinde, dikkatle poz veriyor.
Öyle bir noktaya gelindi ki, artık “boş yere iş yapmak” bile fazla geliyor. Görüntü yetiyor. Tokmağı taşımak, çalışmaktan sayılıyor. Ve bunu normal gören, buna uyum sağlamış bir çevre de oluşmuş durumda.
Ama uzun vadede bu sürdürülebilir değil.
Rüyalar tatlı gelebilir.
Ama uyanık hayatın gerçeklerinden lezzet almadan da uyanılmaz.
[Genel bir düşünce notu]