HAYATA İYİMSER GÖZLE BAKMAK
Geleneksel midir bilmiyorum ama, hayata genellikle karamsar ve kötümser açıdan bakarak değerlendirme yapıyoruz. Çiftçisinden-bekçisinre, öğretmeninden-öğrencisine, doktorundan- hastasına hep böyleyiz sanki. Atalarımız:"Nasıl bakarsan öyle görürsün" diyerek bu gerçeği ifade etmişlerdir. Bu bakış açısı sonuç itibarıyla içimizi karartıyor ve dolayısıyla mutsuz oluyoruz. Mutsuz ola ola bu sefer daha vahim bir durum ortaya çıkmaya başlıyor. O da ruhsal hastalıklardır.
Her yeni günle beraber uyandığımzda iki seçenekle karşılaşıyoruz esasen. "Hayata iyi gözle bakmak, hayata kötü gözle bakmak" diye özetlenebilir. Ruhsal dünyası yerinde olan bir insan bu seçenekten olumlu olanı tercih eder. Öyle yaparsa mutluluğu daha kolay yakalayacaktır. Zira beynimize dışardan biz besliyor, göndermeleri kendi irademizle yapıyoruz. Beynimiz olumlu sinyaller aldığı zaman bize olumlu duygularla karşılık verecektir. "Ne ekersen onu biçersin"misali.
Burada hayatın güzel yanlarını okuma becerisine sahip olmak gerekir. O da elimizdedir. Söyle ki; sabahın erken saatinde şafak sökmesi, bize yeni günün haberini veriyor, Güneş ufuktan belirince; "merhabayın ey canlar! beni Rabbim size gönderdi, beni kıymetli vasifelerle görevlendirdi, Rabbimin izniyle geceyi gündüze, gündüzü geceye çeviriyorum, sizi benimle beraber hayata tekrar döndüren Rabbimize şükredelim" müjdesini veriyor.
Bulutlar bize; "Ey insanoğlu! Sanmayın ki biz kendi kudretimizle göklerde dalgalanıyoruz. Rabbimizin izni ve emri olmadan bir yaprak dahi yerinden kıbırdıyamaz, bizler Rabbimizin emriyle bulut olduk, size serinlik veriyoruz, gökyüzünü emvai çeşit renklerle süslüyoruz, rüzgarın etkisiyle diyardan diyara dolaşıyor, susuz yerlerdeki arazileri, i hiç bir canlıyı incitmeyecek şekilde damlalar halinde iniyor, Rabbimizin izniyle yerküredeki bütün nebadata canlılık veriyoruz" derler adeta! Bütün bu hizmetler bize "bedava" sunuluyor. "Ve in teudduu ni'metellahi Lâ tu'suhâ" Allah Teâlâ'nın bize ikram ettiği nimetleri saymaya kalksak bitiremeyiz. Yüce Rabbize sonsuz şükürler olsun.
Bu çerçeveden nebadata baktığımız zaman Yunus EMRE'nin değişiyle: "Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü"değil mi aziiz dostlar.
Psikolojide de falsefede de yukarda belirttiğim bakış açısıyla olaylara baktığımız zaman insanın ruhsal yapısı çok daha sağlıklı olur.
İki çiçekten birine her gün kötü sözler söyler haharet eder, bir diğerine iyi sözler söyler severseniz, diğer fiziki şartlar aynı olsa bile bakış açısının etkisiyle çiçeklerin gelişimi farklı olur. Biri olumsuz biri olmumlu yönde gelişim gösterir.
Bir kaç haftadan beri köyde ikamet etmekteyim. Köylüler biribirini tanır. Çoğunluğu ömürlerini aynı ortamlarda geçirmişler, geçiriyorlar.Geçmişten dünya kadar hatıraları vardır. Her yörenin sözlü tarihi vardır daha doğrusu. Bir anlatmaya başlıyorlar saatlerce. Dedim, dedi, yaptım, yaptı fiilleri daha çok kullanılıyor. "Dedikodu" diyoruz ya! tam da öyle. Hep manzara olumsuz,, sonuçlar mudara, benlik ön plânda, vurma kırma üzerine (yosmalık diyoruz ya ) . Eleştiri ve kötüleme zirvede, hakaret ve gıybet...vs. İnsan bu sözlü tarihi dinleyince içini kara bulutlar kaplıyor ve şu soruyu sorası geliyor. Yahu buralarda hiç mi iyi şeyler yapılmadı, yaşanmış güzel örnekler yok mu? En vahşi toplumlarda bile yaşanmış güzel örnekler varken bizde olmaz mı? Elbette vardır ve hem de çok güzel örnekler vardır. Lütfen geçmişten gelen güzel örnekleri anlatalım gelecek nesillerimize.
Peygamberimiz (sav) " Din kardeşinizin kusurlarını araştırmayınız, din kardeşinizin ayıbını örtünüz" buyurmuştur. Aranızda selamı yayın, din kardeşinizin kusurlarını ifşa edin diye buyurmamıştır.
Biz ise birinin bir kusurunu görsek, "hemen birini görsek de" zevkle ve heyecanla anlatsak deriz. Oysa ki bu şeytana hizmettir. O kusurunu bulduğunuz adamın muhakkak iyi yönleri vardır. Konuşma meraklısınız ya, iyi yönlerinden bahsedin, hem duyunca kendisi sevinsin, hem siz sevap kazanın, hem de kardeşlik duyguları pekişsin, değil mi?
Okul yönetici ve öğretmenlerimiz de öğrencilerin olumsuz yönlerini sayar döker ortaya. Genelde durum böyle. Olumlu davranışlar tespit edilip zaman zaman ödüllendirilirse bütün bilimcilerce daha iyi sonuçlar elde edilir. Araştırmalar bunu gösteriyor.
Sonuç itibarıyla hangi yaşta olursak olalım, eksiklerimizin çokça olduğunu kabul edelim. Sonra da düzeltme yoluna gidelim. Hayata iyimser gözle bakalım. Dünya daha güzel görünecektir. Kimseyi düzeltmeye çalışmayalım, kendimizi değiştirir düzeltirsek dünya da değişecektir ve düzelecektir. Selâm ve Dua ile...
Başöğretmen
M Cemal Tomar
19.08.2023