HÜLÂSA DEMEM O Kİ

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Hülâsa demem o ki; gaflete düşmemek gerek!

Hülâsa demem o ki; KEŞKE keşkeler olmasaydı...

Hülâsa demem o ki; yavaş yavaş acele etmek gerek...

Hülâsa demem o ki;  Arif insanın hali de bir başka oluyor hani...

Hülâsa demem o ki; yürüyen KERVAN, duran kervandan iyidir.

Hülâsa demem o ki;  Bazı şeyleri ifadede EDEBİYAT yetersiz kalır.

Hülâsa demem o ki; Yorularak DİNLENMEK herkese nasip olmazmış...

Hülâsa demem o ki; mizahtan ve espriden anlayan insanları çok seviyorum.

Hülâsa demem o ki; çok şey olmaya gerek yok... Sadece 'insan' olmak yeterli...

Hülâsa demem o ki; Ve bir gün gelecek, kıyamet kopacak herkes ettiğini bulacak

Hülâsa demem o ki; zor dostlar, hem de çok zor... Çok bilenlerin işi haddinden fazla zor...

Hülâsa demem o ki; hiç kimse kendisini başka bir şey sanmasın... Herkes ne ise sadece odur.

Hülâsa demem o ki; Ben gidiyorum, o gidiyor; O gidiyor, ben gidiyorum. Birlikte gidiyoruz işte...

Hülâsa demem o ki; hayatta rahat yaşamak için korkudan arınmak ve korkuyu korkutmak gerek...

Hülâsa demem o ki; çok bilenler, bazen bilgi zehirlenmesine maruz kalabiliyorlar... Allah korusun.

Hülâsa demem o ki; imama inanmadığı halde cenazesine istemeyen bir DELİKANLI daha çıkmadı.

Hülâsa demem o ki; en kötü zehirlenme 'bilgi zehirlenmesi'dir ve tedavisi de hemen hemen yok gibidir.

Hülâsa demem o ki; sabahtan beri söyleyeceğim sözü hatırlayamıyorum. Bir dost hatırlatsa ne iyi olacak... Ne söyleyecektim?

Hülâsa demem o ki; bazı insanlar vardır, temel özellikleri başkalarına iyi bir köle olmalarıdır. Kula kulluk edene yazıklar olsun.

Hülâsa demem o ki; bazı insan görünümlü varlıklar, vehimleri ve korkuları içinde ömürlerini tüketirler... Bunu 'yaşamak' sanırlar...

Hülâsa demem o ki; durup dururken, çok küçük bir nükteden alınganlık duymak, ciddi bir psikiyatrik rahatsız göstergesi olabilir.

Hülâsa demem o ki; bizde eleştiri ince ince, nezaket çerçevesinde olur. Kaba eleştiri bizde olmamalıdır...  (Biz kimi diye sormayın)

Hülâsa demem o ki; her derdin bir çaresi vardır, yeter ki arayın... Her arayan çareyi belki bulamayabilir, ama bulanlar hep arayanlardır.

Hülâsa demem o ki; herkes kendilerinin 'oldukları gibi' kabul edilmelerini bekliyor, ama onlar başkalarını, 'oldukları gibi' kabul etmeye yanaşmıyorlar... Ne garip değil mi?

Hülâsa demem o ki; korkak akademisyenler var ya... Duruma göre pozisyon alıyorlar, buna da bilimsel bir tabir ile "ilm-i siyaset' diyerek kılıf buluyorlar... Bir insan dostunu ilm-i siyaset uğruna harcıyorsa o dostluk, dostluk değildir.

Hülâsa, Hülâsa, Hülâsa…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.