Bizim andavallı medyamızda hâdiselerin arka planlarını okuyabilme ferâsetini hâiz "uzman" sıkıntısının ne kadar büyük olduğunu, şu son gelişme ile bir defa daha gördük..
11 Ekim 2025'te ABD Dışişleri, Mısır / Şarm-el Şeyh'te ABD ve Mısır koordinasyonu ile Gazze meselesi üzerine bir "Barış Toplantısı" yapılacağını ve bazı ülkelere bu hususta davetiye gönderildiğini açıkladı.
CNN Türk'te bu haberi canlı olarak izlemiş ve o listede Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin de, "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak davet edildiğini işitmiştim.
Sonra bu davet listesini birkaç gün müddetle araştırdım, fakat maalesef bulamadım.
Bırakınız TRT'yi ve diger TV Kanallarını ve gazeteleri, milli haber ajansımız Anadolu Ajansı'nın bültenlerinde bile bulamadım !
Birkaç gündür İngiltere Başbakanı Keir Starmer'in "âniden kararlaştırılan" TÜRKİYE ziyâreti haberleri var ve bu haberlere yapılan bütün "uzman yorumları", Eurofighter savaş uçağının TÜRKİYE'ye satışı üzerine bina edilmiş !..
Bir kişi de kalkıp demiyor ki,
"yahu bizi cambaza baktırıyorlar, meselenin arka planı çok çok farklı olabilir"...
Evet kıymetli dostlarım, mesele "uçak satışı meselesi" değil...
Esâsen bu uçakların satınalınmalarına da ŞİDDETLE KARŞIYIM, bunun sebeplerini de daha önce KAAN UÇAĞIMIZIN MOTORU hakkında paylaştığım makalemde arzetmiştim, yakında bir defa daha yazacağım inşallah.
İngiliz Başbakanı'nın TÜRKİYE'ye apar topar gelmesinin asıl sebebi, bilhassa Mart 2025'ten beri, canlarını bir hayli yakmış olmamız sebebi iledir..
İngiltere, EkRum Bizansiti'nin üzerine oynuyordu.. En az 10 senedir - belki de lise yıllarından itibâren - onun önünü açtılar !
Aynen Sedat Peker'i de ortaokul yıllarından itibaren keşfedip yetiştirdikleri gibi !
Tabii bu konuda CIA ve MOSSAD ile koordineli olarak çalıştılar.
İlk safhada EkRum Bizansiti'ni CHP'nin başına getireceklerdi, ikinci safhada da TÜRKİYE'ye Cumhurbaşkanı yapacaklardı.
Plan 2023'te gerçekleşmeyince, bütün güçleri ile 2028 için hazırlanmaya başladılar.
Fakat EkRum Bizansiti'nin, bu hedefe ulaşmak için gözünü fazla karartması ve "üzerine gelinemeyeceği zannı ile" her türlü yolsuzluk ve hırsızlığı pervasızca yapması, arkasında bir hayli delil bırakmasına sebep oldu ve nihâyetinde tezgâh ters döndü !
EkRum Bizansiti 19 Mart 2025'te tutuklandı.
Müteâkiben 10'a yakın CHP'li Belediye Başkanı ve birçok "hırsızlık yoldaşları" içeriye tıkıldılar !
Arkasından, "büyük balıklardan biri" olduğunu daha bugünlerde öğrendiğimiz Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025'te tutuklandı.
Bu "büyük balık"tan ve onun telefonundan ve diger materyallerinden elde edilen bilgilerle, daha büyük operasyonlar yapıldı ;
Avukat Rezan Epözdemir tutuklandı, CAN HOLDING'e ve CİNER GRUBU'na el konuldu, TÜRKİYE'deki yetkilileri tutuklandı.
Müteâkiben TÜRKİYE Büyük Mason Locasi'nın başındaki sinsi yılan Mehmet Remzi Sanver tutuklandı.
Sonra KOÇ HOLDİNG'e ve AKFEN HOLDİNG'e birazcık "dokunuldu"...
Bütün bu tutuklananlar ve "dokunulanlar", İngiltere, ABD ve İtsrail için son derece mühim ve kıymetli idiler..
Zira TÜRKİYE'deki bütün operasyonlarını, bunlar üzerinden yapıyorlardı ve bundan sonrası için planladıkları bütün operasyonları da, bunlar üzerinden gerçekleştireceklerdi...
Fakat TÜRKIYE'nin bilhassa son sekiz aydan beri içerde ve dışarda yaptığı hamleler, onların bütün hesaplarını altüst etti !
Üstelik TÜRKİYE, Hüseyin Gün'ün ABD, İngiltere ve İtsrail irtibatlarını da, devletin televizyonundan açıkça ifşâ etti !
Poker tâbiri ile bu bir "rest" idi !
Daha doğrusu, karşı tarafın "rest"ine,
"Görüyorum, rest'e rest" cevabı idi !
İngiliz Başbakanı'nın bugün apar topar TÜRKİYE'ye gelmesinin asıl sebebi,
"hasar'ın ne derece büyük olduğunun"
ve
"elemanlarını kurtarmak için ne yapabileceğinin"
ve
"İngiltere'den hangi tâvizlerin beklendiğinin"
tesbiti idi !
Devletimizin başındaki insanlar, elbette benim gördüğümden çok daha fazlasını görüyorlar ve imkân-mümkün muvâcehesinde, en yüksek tâvizleri de alacaklardır inşallah.
Fakat İngiliz Başbakanı'nın ağzına bir parmak bal çalmaz isek, bu da ayıp olur..
Yani Hüseyin Gün ve / veya Mehmet Remzi Sanver'in tutuklulukları kaldırılabilir..
Zaten Hüseyin Gün, etkin pişmanlıktan faydalanmak istedi ve hakikaten işe yarar çok kritik bilgiler verdiği de anlaşılıyor..
Bundan sonra casusluk ta yapamaz, zira "enfekte oldu" !
(İstihbârat literatüründe, deşifre olan ajan / casuslar için bu tâbir kullanılır. Takip altında olacağı için, artık bunlar "kullanılmazlar")
Masonbaşı Mehmet Remzi Sanver için de aynı şey söylenebilir..
Fakat EkRum Bizansiti onlar için "en kıymetli eleman"dır, Devletimiz de bunu gayet iyi biliyor ve bu konuda tâviz verilmesini beklemiyorum ve böyle bir ihtimâlin milyonda bir'ini bile reddederim !
Mâmââfih Hüseyin Gün'ün itirafları, EkRum Bizansiti'ni "gömmek için" kâfidir.
Hatta bu itiraflar, daha başka "büyük balıkları" gömmek için de kâfi gelecektir zannediyorum.
Ki, bizim için de asıl büyük kâr ve kazanç ta bu olacaktır.
Hüseyin Gün'ün ise, bu "varta'yı" atlatmak için, ölünceye kadar "ev hapsi"ne candan razı olacağı kanaatindeyim.
Kezâ, öteki mason yılanının da !..
.........
Selam ve dua ile kıymetli dostlarım.
Rasim Duman.
Emekli J.Ord.Astsubay.