Mülteci Kampı Yanılsaması

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

İslam ekonomisi; çalışma standartları, dayanakları ve hedefleri bakımından kendine has ilkelere sahiptir. Örneğin İslam ekonomisinde işçi bir sarf malzemesi, bir maliyet, bir girdi değil ‘insan’dır. Kapitalist sistemde insan sadece üretici birimin bir parçası olarak görüldüğünden, insanın büsbütün köleleşmemesi için çeşitli kurumsal tedbirler geliştirilmiştir. Emeklilik, asgari ücret, çalışma saatleri sınırlaması gibi… Nitekim, bu ve benzeri tedbirleri içeren sosyal devlet uygulamaları yaygın değilken çalışma koşulları son derece ağırdı.

Kapitalist sistemde (aslında bütün sosyal ilişkilerde) varolan ‘kurumsallaşma’ aslında zorunlu bir ihtiyaçtan doğmuştur. İnsana dayalı olmayan önerilerin bir çözüm üretmesi mümkündür ancak bu mümkünat nihai değildir. İnsanı makinalaştıran, robotlaştıran, duygusazlaştıran geçici bir çözümdür. Uzun zamandır devam ediyor olması da bizi yanıltmamalıdır. Mülteci kamplarına benzer. Nitekim mülteci kampları insanların ihtiyacını karşılamada bir çözüm getirir. Hatta bazen bu çözüm süreklilik de arz eder. Örneğin 1948'den, 1967'den beri Lübnan’da, Ürdün’de ya da dünyanın değişik yerlerindeki Filistin'li mülteciler ya da mülteci kampları artık yerleşik hayat gibidir ama Filistinli için nihai çözüm anayurduna dönmektir. Ekonomide (aslında bütün sosyal ilişkilerde) nihai çözüm ise insana dayalı çözümdür. Elbette bu durum, kural oluşturulmaması gerektiği anlamına gelmez.

Sosyal ilişkiler öylesine komplekstir ki, hukuk sistemi bile bunlara çözüm bulmakta aciz kaldığı için, ortalama insan ilişkilerini düzenlemek üzere kurallar getirilmiş, karar verici mekanizma (yargı) için opsiyon tanınmış, yargılamayı da yetiştirdiği hukuk adamları vasıtasıyla, bu opsiyona uygun hale getirmek üzere görevlendirmiştir. Zira, emsal teşkil etse de hiçbir olay diğerinin tam olarak aynısı değildir. Bu yünden her bir hukuki ilişki için ayrı bir kural geliştirilememiştir. Evet kural koymak bir çözüm getirmektedir ama mülteci kampındaki çözüme benzer bir çözümdür.

Özetle kurumsallaşma hiç de bize anlatıldığı gibi nihai çözüm değil, acil ihtiyaçlardan kaynaklanan bir zorunluluktur. Bugün bunun yaygınlaşmış olması bizi yanıltmamalıdır. Eğer mülteci kampında doğan Filistinli, mülteci kampını esas alırsa vatanını kaybeder.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.