Hakka şahitlik eden, hakikati dillendiren, zorbalara karşı duran, şahsiyetsizliklerini yüzlerine vuran, beceriksizliklerini gözler önüne seren, hırsızlıklarını gün yüzüne çıkaran, mazlumlara sahip çıkan, bulunduğu şehri sahiplenen, haksızlıklara susmayan, adiliklere ve güç sarhoşluklarına aldırmayan bir müslüman hakkında bir soruşturma açılır… Bu soruşturma için üst görevlerde bulunan namazlı, niyazlı bir adam soruşturmacı tayin edilir… Bu kişi meşhur bir cemaat mensubu ve güya hakka riayet eden birisi…
Namaz vakti geldiğinde namazlarını kaçırmayan, namazlarını özenle kılan bu kişiye amiri soruşturma ile ilgili haksız bir talep iletir… Der ki “bu soruşturmanın sonunda ilgili kişiye 3 yıl kademe durdurma önereceksin” … Bu namazlı, niyazlı zavallı adam da zalim ve hadsiz amiri sayesinde elde ettiği makamı kaybetmemek ve amirinin nezdinde muteber kalabilmek için istemeden de olsa, vicdanına ters düştüğünü bile bile baskıya boyun eğer ve talebi gerçekleştirir… Amirine sadakati Allah’a sadakate önceleyen bu kişi, namazlarında dile getirdiği “Allahu ekber/En büyük Allahtır” sözünü hiç anlamamış olmalı ki makamını, amirini Allah’ın emir ve yasaklarına tercih etmiş, adaleti ayaklar altına sermiştir… Allah’a boyun eğmenin sadece namaz secdelerinde olmadığını; hakka uymanın, adaleti yerine getirmenin de bir secde eylemi olduğunu bilmeyen bu kişi olsa olsa “namazlarından gafil olanlar” kategorisine girmekte ve kulluğunu birkaç menfaate değişen münafık takımına benzemektedir…
Şahsiyetli, yiğit, mü’min biri olsaydı haksızlık karşısında susmayacak, vicdanının onaylamadığı bir eylemi kabul etmeyecek, kendisine tevdi edilen makamları hakkın rızası için elinin tersiyle itecekti… Ama adamlık kolay bir şey değil, herkesin harcı da değil… Allah adil olması için kendisine bir fırsat vermişti o ise zalimlerden yana olmayı, şahsiyet yoksunları ile aynı safta olmayı seçti…
Amiri ve bu soruşturmacıyı fitneleri ile kandıran, kariyerini hırsızlığa borçlu olan üst makam sahibi biri de bu soruşturmanın aleyte olması için var gücü ile şeytan gibi çabalamaktaymış… Halbuki bu maymun kişilikli yakın bir zamanda onu bulacak felaketlerin farkında bile değilmiş… Arka odalarda olan biteni bilen elbette Allah’tır ama kulların bildikleri de kullarından gizli kalmayacaktır…
İlgili amirleri de bu soytarılar gibi şahsiyetsiz ve haysiyetsiz biriymiş… Onun için karşısında dik duran adamı sakallı ve sakalsız şeytanlarla iş birliği yaparak ve güç kullanarak durdurmaya çalışırmış… Yaptığı yolsuzlukların üzerini örtmek için kapı kapı gezip el öpüyormuş, yüzüne tükürülse ya rabbi şükür diyormuş… Ama bilmiyor ki bu gizlediği şeyler aslında aşikardır, sadece bu aptal bunların gizli olduğunu sanmaktadır… Biraz beklesin bakalım el-muntekim olan Allah bunların hesabını mutlaka soracaktır…
Kenan illerinde haksızlığa uğrayan, hakkı gaspedilen Yusuf’un yanında yer alması gerekirken kurtlarla aynı sofraya oturup şeytanlarla dans eden bu kişiliksiz soruşturmacı bilmiyor ki gün gelecek devran dönecek yaptıklarının hesabı ona bir bir sorulacak ve hiçbir mazeret onu kurtaramayacaktır… Makamı için sattığı şahsiyet, yere yıktığı adalet başına bela olacaktır…
Yakında yer büyük bir sarsıntıyla sarsıldığında, belgeler ayan beyan ortaya çıktığında bakalım ne yapacak bu kepazeler…