Öyle bir sevgi ver ki yüreklerimize!

Ahmet Şükrü KILIÇ

İnsanın kaderle sınandığı noktada tutunduğu son dal, çoğu zaman cesaret değildir; bilakis neyi göze alıp neyi alamadığına dair içsel bir muhasebedir. Her şeye yeri gelir kafa tutar insan; gurura, acıya, ihanete, yüklenen haksızlıklara. Fakat bir tek ölüme gelince durur, nefesi titrer, hakikatin soğuk nefesi yüzüne vurur. Eskiden korkmazdım ölümden. Öldürülmekten değil korkum, ölmekten. Çünkü öldürülmek bir başkasının niyetidir, ölmek ise Allah’ın takdiridir. Birinde zulmün eli vardır, diğerinde hükmün kendisi. Bu yüzden bana ağır gelen, geride bırakacaklarımın acısı değil; yüzleşeceğim hesabın manasıdır.

Sözün doğrusu şudur; sahici bir korku olsaydı hesap korkusu, bugün olduğum gibi olmazdım. Ne eksiklerim bu kadar çok olurdu ne de geceleri sessizce içime çöken o mahcup suskunluk. Biliyorum ki hakikatin aynasına bakan herkes bu mahcubiyeti taşır aslında. Biz cahillikten değil, bildiğimiz halde yaşayamadıklarımızın ağırlığından yoruluyoruz. Her gün içimizde yeniden kurulan bir mahşer var; kimse görmüyor ama insan kendi içindeki mahkemede her gece yeniden yargılanıyor.

Bu yüzden yalvarıyorum Rabbime; bizlere iman ver, bizi bilince erdir, bizi kendine yaraşır bir hayatla onurlandır. Çünkü biz çok aciz insanlarız. Bir yolun kenarında gölgesini kaybeden bir yolcu kadar şaşkınız, en büyük güçlülük taslayanlarımız bile bir rüzgâr estiğinde devrilecek kadar kırılgan. Biliyorum ki acizliğimizi bilmek, kudretine sığınmanın ilk kapısıdır.

Öyle bir sevgi ver ki yüreklerimize, kulun olarak Seni incitmekten korkalım. Yalnız bir yasak korkusu değil istediğim; sevgiden doğan bir titreme, muhabbetten doğan bir dikkat. Seni incitmekten korkmanın ne büyük bir lütuf olduğunu bize göster Allah’ım. Sevgisinin ağırlığı omzumuzu eğsin ama ruhumuzu doğrultsun. Çünkü insan sevdiğini incitmekten korktuğunda kötülükten kaçar, diline hakim olur, kalbini arıtır, adımlarını düzeltir. Bizim ihtiyacımız olan cezanın korkusu değil, sevginin terbiyesidir.

İçimize öyle bir sükûnet ver ki kötülükler bize uğramadan biz onlardan uzaklaşalım. Öyle bir izan ver ki hakikati örten her sis dağılsın. Öyle bir merhamet ver ki başkaları için yaşadığımız her iyilikte Seni bulalım. Çünkü Sen olmadıkça biz de yokuz; Sen unutturdukça biz hatırlayamıyoruz; Sen tutmadıkça biz yürüyemiyoruz.

Allah’ım… Bizi bize bırakma. Bizi nefsimizin karanlığına terk etme. Bizimle olduğunda dünya ağırlaşmaz; bizimle olmadığında nefes bile taş kesilir. Seni sevmekten, sana yönelmekten, seni incitmekten korkacak bir kalp ver bize. O zaman ölüm de hayatın bir kapısı olur, hesap da bir müjdeye dönüşür; insan korktuğu şeyden kaçmaz, hazırladığı şeye koşar.

Bizleri güzel kulların arasına kat; korkusu sevgi olan, teslimiyeti akıl olan, hayatı emaneti taşır gibi yaşayan kulların arasına…

Amin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.