BM yasasına göre şu durumlar soykırım kabul ediliyor:(kabulü:1948)
> Bir insan topluluğunu öldürmek
> Bu insan topluluğunu ölüme mahküm etmek(o şartları oluşturmak)
> Çocuk yapmasını engellemek(çoğalmasına mani olmak)
> O millete fiziki ve zihinsel işkence yapmak
> O milletin yeni nesilerini asimile zorla etmek
Yukarıdaki şartlara baktığımızda soykırım tüm çeşitleri bu topraklarda uygulandı.
Bu soykırım çeşitlerinin içinde en şerefsizi olan kültürel soykırımdır. Asimilasyonun en sert ve katı uygulanmasıdır.
Türk Milleti çok kısa aralıklarla dilinden oldu, dininden uzaklaştırıldı, milli ve manevi değerlerinden yabancılaştırıldı, kılık kıyafeti değiştirildi, ahlakı ve namusu elinden alındı... Kısaca milletin geçmişle tüm bağları koparıldı.
Yetmemiş, halk devrimler adına fiziki ve zihinsel işkenceye tabi tutulmuş. Halkın iradesi iktidar olmasına rağmen hala Kemalist ve Batılı guruplar tarafından bu alçakça işkence sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Bu alçakça işkenceler bir asır sürdürülmüştür.
Bugün devletimiz tarafından "savaştan beter tehlike" olarak gösterilen doğum oranlarının düşüklüğü, Cumhuriyet döneminin 80 yılında nüfus planlaması adı altında bilerek ve planlayarak Batının teşviki ve gözetiminde uygulanmıştır. Çağdaş Kemalist yobazlar nüfus planlamasının "kaliteli ve mutlu yaşamın, eğitimli insan yetiştirmenin, medeni olmanın ve Batılı gibi olmanın." temel şartı olarak gençlerimizin beynine aşılıyorlardı. Maalesef tuttu da...
Bugün gençlerin evlenmemesinin veya evlenip çocuk yapmamasının sebebi bir asırdır beyinlere zerk edilen bu zehir sebebiyledir.
Nesiller milli ve manevi değerlerden uzak materyalist; cebine, midesine ve beline bağlı ehl-i keyf, amaçsız ve ruhsuz olarak yetiştirilmiştir.
Tanzimatçı mason ve Yahudi kuklalarla başlayan emperyalist güdümlü politikalar sebebiyle milletimiz sorumsuzca sokulan savaşlarda katlettrilmiş. Sağ kalanlar aç, sefil, perişan ve çaresiz hale getirilmiş.
Bu halkla bir de Kurtuluş Savaşı verilmiş. 10 milyon civarında olan nüfusun milyonlarcası bu savaşlarda ya şehit oldu, ya sakat kaldı veya zihinsel özürlü haline düştü.
Toplumda nüfusu artıracak erkek nüfus minimum duruma düştü. Bu haldeki toplumda bir de devrim katliamlarıyla yüzbinleri şehit edildi, sakat bırakıldı, hapse atıldı veya düştüğü çaresiz durumda etkisiz duruma düşürüldü.
Böylece fiziki soykırımın en namussuzu uygulandı.
Geri kalan nüfusa istenilen her ayar verildi. Bir ilah, bir de kutsalı, bir de batıdan ithal kutsal bir rejim ve bütün bunları sevk ve idare eden faşist bir devlet idaresi...
Bir asır bu millet böyle bir soykırımdan geçti. 2016'dan beri yasak olmasına rağmen artık bütün kirli çamaşırlar, pislikler tüm belgelerle ortaya çıkmaya başladı.
Korkunun ecele faydası yok: Batının kuklaları, İsrailin yerli kuklaları gidecek ve bitecek...