Yazar Tarık Yusuf Uçar, AK Parti'nin 23 yıllık iktidar sürecinde her zorlukta gövdesini taşın altına koyan seçmen kitlesinin ve "sadık dava adamlarının" bugün geldiği noktayı sorgulayan zehir zembelek bir yazı kaleme aldı. Uçar, "Biz o güçlüyken değil, muhtar bile olamazken yanındaydık" diyerek başladığı eleştirilerinde, partinin içindeki lüks düşkünlüğünden, ekonomik hatalara ve vefasızlığa kadar pek çok konuya değindi.
"Kavga Günü Hatırlanan, Düğün Günü Unutulanlar"
Uçar yazısında, 17/25 Aralık sürecinden 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar her kritik eşikte meydanlara koşan kitlenin, bugün "ıstakoz paylaşanlar" ve "pudra şekerci" olarak anılan isimler yüzünden derin bir hayal kırıklığı yaşadığını vurguladı. "Savaşı çatık kaşlılarla kazanıp, zaferi sarı saçlılarla kutlamak bu milletin canına tak etti" diyen Uçar, tabanın artık sadece "kriz anlarında hatırlanmaktan" yorulduğunu ifade etti.
Sert Eleştiriler: "Zor İşi Bize Yaptırmadılar mı?"
Yazıda öne çıkan bazı çarpıcı başlıklar şunlar oldu:
-
Ekonomik Fedakarlık: "Nass var denilince faizden uzak duran, döviz bozdurun denilince elindeki avucundakini veren bu halk değil miydi?"
-
Liyakat ve Atamalar: "Bir kere bile Erdoğan’a oy vermemiş kişilerin belediye başkanı adayı yapılması, vekil listelerinde eski yasakçıların yer alması sineye çekilmedi mi?"
-
Yenidoğan Çetesi ve Yolsuzluklar: Sosyal yaralara ve kurumsal dolandırıcılık iddialarına değinen Uçar, "Hainler bunlar değilse kim?" sorusunu yöneltti.
"Geç Olmadan Birliğimizi Temin Edelim"
Uçar, yazısının sonunda iktidara ve parti yönetimine net bir mesaj göndererek; kaymağı yiyenlerin plazalarda oturduğunu, ancak her türlü bedeli ödeyenin samimi Müslümanlar olduğunu belirtti. "Bir kişinin hatırına bin kişiyi sineye çektik" diyen yazar, tabanın sesinin artık duyulması gerektiğini hatırlattı.