ÜNİVERSİTELERE VE STK'LARA ÇAĞRIMDIR

Mehmet Emin PARLAKTÜRK


Reis'in 21 yıllık iktidarında Türkiye fiziken çok değişti, maddi kalkınmada gerçekten büyük başarılara imza atıldı, bunu inkar etmek nankörlük olur. Yeni kuşak pek bilmese de, yaşı 60-80 arası eski kuşak, yeni Türkiye ile eski Türkiye'yi karşılaştırdıklarında bu inanılmaz değişimi hemen fark eder.

Ben burada, yeni yapılan fiziki/maddi hizmetleri sayacak değilim. Sadece bu hizmetlerle yetinilmesi gerektiğine de inanmıyorum. Zira, en az maddi kalkınma kadar manevi kalkınmanın da önemli olduğuna inanıyorum. Hatta bu ikincisinin birincisinden daha elzem olduğunu söylüyorum. Hatırlayın, merhum Erbakan Hoca siyasete ilk atıldığı günden son ana kadar "önce ahlak ve maneviyat" anlayışını kendine rehber edinmişti ve haklıydı.

Erbakan'ın öğrencisi sayılan Erdoğan'ın ağır sanayi hamleleri başta olmak üzere, enerji, sağlık, imar, diplomasi vb. gibi konularda büyük kalkınma hamleleri gerçekleştirdi, Ancak, bu başarıyı manevi kalkınmada gösteremediğini kabul etmek gerekir. Reis'in bu son beş yıllık döneminde artık maddi kalkınmadan ziyade, manevi kalkınmaya daha çok ağırlık vermesi gerektiği kaçınılmaz olmuştur. Özellikle eğitim alanında reform niteliğinde politika değişikliğine şiddetle ihtiyaç vardır.

Milletimizin inancına, tarihine ve kültürüne uygun ve uyumlu yeni bir eğitim politikası için görevi sadece Reis'ten ve ekibinden beklemek yeterli değildir. Onlara elbette yardımcı olmak gerekir. Bunun için de, özellikle ÜNİVERSİTELER ve STK'lar kolları sıvamalı, adeta seferberlik ilan ederek yeni eğitim politikalarını oluşturmak üzere panel, sempozyum, çalıştay, seminer vb. gibi geniş katılımlı toplantılar yapmalıdırlar.

Bu platformlarda, eğitimci akademisyenler ve sahada çalışan konusunda uzman eğitimciler tarafından olgunlaştırılarak ortaya çıkacak olan ortak görüş, teklif ve taslaklar, sosyal medya, basın ve görsel medya aracılığıyla kamuoyuna duyurulmalı ve ilgili makamlara acilen sunulmalıdır.

Türkiye'deki "eğitim sorunu" ekonomik krizden çok daha önemlidir. Çünkü ekonomik kriz de dahil, Türkiye'deki tüm krizlerin baş müsebbibi, yıllardır rayına oturtulamayan eğitim sistemimizin bozukluğu ve yetersizliğidir.

İçeriden ve dışarıdan büyük baskılar ve engellemelere rağmen İstanbul Sözleşmesini rafa kaldıran ve Ayasofya'yı ibadete açan bir irade, inanıyorum ki eğitime yön veren ABD ağırlıklı Fulbright komisyonunu da rafa kaldıracak, kendi tarihimize, inancımıza, milli, manevi ve kültürel değerlerimize uygun yeni bir eğitim sistemi oluşturmaya gücü yetecektir.

Bu noktada, Reis'in ve yeni kabinenin elinin güçlenmesi için konuya duyarlı muhalefet partileri de dahil olmak üzere tüm kamuoyunun desteği ve yukarıda saydığım kurum ve kuruluşların çalışmaları ve katkısı büyük önem arz etmektedir.

Artık, üniversitelerimizin eskiye dönük bilimsel çalışmalarla bilinenleri tekrar etme yerine, geleceğimizi inşa edecek ve gençliği ilmen ve ahlaken eğitecek faydalı çalışmalara yönelmeleri, özellikle de icra makamının politikalarına ve icraatlarına yön verecek akademik araştırmalara ağırlık vermeleri, toplumun ortak beklentisidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.