Kıymetli dostlarım, sabahtan beri "Zafer Gazze'ye nasip olacak inşallah" başlığı ile uzun bir paylaşım yapmaya çalıştım, birkaç paragraf yazıyorum, internet kopuyor, yazdıklarım kayboluyor... Defalarca böyle olunca, kısa paylaşım yapmayı tercih etmek mecburiyetinde kaldım.
Karşılarında bütün Batılılar'ın askerî ve teknolojik gücü olmasına rağmen, zaferin niçin Gazzeliler'e nasip olacağının izahını yapacaktım.
Ellerinde sadece hafif silahlar, iptidâi tanksavarlar, basit patlayıcılar, en küçük çap'ta ( 60 mm ) havan'lar olan ve 362 Km2'lik bir sahaya sıkıştırılmış birkaç bin kişilik bir mücâhid kuvveti...
Ve karşılarında bizzat saha'da olan 100.000 kişilik bir ordu, binlerce tank, top, obüs, havan..., yüzlerce savaş uçağı, helikopter, SİHA..., savaş gemilerinden topçu desteği..., bütün Batı dünyasının sınırsız lojistik, silah, mühimmat, teknolojik ekipman, istihbârât desteği...
Ve onlarla birlikte, sözde "müslüman" ( !!! ) finolar, PYD, YPG, PKK, SDG, DEAŞ, Nusayriler ve bir kısım Dürziler !
Bu kadar küçük bir kuvvetin, bu kadar dar bir sahada, bu kadar büyük bir kuvvet karşısında 22 ay mukavemetini, bugüne kadar tarih yazmadı.
Bu 22 ay içinde irtikâp edilen bu kadar alçakça ve ahlâksızca bir soykırımı da yazmadı târih !
Mâmaâfih, İtsrail'in başındaki katiller güruhunun da vakitleri kalmadı; onlara da en geç iki ay içinde bir "zafer" âcil olarak lâzım.
İtsrail Savunma Bakanı askerlerine açıkça yalvardı :
"Size yalvariyorum, ne olur bu sefer bitirin bu işi"...
Itsrail Savunma Bakanı'nın sözleri, aslında pek çok şeyi isbat ediyor :
1. Bir zafere siyasi ve askeri açıdan âcilen ihtiyaçlarının olduğunu,
2. Bu zaferi kazanmak için pek fazla zamanlarının olmadığını,
3. Bu son harekâtın uzaması halinde zâyiâtlarının büyük olacağını ve ağır bir hezimet yaşayacaklarını şu anda kendilerinin de bunu tahmin ettiklerini,
4. Harekât sahasına sürülen askerlerin, aslında çok büyük bir korku içinde olduklarını ve adeta arkalarından itildiklerini,
5. Bu harekâtın iki ay içinde neticeye ulaşamaması halinde, İtsrail içinde müthiş bir siyasi ve hatta sosyal kaosun yaşanacağını...
Kıymetli dostlarım, eğer bir ordu, savaşmaktan korkuyor ve savaş meydanına adetâ arkasından itilerek sürülüyor ise, o ordunun zafer kazanması mümkün değildir.
Buna mukabil, karşılarındaki mücahidlerimizin, savaş azim ve kararlılıkları çelik gibi ve şehadet arzuları da son râddededir.
İtsrail ve beraber hareket ettiği ABD, Ingiltere, Fransa ve digerleri, Gazze'de son kozlarını oynamaya baslamışlardır.
Duçar olacakları hezimeti kendileri de gördükleri ve bu hezimetin askeri / siyasi / psikolojik tesirinden korunmak için,
ABD bu son harekâta "soğuk bakıyormuş" gibi davranıyor,
İngiltere, Fransa ve Hollanda "biz zaten Filistin Devletini tanıyacağımızı deklare etmiştik" demeye hazırlanıyor..
Almanya ise "biz de zaten İtsrail'e silah ihrâcâtını askıya almıştık" diyecek..
ABD Merkezli Siyon Hareketi, yaklaşan hezimette kendilerinin uğrayacakları zararı önlemek için, bir haftadan beri Netanyahu Hükümeti'ne karşı kampanya başlattı.
Binâenaleyh Gazze'deki mücâhidlerimizin zafere ulaşmalarına en fazla iki ay kaldı, inşallah.
Mücâhidlerimiz zaten ve esas itibâriyle, İtsrail'in böyle bir "işgal harekâtına" karşı hazırlanmışlardı ve asıl kuvvetlerini de bu safhaya saklamışlardı..
İtsrail ve destekçileri, asıl darbeyi bundan sonra yiyecekler inşallah.
Şunu da ehemmiyetle tebârüz ettirmeliyim ki, Gazze'deki zafer aynı zamanda TÜRKİYE'nin de zaferi olacak inşallah. Aynen Libya'da, Karabağ'da, Suriye'de olduğu gibi...
Bunun "nasıl yapıldığını" bir gün Devletimiz açıklar...
Şimdi bize düşen, mücâhidlerimiz ve "yardımcıları" için dua etmektir.
Rabbimiz tez zamanda zafer müyesser ve Gazzeli kardeşlerimizi hâlâs eylesin, âmin.
Selâm ve dua ile kıymetli dostlarım.
Rasim Duman.
Emekli J.Ord.Astsubay.
Kayseri / Pınarbaşı
Not : Paylaşmak serbesttir.
#herkes
@öne çıkar
@takipçi