İnsan bazen çok yorgun olur bu dönemlerde,
Günahlarıyla savaşmaktan aciz kalır.
Hınzır nefisle savaşmaktan yorulur.yansıyan her tarafta gaflet hobisinden kaybetmekte korkuyor. Allahtan yardım diler. Çünkü korkuyor kalbini mühür etmekten.
Bu dünyada hep nefisle savaşmayı kaybetmekten korku oluyor. Nefsin sinsi ve pilanından zorlayan insan,
Bir yöne kaçıp bir insanla beraber kurtulmak ister. Ama şahsi medeniyeti olmayan yada hayırsız birine meddet umarsa bir direk gibi çakılı kalır elbete..
Vallahi her zorluğun, bahtsızlığın, yanlızlığın, sevdaymış tutulursa, insan en derinden vuracak sevdiği olur unutmamak lazım. Yınede bir gece yüreğinin yaralı yanı, Allah'a yönlendirildiğini ve herşeyin yalan olduğunu ispat edilmiş olur.
Bu dünyada erkeğin kadına, kadının erkeğe sevdalanmış ölçüsünü yalan olduğunu ispatlanmış bildiğiniz halde, gözardı yaparsa insanoğlu, yarın büyük ve sinsi darbeye hazır olmalıdır..
İnsan insanlığını ölçü aletine koyulduğu zaman,kendini merhametli bir vicdanına bırakırsa, elbette aklı selim onu vezir eder. Kara bir vicdanın duygusuna bırakırsa, azalar harekete geçip ve zalim nefsinin emrine uyar,O insanı hem dünyada hemde ahirete rezil ve zelil eder...
Allah insanı birer halife olarak yaratıldığını, bu kaynatı, güneşi, ayı, gezegenleri, arşı ve Kürsî'yi insan için yaratılmıştır.Bunu umursamayıp gaflet içinde dünya zevkine şehvetine uyup, her iki cihanda zelil olacağını elbete bilmektedir.
Ey nas bilmelisin ki, cennet ve cehennemde insan için yaratılmıştır. Zevkü sefa da insan için bulundurmuştur.insan zanetmesinki Allah onu başı boş bırakacağını ve hesaba nizama çekilmeyeceğini mi? Zanediyor. Allah duyandır, görendir, bilendir. Hesabıda cezasıda çetindir.
Her binanın birer ustası vardır, her binanın mühendislik bir imarı vardır. Peki bu dünyanın yaratılışının mühendisliği ve imarı olan Allah.gezegenlerin,yıldızların, uzayının biçimine şekil veren olan Allah. insanın azalarını ve organlarını yaratan Allah. Beyanı ve işitmeyi veren olan Allahdır.
Nankörler; Allah,İnsanı ve bu feleyi başıboş mu? bırakacağını zaneder.Bu mücizeli mimarlık denen şeylere kanun nizam koymiyacağını mı? zanneder. Eğer bunlara tek bir inançsız laf varsa.Hadi cin ve ins toplanıp, ihtiyarlığa aksaçlara, ve ölüme engel olsunlar göreyim.
İnsanın fıtratından kendini sevmek, beğenmek vardır. Bu fıtratan sevmek ve beğenmek varken,aklı selim ile düşündüğü zaman.Ataları nerede, nice insanların kara toprak olduğunu şahit olmuştur. İnsan kendiliğinden rabtaya girip kara toprağa gireceğini döşünse, O yaratan olan Allah'a yönelecek ve hakikatı elbete bulacaktır.
Bu dünya insana çok cazibeli geliyor ve gelmiştir. Hep gaflet içinde boğulmuş ve boğulacaklardir. Bunun sebebi Anneler ve babaların Allah'tan uzak olmaları sebebiyle dünya ve ahiretini mahfu perişan edilmiştir.En korkulacak şey gelecek nesiller Allahsız ve şirk koşmalarından yarışacaklardır.En büyük vahim olayı merhametsiz, acimasız ve yer yüzünde kanların daha çok akıtmasına sebeb olurlar.
Anne ve babalara saygı,acıma olmayacak ve yaşlı olanlara merhamet duyulmayacak kadınlara eziyet ve çocuklara sevgi gösterilmeyecek bir nesil geliyor.ve bunun sebebi dünya meşguliyetin cezasıdır.
Evlenmek ağırlaşmış ve kimse evlenmeyecek zinaların çoğalması aşırı olacağına bir nesil gelmektedir. Bunun sebebi sorulursa:Peygamberin gençlere tanıtmaması ve sünnetin aldırış etmemesinden dolayıdır. İkinci sebeb ise: kızları hayvan veya köle gibi satılmaktadır. Üçüncü sebeb ise:Eşlerin arasındakı hak ve hukuku öğretmemeleridir.
İşte buna yorgun ve hobili nesil diyebilmekten hiç acizlik göremiyorum.Anne ve babalar hiç bir samimiyetle çocuklarına Allahın ihsanını öğretmediler. Hep çalış diye açlık ve fakirlik korkusunu öğretiler.Tabi ki, bu ümmet çalışkandır çalışacak ve Allahın yasasına'da uyacak şeklinde çaba gösterecektir.
Yorgun gaflet içinde bu nesil, çocuklarını tam ihlas bir ibadetle Allah'a Yönelmemektedirler.Hep dünya meşguliyetin içinde gaflet ile meşkul ettiler.Halbuki dünya meşkuliyeti hakında Allah şöyle bildiriyor:
Âl-i İmrân / 14. Ayet
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَٓاءِ وَالْبَن۪ينَ وَالْقَنَاط۪يرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِۜ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ
Kadınlara, oğullara, yüklerle altın ve gümüş yığınlarına, iyi cins salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere olan düşkünlük isteği insanlara câzip gösterildi. Bunlar, dünya hayatının geçici birer metâından ibarettir. Asıl varılacak güzel yer, Allah yanındadır.
Dünya ve ahiret arasında kalan insanlar gerçekten ağır bir piskolojik şiddetine maruz kalmış olduğunu görüyorum.
yani iki dere arasında kalan bazı insan kimlerin buna sebeb olduğunu söylemek umarım yanlış olmiyacaktır.
Bunun sebebi, Alim denen zatların hatalarından dolayı olduğunu ve helal haramı, günah ve kötülüğü, cennet ve cehennemi, Ahireti ve dünyayı tam detaylı anlatmadıkları yüzündendir.