Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

AKSAKALLARIN DİLİNDEN

 

"Az kaldı... Az kaldı... İyi olacak, iyi olacak!" demiş bir yarım AKSAKAL... (Ne demekse?)

 

Sanal bir AKSAKAL diyor ki: Ben Allah'tan başka hiç bir canlıdan veya cansızdan medet ummam.

 

Utangaç bir AKSAKAL demiş ki: Yüzsüzler ve hainler utanmazlar. Onlarda öyle bir duygu hali yoktur.

 

Külâhını kaybetmiş bir AKSAKAL, soruyor: Ali'nin külâhını Veli'ye, Veli'nin külâhını Ali’ye giydirdik. Nerede bizim külâhımız?

 

OTURAN BOĞA'nın dostu bir AKSAKAL demiş ki: Acıyorum şu, 40 yıllık tereciye tere satmaya çalışan zavallı mahlûkata...

 

Gâvur sevmez bir AKSAKAL birilerine bir zaman şöyle demiş: Bizim gâvurlarımız iyidir, başkalarının gâvurlarına benzemez... (Ne demek istemişse...)

 

Açık denizlerde çok iyi yüzen uzman, pardon azman bir AKSAKAL şöyle demiş: Okyanusa düştüklerinde kurtulmak için can havli ile yılanlara sarılanlardan şimdiye kadar kurtulan olmamıştır. Bunda sonra da beklemeyin!

 

Aksakallıktan yakında istifa edecek olan bir AKSAKAL şöyle bir tavsiyede bulunmuş:

- Yapmayın dostlar! Hepiniz birden yüklenip adamı mahvetmeyin. 'Vurun' dediysek, 'öldürün' demedik ya! Ne olur, yapmayın!

 

Sürekli yürüyen bir AKSAKAL şöyle demiş kendi kendine: Bırakın kuduranlar kudursun, havlayanlar havlasın, kriz geçirenler krizden çıkmasın. Siz sadece ve sadece yürüyün...    (Duyan olup olmadığını bilmiyor. Hatta muhatabı bile yok)

 

Bir garip AKSAKAL şöyle demiş: Başkalarını eleştirme ve hakaret etme hakkını kendinde görenler, başkalarına da kendilerine hakaret etme ve eleştirme hakkını tanımalıdırlar. Küfredecekseniz, size de küfredildiğinde hazmedeceksiniz!

 

Sakalını yakında kesecek olan bir Seyyah AKSAKAL şöyle demiş: Yolculuklarda her insanın, seyahate karşı bir dayanma kapasitesi vardır. Bazıları 500, bazıları 1.000, bazıları 5.000 ve bazıları da 10.000 kilometre yaptıktan sonra sigorta telleri gevşemeye ve zayıflamaya başlar.

 

Ehl-i Feys dünyasından Bir AKSAKAL diyor ki: Ne hikmettir bilemem... Ehli feys dünyasında bazı insanlar, bazı yazılanlar 'doğru' bile olsa, işlerine gelmiyorsa o doğrulara 'inanmak' istemiyorlar. 'Yanlış'lar işlerine geldiğinde de, ‘yanlış’ olduğunu bile bile yazılanlar daha muteber oluyor...

 

Memleketi 'adam' etmeye kararlı bir AKSAKAL, şöyle demiş: Yok arkadaş yok! Bu memleketin 'adam' olmaya niyeti yok. Bari dışardan ithal adaylar getirelim de bizi 'adam gibi adam' etsinler. İthal edilenlerin da 'adam' olmaları gerekmiyor, sadece İTHAL olsun, bize yeter... Hatta artar bile...

 

Seyyah bir AKSAKAL şöyle demiş: Gidemediğin yer senin değildir. Yol medeniyettir. Yol yapanlar, medeniyet inşa edenlerdir. Yol istemeyenler ve yola karşı çıkanlar, gayri medeni varlıklardır. Medeni olmayanlara yol yapmayacaksın. Yolsuz yerlerde yürüsünler, kendi şeyleri ile oynasınlar...

 

Fıtrata ne tür olursa olsun müdahaleyi hoş görmeyen bir AKSAKAL şöyle demiş:  Bir zamanlar ülkemde, L (lezbiyen), G (gey), B (biseksüel) ve T (transgender), kısaca LGBT 'sivil toplum örgütü' (!) üyeleri ellerinde taşıdıkları pankartlarda 'ALIŞIN, HER YERDEYİZ' yazıyorlardı. Sahi şimdi onlar nerede? Toplum bunlara alıştı mı yoksa?

 

Türkistan Coğrafyası'nı iyi bilen bir AKSAKAL, kendisine 'oralara geri dönüp hayatlarımızı orada mı devam ettirsek?' diye soran bir dostuna şöyle demiş: Aslında sığınabileceğimiz bir orası kaldı. Şu da gerçek ki, oralara gitsek, asırlardır bizden uzaklaştırıldığı için, oralarda da rahat edebileceğimizi sanmıyorum. Biz en iyisi yine burada kalalım!

Keşke diğer aksakalların ne dediklerini de öğrenebilseydik…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.