Bilgi Üretiyoruz, Peki Hangi Mihenge Vuruyoruz? (İslâm'ın Merkezî Rolü)

İslâm: Medeniyetin ve Hayatın Sarsılmaz Merkezi

Bu metin, İslâm'ın bireysel ve toplumsal hayattaki hayati merkezî rolünü ele almaktadır. Dağınık fikirlerin toplanması, eşyanın yerli yerine oturtulması ve hakikatin gözbebeği gibi parlayan bir merkeze olan ihtiyacı vurgular.

İslâm, Sadece Bir Kavram Değil: Varoluşun Mihveri

İhtiyaç duyulan bu merkezin adı sadece bir kavram değildir; o, bir varlık telakkisi, bir hakikat mihengi ve bir ezeli ve ebedi nidadır: İslâm.

Ağaçtan yıldızlara, fertten devlete, tarihten sanata kadar her şey onun terazisinde tartılmalıdır. Aksi halde:

  • Anlam gövdesinden kopar.

  • Gövde çürür, fikir solar.

  • Ruh can çekişir.

İslâm’sız bir merkez; susuz bir çöldür, kibirle şişmiş bir kofluk olan medeniyettir.

Modernizmin Buhranı: Kaybolan Merkez ve Anlam Krizi

Bugün beşeriyetin kalbindeki buhran, anlamın mihverinden uzak düşmesinden kaynaklanmaktadır. Modernizmin mabedinde sergilenen akıl, merkezini kaybetmiş bir gölge oyunu, bilgi ise çöplüğe dönmüş bir arşivdir.

Bilgi üretiliyor, doğru. Ancak asıl sorgulanması gereken şudur:

  • Hangi merkezde değerlendiriyoruz?

  • Hangi mihverin terazisinde tartıyoruz?

  • Hangi mihenge vuruyoruz?

İşte burada bir sırat köprüsü gibi İslâm karşımıza dikilir.

Aşağılık Kompleksinden Kurtuluş: Kendi Ruh Kökümüze Dönüş

Bu coğrafyada doğmasına rağmen İslâm sesi, kiminin kulak zarında bir utanç lekesi gibi titreşir. Garplının boyamızla oynadığı, aşağılık kompleksinin ruhumuzu kemirdiği bu sefillik hali artık son bulmalı.

İslâm'ı bedevi çöllerle, tozlu hurafelerle veya çorap kokusuyla anmak; kendi ruh kökümüzden iğrenmektir. Oysa bu seda, İlahi kelâmla yoğrulmuş, toprağın en temiz yerinden, Haremeyn’den fışkırmıştır. Kuşu ölen çocuğa taziyeye gidilen, dağlarına buğday serpilen bizim coğrafyamızdan yükselmiştir.

Mihengi Çürük Olana Teminat Yoktur

Hiçbir aklî meziyet, hiçbir dünyevî rütbe, İslâm'ın vereceğinden üstün olamaz. Ebediyete taalluk eden bir kurtuluşu ondan başka kim hakikatte verebilir?

İslâm'dan nasipsiz bir fert, dünyada hukuka riayet edebilir, trafik kurallarına uyabilir. Fakat fırsat bulduğu an, dünyayı bir Epstein adasına çevirmeyeceğine dair hiçbir teminat yoktur. Çünkü:

  • Mihenk çürük

  • Merkezin rulmanı dağınık

  • Hakikatle bağ kopuktur.

Vakit Doluyor: Yeniden İslâm'ı Merkeze Alma Çağrısı

Artık sahte mabedleri yıkmalı, çürük fikirlerin saltanatını bitirmeliyiz. Tekrar düşünmeli, tekrar özümüze dönmeli, tekrar İslâm'ı merkeze almalıyız. Çünkü İslâm, sadece ferdin değil; cemiyetin ve medeniyetin de ruhudur.

Köklerimiz ve mefkûremiz bizi göreve çağırıyor. Mezarlarımızdan "Yeter gayrı kalk evlat!" nidaları yükseliyor. Tüm mazlumlar ve madde bataklığında çırpınan beşeriyyet, tıpkı 15 asır evvel Yesrib'de olduğu gibi, gözlerini Anadolu'ya mıhlamış, bu merkezde tedris edilmiş izzetli oğul ve kızlarını bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.