BİR FETHİN HİKÂYESİ.!!! (29-Mayıs-1453)

Gitdikçe küçülse de Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti olduğu için İSTANBUL yüksek sûrlarla korunuyordu.
Fâtih Sultân Mehmed Hân Hazretleri İstanbul’un çevresini Osmanlı topraklarına katmışdı.

1299 senesinde târih sahnesine çıkan Osmanlı Devleti artık kabına sığmıyordu. Sıra İstanbul'daydı. 
Bu sebeble uzun süreli bir hazırlığa girişildi.
Balistik hesâblarını kendisinin yapdığı toplar döktürdü.
Anadolu Hisârı karşısına Rumeli Hisârı’nı yapdırdı.
Tehlikenin farkına varan İmparator Konstantin, Avrupa devletlerinden âcil yardım istedi.
2 Nisan 1453’te Haliç ağzına zincir gerdirdi.
Fâtih Sultân Mehmed Hân ise; donanmanın Haliç’e girmesiyle fethin daha da kolaylaşacağını tesbît ederek Tophane’den Kasımpaşa’ya kadar uzanan kızaklar döşetdi.
Sonrada bu kızaklar üzerinden bir gecede 72 parça gemiyi Haliç’e indirdi.

Uzun süren kuşatmadan sonra 27 Mayıs gününe gelindiğinde aralıksız olarak kentin sûrları top âteşiyle iyice dövüldü.
29 Mayıs gecesi başlayan saldırı, sabâha karşı genel taarrûza dönüşdü. O sıra da sûrlarda açılan gedikden sancakla içeri giren Ulubat'lı Hasan,sancağı burçlara dikdi. 
Ardından bütün askerler sûrları aşarak şehre girdiler. Böylece, kuşatma henüz 54. gününe varmadan sonuç alındı.

“İstanbul elbet bir gün fetholunacakdır. Ne mutlû O komutana.! O ne güzel bir komutan.! Askeri ne güzel bir askerdir." 
Hadìs-i Şerîfine mazhâr olmak arzûsu ile yola çıkan Fâtih Sultân Mehmed Hân Hazretleri böylece 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul’u fethetmiş oldu.
Ortaçağı kapatıp yeniçağı açdığında Fâtih Sultân Mehmed henüz 21 yaşındaydı.

Başkaları varsa da fethin manevî mimârı şüphesiz ki, AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİDİR.
400 çadır Kayı obası'ndan cihân devleti olma yolunda İstanbul'un fethini Müslümân Türk"e nasîb etdiği için Rabb'ime Hamdü Senâlar olsun.
Fethin 566. sene-i devrîyesinin Ümmed-i Muhammed'e hayırlara vesîle olmasını niyâz ederim.

Tekrâr fethe dõnersek ;
Fethin ganîmeti olarak o beldenin en büyük mabedi olan AYASOFYA kilisesi, Câmì'ye çevrilerek Cum'a günü Pâdişâhın da iştirâkıyla ilk namaz edâ edildi.
Daha sonra Fâtih Sultân Mehmed Hân Hazretlerinin emriyle AYASOFYA CÂMÎİ, vakfiye kapsamına alınarak asırlarca ibâdethâne hüviyetini sürdürdü.
Tâ ki, Cumhûriyet döneminde Atâmızın imzâsının taklìd edilerek müzeye çevrilinceye kadar.!!!

Şimdi, Ahfâd-ı Fâtih'e düşen âcil bir vazîfe şu ki, vakıf eseri olan bu mabedin derhâl ve behamahâl gâye-i âsliyesine dönüştürülerek mü'mîn ve mü'mînelerle buluşturmakdır.
Sâbırla ve iştiyâkla bekleyeceğiz. Kalın sağlıcakla.!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.