Kur'an bize tevhid, risalet va ahiret inancını sistematik olarak verir. Bu bütünlüğü terk edenler yada anlamayanlar yanlış yorumlar ile hem saparlar hem de başkalarını saptırırlar. Son zamanlarda bazı mealciler tarafından aşağıdaki ayet üzerinden spekülasyon yapılmakta ve söz sadece ganimetler konusunda Peygambere itaat edilir, demeye getirilmektedir. Ama bunu açıkça söyleyememektedirler.

Söz konusu ayet şudur:
"Rasul size neyi verirse onu alın, neden nehyederse ondan kaçının..." (Haşr 7)
وَمَاۤ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمۡ عَنۡهُ فَٱنتَهُوا۟ۚ
Bu ayetin baş tarafı ganimetlerle ilgilidir. Bundan sonra Allah Teala ayetin sonuna bu ilkeyi eklemiştir.
"Rasul size neyi verirse onu alın, neden nehyederse ondan kaçının..."
Bu ayetten sadece ganimetlerle ilgili konularda Rasule itaat edin, başka konularda itaat etmeyebilirsiniz, demek yada anlamak mümkün değildir. Çünkü başka ayetlerde Allah'a ve Rasulüne itaat emredilmekte, Allah Rasulünde sizin için güzel örnekler vardır, denilmekte ve Allah Rasulü gibi yaşamamız emredilmektedir.

Bazı mealciler, malesef saçma görüşler ortaya atmakta ve insanların zihnini bulandırmak istemektedirler. Bunlardan bir diğeri de "Peygamber sadece ayetleri tebliğ eder, açıklama yetkisi yoktur" şeklindeki deli saçması görüşleridir. Hz. Peygamber'in ayetler dışında konuşma yetkisi yoktur diyen bu kişiler, meydanı boş bulup kendilerinin ayetleri istedikleri gibi yorumlayacaklarını, tahrif edebileceklerini ve yeni bir din ortaya koyabileceklerini zannetmektedirler. Ama her konuşmalarında foyoları ortaya çıkmaktadır. Bunlar toplumda fitne çıkarmak ve insanlar arasında bölücülük yapmak isteyen kişilerdir ve tek düşmanları vardır: Müslümanlar ve İslam alimleri.. Hep Müslümanlara ve İslam âlimlerine saldırırlar, herkesi tekfir ederler,
müşrik kabul ederler, sadece kendilerini Müslüman kabul ederler. Böylece paralel bir din oluşturmak isterler. Müslümanlara acımasızca saldırıp katliamlar yapan İsrail vb ülkeler hakkında ise gıkları çıkmaz. Bilakis gündem değiştirmek ve Müslümanları başka şeylerle meşgul etmek için cımbızla ayetler seçerler, saçma sapan yorumlar yaparlar ve insanların zihinlerini bulandırmaya çalışırlar. Bu çalışmaları ile de ümmeti Hz. Peygamber, sahabe, tabiun ve müctehid imamların yolundan ayırmak ve köklerini koparmak isterler. Sonra Kur'an'ı kafalarına göre yorumlayarak görüşlerini ayetlere adeta dayatırlar ve bu Kuran'dır, diye insanları kandırmaya çalışırlar.

Kendilerine "Siz de sadece ayetleri aktarın, yorum yapmayın. Hz. Peygamber'in tefsir ve tevil hakkı yoksa, sizin de tefsir ve tevil hakkınız yoktur", denildiğinde kabul etmezler, sayfalarca yorum yaparlar ve saatlerce konuşurlar. Allah bunların şerrinden ümmeti korusun.

Biz Kur'an ve Hz. Peygamber'in yolundayız. Dini bize sistematik olarak bozulmadan aktaran müctehid fakihlerin ve alimlerin yolundayız. Kökümüz selef-i salihine bağlıdır. Yolumuz Hz. Peygamber döneminden bize gelen ana damar Ehli Sünnet yoludur. Bu yoldan ayrılanlar tarihte Harici (yoldan çıkan), Mutezile (Ayrılıkçı) ve Rafızi (Ayrılan, yüz çeviren) isimlerini almışlardır. Bugüne kadar tarihte İslam'a ve İslami ilimlere hizmet edenler hep Ehli sünnet alimleri olmuştur. Kâfirlerle savaşanlar hep Ehli sünnet müntesibi kişiler ve devletler olmuştur. Bizi Ehli sünnet kimliğimizden uzaklaştırmak, bozmak ve dejenere etmek isteyen kışkırtıcı, bozguncu ve bölücü kişiler bir proje olabilir, bunlara karşı dikkatli olmalıyız. Bir gurup sürekli Müslümanlara saldırıyorsa o gurup tehlikelidir.
Bu nedenle Neslimize sahih din ve güzel ahlak eğitimi vermeliyiz. Bu da Ehli sünnet müctehidleri ve âlimlerinin yoludur. Ayrıca kendimiz de yeni nesle ahlakımız ve ilmimizle örnek olmalıyız. Allah'a emanet olun..

(R. O)