Davut KARAAĞAÇ

Davut KARAAĞAÇ

MEDİNE-İ MÜNEVVERE HALKININ GELENEK ve ADETLERİNDEN...

Dr. Ziya Muhammed Attar şöyle anlatıyor:

“Babam bana şöyle derdi:

Medine-i Nebeviyye halkının yerleşmiş adetleri vardır.

➡️Çoğunlukla akşam ve yatsı namazlarını Allah Resûlü’nün (sav) Mescidinde kılarlar.

➡️Her cumartesi günü güneş doğarken Mescid-i Kubâ’yı ziyaret ederler.

➡️Her cuma sabahı Cennetü’l-Bakî‘’yi ziyaret ederler.

➡️Her çarşamba günü ikindi vakti Uhud şehitlerini ziyaret ederler.

Babam: "Biz büyüklerimizi bu hâl üzere bulduk.” derdi.

Bunları neden aktardım sizlere. Medine ehlinin bu âdetleri, gelenekleri bize aslında bir" Nebevi Terbiye" öğretiyor.

Namazı Mescid-i Nebevî’de kılma hassasiyeti, ibadeti sadece zorunlu bir görev değil, şuurla yapılan bir kulluk hâline getirir. Günümüzde ise ibadet hızla bireyselleşiyor; mekânın ruhu ve bereketi çoğu zaman ihmal ediliyor. Camilerimiz boşalmış vaziyette.

Hayatımızı ziyaretlerle güzelleştirmemiz, düzene sokmamız gerekiyor.

Mesela,

– Kubâ ziyareti: Sünnete bağlılığı,

– Bakî‘ ziyareti: Ölümü unutmamayı,

– Uhud ziyareti: Fedakârlık, bağlılık ve sadakati hatırlatıyor.

Günümüz insanının en büyük problemi, unutkanlığıdır. Ölümü, ahireti, bedeli ödenmiş değerleri çok çabuk unutuyoruz…

Belirli gün ve vakitlerde yapılan bu ziyaretler, iman ve teslimiyeti rastgeleliğe değil, düzenli bir bilinç hâline dönüştürüyor. Günümüzde ise maneviyat “canım isterse” düzeyine indirgenmiş durumda.

Babanın evladına “Büyüklerimizi böyle bulduk” cümlesi, modern çağda en çok kaybettiğimiz şeyi hatırlatır: "Manevî miras".

Bugün çocuklarımıza çoğu zaman mal, diploma ve unvan, kendimize göre belki de iyi bir gelecek bırakıyoruz. Fakat ibadet alışkanlığı, ziyaret şuuru ve ahiret bilincini maalesef bırakamıyoruz.

Medine ehlinin bu âdetleri bize şunu söylüyor:

İman, sadece inanmak değil;

hatırlamak, ziyaret etmek ve bağ kurmaktır aynı zamanda.

Bugün biz Medine’de olamasak bile, bulunduğumuz yerde

– Camiyi hayatın merkezine almak,

– Kabristan ziyaretlerini ihmal etmemek,

– Şehitleri ve bedel ödeyenleri unutmamak suretiyle islamın güzelliğini, imanın tadını doyasıya yaşayabiliriz.

Bilinsin ki Medine-i Münevvere sadece bir şehir değil; bir terbiyedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.