Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

MİLLETİMİZİN DERDİ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM.

MİLLETİMİZİN DERDİ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM.

15 Şubat'ta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, belediye başkan adaylarını tanıtmak üzere Samsun Cumhuruyet Meydanında miting düzenlemişti. 17 yıldan beri Samsun merkezde görev yapmaktayım. Hemen hemen Ak Parti'nin bütün mitinglerine katıldım. Bu mitinglere katılmam bu partiye-ilkrlerine ve icraatlarını benimsemek anlamına gelmez. Vakit bulduğumda diğer partilerin mitinglerine de katılırım.

15 Şubat'taki mitingde de katıldım. Geçmiş mitinglere göre katılımının çok az olduğunu gördüm. Cumhuriyet Meydanı'nın karşısında Ziraat Bankası var. Bankanın önünde bir futbol sahası kadar boş yer vardı nerde ise. Gerisini siz tahmin edersiniz.

Basından edindiğimiz bilgilere göre;; Ordu, Giresun, Trabzon, Rize mitingleri de çok sönük geçmiş. Ak Parti'nin oyları hızla erirken enteresandır, muhalefetin oyları da düşüyor. İYİ Parti'nin oyları dibe vermuş durumda. Parti'nin genel başkanı oyları daha da düşürmek için elinden geleni yapıyor. YRP'nin oylarında bir yükseliş olduğu görülmektedir. Burada en büyük Parti "Kararsızlar Partisi" olduğu görülmektedir. Yüzde kırklara yaklaşmış vaziyette. Tabi bu manzara ne iktidarın, ne de muhalefetin halkın derdini anlayamıyor olmasındandır. Her birinin uğraşı kendi koltuklarını koruma ya da yeni koltuk kapma peşinde olmalarındandır.

1950 yılından beri çok partili olarak seçime giden bir milletiz. Yöneticilerimizi seçimle iş başına getirdiğimizi zannediyoruz. Aslında gerçeği bu değildir. Bu zamana kadar çok seçim yaşadık. Hiç bir parti temsilcisinden kimi seçelim, ne dersiniz? Sorusuyla karşılaşmadık. İstediğimizi değil de istediklerini bize seçtiriyorlar. Ayrıca seçime kadar istediklerinizi yapacağız diyerek oylarımızı alıyorlar, sonra da istediklerini yapıyorlar.

Biz vatandaş olarak her gün her saat halkımızın arasında vakit geçirmekteyiz. Camide, pazarda, markette, sokakta, hastahanede, okulda, sendikalarda, lokanta ve çay ocaklarında kısaca halkımızın olduğu yerlerde günümüz geçmektedir. Biraz olsun halkımızın nabzını tutabiliyoruz. Bu bahsettiğim yerlerde seçimden çok geçim konuşuluyor. Seçime 39 gün gibi bir zaman kaldı. Seçimin halk nezdinde bir heyecanı yok. Ay sonunu ekonomik yönden rahat getiremiyen birine seçim- sandık hikaye gelir. Doğrusu halkımız hayal kırıklığına çok uğramıştır. Yıllarca umutla yaşadı geldi. Şimdi de umudunu kaybetmiş durumdadır. Gençlerimiz zaten mutsuz ve umutsuz.Umudunu kaybetmekle ilgili güzel bir söz vardır: "Mal kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini (umudunu) kaybeden her şeyini kaybetmiştir".(Goethe)

Bu millet, ülkenin sorunlarını çözme noktasında siyasilerden ümidini kesmesi çok vahim bir durumdur. Yıllarca ümit beslediği, destek verdiği, kavgasını verdiği, canla başla sarıldığı partisi kendi dertlerine derman olamadı. Fakat yandaşlarını beslediler, zengin ettiler. Hep ezilen, diyet ödeyen, sofrasındaki ekmeyi azalan kesim geniş halk kesimi olmuştur. Bu seçime tahminim o ki; katılım az olacaktır. Hangi partili belediyeye başkan olursa olsun fazla bir değişiklik görülmemektedir.Netice olarak herkes aynı kervanın yolcularıdır

Bir Hadis-i Şerifte Peygamberimiz sav; " Bir memleketi yönetenler fakir, halk zenginse orada adalet, yöneticiler zengin halk fakirse orada zulüm vardır" buyurmuştur. Tam da bu günümüzü anlatıyor sanki bu Hadisi Şerif.

Günümüzde memleketimizde merkezi ve yerel yönetimlerde seçimle iş başına gelenlerin yüzde 99'u zengindir. Hikmetini buyurun siz söyleyin.Buna atama yoluyla önemli mevkilere gelen bürokratlar da dahildir. Buna mukabil gecesini gğndüzüne katarak alın teri göz nuruylâ helalından çalışarak zengin olanların sayısı çok azdır. Bu nedenle diyorum ki, halkımız seçim değil, geçim derdindedir.

Bunun yanında seçim derdinde olanlar da vardır. Koltuk peşinde olanlar, memleketimizin bunca kaynaklarından siyaset yoluyla ben de bir şey kapabilirmiyim derdinde olan siyasilerin sayısı da az değildir. TV ekranlarını takip edenler, hep koltuk mücadelesi verdikleri açıkça görülmektedir. İstisnaları elbette vardır. Kısaca milletin derdiyle ilgilenen siyasilerin sayısı azaldı, böyleleri varsa da sesleri pek duyulmuyor.

Halkımızın arasına girildiğinde, bu zamana kadar hiç konuşulmadığı kadar, en çok "geçim" konuşuluyor. Her gün ürünlere gelen zamlardan, emeklilerin yapılan zamların azlığından, alım güçlerinin her geçen gün azalmasından, emekli ile çalışanlar arasındaki maaş farkından, seçimlerden sonra vergilere, yakıta ve temel gıda ürünlerine astronomik derecede yapılacak zamlardan bahsettiklerini görürsünüz. Farkında iseniz konuşulanların tamamı ekonomidir, yoksullaşmadır, geçim zorluğudur.

Bizim buradaki amacımız şu veya bu partinin değirmenine su taşımak değildir. Halkımızın sesini, derdini, şikâyetini yazıya dökmektir. Umulur ki bu çalışmalar hayra vesile olur. Hayra vesile olmak, hayrı işlemiş gibi olur. Selâm ve Dua ile...

21.02.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.