Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

ORUÇ BİZE NELER KAZANDIRIYOR?

ORUÇUN BİZE NELER KAZANDIRIYOR?

Bakara Suresi 183. Ayet-i Kerimelerşnde Cenab-ı Hak; "Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz." Buyurmaktadır. Orucun farziyetini sarih bir şekilde ortaya koyan bu Ayet-i Kerim'dir. Devam eden ayeti kerimeler bu ayeti tevsir etmektedir.

Oruç tutan kimse Yüce Rabbimizin buyruğuna uyuyor demektir. Oruç zorlu bir ibadet olması nedeniyle de hususen Cenab-ı Hak bu ibadetimize karşılık " özel mülâfat" vereceğini bizlere müjdeliyor. Allah Teâlâ'nın emirlerine uyma ameli hasıl oluyor.

Bizler aciiz kullarız. Eksiklerimiz, noksanlıklarımız çoktur. Nefis taşımamız nedeniyle günah işlemeye çok meyilliyiz. Yaptıklarımızı göz önüne aldığımızda Hâk terazisi ölçüsüne göre çok günahımız var. Melekler gibi değiliz. Onlar sürekli Rabbimizi, tesbih ve takdis ederler. Bizim yaradılışımız itibarıylâ; zalümen, cehuulâ" mayamızda zalimlik ve cehalet vardır. O itibarla ne Hâk ne de halk bizim mükemmel olmamızı beklemez. Rabbimiz bizi bağışlayıp cennetine koymak için bize her daim fırsatlar veriyor. O fırsatları değerlendirebilirsek kurtuluşa ereceğiz inşallah.

Ramazan ve oruç bu fırsatların başında gelir. Değerlendirip Ebrar kullardan olanlara ne mutlu! diyorum.

. Evet Ramazan Ayı bir fırsat ayıdır. İçinde çok miktarda fırsatlar barındırıyor. Bunlardan bazıları şunlardır: Gündüzleri oruç tutmak, iftar esnasında Rabbimizin nimetlerine en kalbi duygularla şükrederek- dua ederek- yemeğe başlamak, iftar sofralarımıza fakirleri ve akrabalarımızı davet etmek, davetlere icabet etmek, teravihe gitmek, camideki diğer aktivitelere Allah Teâlâ'nın affını dileyerek katılmak, Ramazan boyunca nefsimizi terbiye altına almak, bir çok kötü alışkanlıklarınıza Tevbe edip bir daha aynı günahlara dalmamak, kazanacağımız şefkat ve merhamet duygularımızla beraber cömertlik kanatlarımızı fakirlerden yana açmak, Kur'an'ı Kerim'mi çokça okuyup anlamaya çalışmak, sahura kaltığımızda teheccüt namazı kılmak, fidye- fitre ve zekâtlarımızı vermek, bu ayın bereketiyle nefis muhasebesi yapmak, Ramazan Bayramı'nda kırgın olduğumuz insanlarla barışmak, gelmeyene gitmek...gibi saymakla bitiremeyeceğimiz kadar bizlere fırsatlar tanıyor Ramazan ayı ve oruç ibadeti..

. Orucun sağlığımız üzerinde de faydaları çoktur. Mübarek Ramazan ayında cami mahyalarında gördüğümüz “Oruç Tut, Sıhhat Bul” yazısını bilimsel veriler altında ele alacağız şimdi de;

Orucun vücutta meydana getirdiği olumlu etkilerden ilki zehirlerden kurtulmak manasına gelen detoks etkisidir. Vücudumuz bünyesine giren zararlı kimyasalları yağ kütlesi içinde depolamaktadır. Örneğin tarımsal bir zehir olan DDT vücudumuzdaki yağların içinde bulunmaktadır. Oruç sürecinde vücut gerekli enerjiyi sağlamak için önce glikoz depolarını harcamakta sonrasında gerekli enerjiyi temin etmek için yağları yakmaktadır. Böylece vücutta uzun süredir bulunan zararlı kimyasallar oruç sayesinde vücuttan atılabilmektedir. Yapılan bir deneyde oruçludan alınan ter ve idrar örneklerinde DDT tespit edilmiştir.

İkinci önemli etkisi de iyileşme sürecini hızlandırmasıdır. Sindirim aslında çok enerji gerektiren bir işlemdir. Oruç sırasında vücudumuz sindirime gerek duymadığı için tüm enerjisini metabolizma ve bağışıklık sistemi üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Örneğin hayvanlar yaralandıkları zaman yemeyi keserler. Dikkat edin biz de grip olduğumuz zaman iştahımız kesilir. Bu vücudumuzun iyileşmeyi hızlandırmak için verdiği doğal bir tepkidir.

Yapılan bilimsel çalışmalar 3 gün süreyle oruç tutmanın vücudun bağışıklık sistemini tamamen yenilediğini ispatlamıştır. Kanserli hastalarda yapılan deneyler orucun tümör büyümesini yavaşlattığını, kanserli hücreleri öldürdüğünü, kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinin etkisini arttırdığını ispatlamıştır. Ayrıca orucun kalp sağlığına olumlu etkileri bulunmaktadır. Kalp Hızı Değişkenliği (KHD) kalp sağlığı göstergelerinden biridir. Yapılan çalışmalar KHD’nin Ramazan ayında arttığını göstermiştir. Uzun süreli aç kalmak yüksek tansiyonu düşürmekte, iyi kolesterol olan HDL’yi arttırmakta ve bozulan insülin direncini düşürmektedir. İnsüline direnç belki de günümüzde birçok hastalığın temel sebeplerinden birisidir. Bunlar kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, polikistik over hastalığı ve Alzheimer (bunama) hastalığıdır.

Ne yersen o’sundur. Kötü beslenen kötü olur, bu kadar basit. Oruç tabiri caizse vücudu servise-bakıma sokmaktır. Bozulan sistemi ve parçaları adeta onarır ve düzene sokar. Diğer bir önemli fayda da vücuttaki Büyüme Hormonu seviyesini arttırmasıdır. Büyüme Hormonu gençlik iksiri olarak adlandırılan son yıllarda popüler olan bir hormondur. En çok bebeklikte salgılanan bu hormon yaş ilerledikçe azalmakta ve 30’lu yaşlardan sonra çok az üretilmektedir. Bu hormonu 50’li yaşlarda kullananlarda 10-20 yıllık bir gençleşme etkisi gözlemlenmiştir. Bu etkiler kendini iyi hissetme, yüksek enerji seviyesi, daha esnek ve parlak bir cilt, daha güçlü kaslar, daha fazla yağ yakma, beyaz saçların koyulaşması vs.

Oruç tutmak yağ yakmak için en etkili yöntemdir. Yapılan çalışmalarda vücudun yüksek oranda yağ yaktığı ama vücut için zararlı olan katabolik (protein-kas yıkımı) etki göstermediğini ortaya koymuştur.

1 Sporcuların kas kaybından endişelenmelerine gerek yoktur. Bilimsel araştırmalar oruç sırasında Büyüme Hormonu seviyesinin üçe katlandığını, spor sırasındaki artışa yakın, seyrek ama çok daha uzun ve stabil olduğunu göstermiştir.

2-Son olarak ve belki de en önemli etkisi yaşam süresini uzatmasıdır. Bu da yukarıda sayılan tüm faydaların birleşimi ile gerçekleşmektedir. Bunlar; daha yavaş metabolizma, daha verimli protein kullanımı, daha güçlü bir bağışıklık sistemi, ve daha fazla bir nevi anti-aging hormonu olan Büyüme Hormonu salgılanmasıdır.

1930’lu yıllarda yapılan bir bilimsel çalışma memelilerde ömrü uzatmanın tek yolunun az beslenme olduğunu ortaya çıkarmıştır. Solucanlarda yapılan deneyde bir nevi oruca maruz bırakılarak az beslenen solucan diğer akrabalarından tam 19 nesil daha fazla yaşamıştır. Bunu bir insan ile kıyaslarsak 600-700 seneye tekabül eder.

Japon hücre biyoloğu Yoshinori Ohsumi, 2016 yılında hücrelerin içeriğinde nasıl geri dönüşüm ve yenileme yaptıklarını, otofaji (aç kalan hücrenin yaşlanmış ve bozulmuş yapılarını kendi kendisinin sindirmesi) adı verilen bir süreçle ilgili olarak Nobel Tıp Ödülünü kazandı.

Tüm bu bilimsel veriler ışığında oruç tutmanın insan vücudu için eşsiz bir nimet olduğunu görmekteyiz. Çağımızda insanlar sağlık ve kişisel bakımları için aşırı miktarda para harcamaktalar. Bu uygulamaların hepsinden etkili, bedava ve manevi yönden de sayısız getirisi olan oruç mutlaka yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Allahû Tealâ’nın biz kullarının orucuna ihtiyacı yok, ama bizim çok fazla var.

Umarım faydalı bir yazı oldu. Okuyanların istifade etmesini temenni ederim. İbadetlerimiz görüldüğü üzere sağlık üzerinde de büyük etkisi vardır. Her ibadetin hem dünyalık tarafı vardır, hem de ahiret tarafı. Bu böyle biline. Bu yazıda her ikisi de işlenmeye çalışılmıştır. Selâm ve Dua ile...

13.03.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.