ŞARKICI GÜLLÜ’NÜN HAZİN HİKAYESİ

Bir zamanlar aile bağlarının kutsal sayıldığı, anne-babanın evlatları için her fedakârlığı göze aldığı bir toplum olmamızla övünürdük. Ama bugün, geldiğimiz noktaya bakınca insanlığın karanlık bir uçuruma yuvarlanmakta olduğuna şahit oluyoruz.

Haftalardır bilhassa magazin dünyasının yakından ilgilendiği bir ölüm olayının arkasındaki gerçekler tüyler ürpertici . Güll’yü kızının öldürdüğü ortaya çıktı ve kasten öldürme suçundan tutuklandı.

Ne hazin bir durum; Kendi kanından olan evladı, servet hırsıyla annesini pencereden aşağı iterek öldürüyor!

Şarkıcı Güllü, zorlu bir hayat mücadelesinin ardından müzik dünyasında zirveye tırmanmış, 1996’da yapımcı Gürol Gülter ile evlenmiş, bu evlilikten Tuğyan Ülkem ve Tuğberk Yavuz adlı iki evlat dünyaya getirmişti. 2002’de boşandıklarında çocuklar henüz küçücük: Kızı 4, oğlu 2 yaşındaydı. Mahkeme velayeti anneye verdi. Güllü, kariyerini bir kenara bırakıp tüm hayatını çocuklarına adadı; sahnelere döndüğünde ise onları yanından ayırmadı, en büyük destekçileri yaptı. Yetişkinliklerinde bile birlikte yaşadılar; İstanbul ve Yalova’daki evler, bu ailenin yuvasıydı.

Ama o yuva, şeytani bir hırsla yıkıldı. Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem’in bir dönem uyuşturucuyla boğuştuğu, annesiyle sıkça kavga ettiği söyleniyordu. Asıl karanlık neden ise çok daha iğrenç: Annesinin servetine bir an önce konmak! Kardeşi de bu hesapların içindeymiş; cinayetten hemen sonra Güllü’nün hayatını film yapmak için anlaşma peşine düşmüş, milyonlarca liralık bir sözleşme peşinde koşmuş.

O sinsi planı, Tuğyan, vaadlerle suç ortağı yaptığı arkadaşı Sultan Nur Ulu ile birlikte uyguladı. Yüksek alkollü Güllü banyodayken pencereyi açtılar, onun sevdiği Roman havasını çalarak odaya çektiler. Sonra… “Seni atacağım şimdi!” diye haykıran kız, annesini pencereden aşağı itti. Düşüşün ardından soğukkanlılıkla “Hadi görüşürüz bay bay” dediği incelenen ses kayıtlarında ortaya çıktı. İşin bir başka acı yanı: Suç ortağı Sultan’ın kendi annesi trafik kazasında ölmüş, üvey babası sahip çıkmayınca Güllü ona kucak açmış, “anne” gibi davranmıştı. O kız, da Güllü’nün öz kızının vaatlerine uyup suça ortak oldu. Ne demişler; “besle kargayı, oysun gözünü.”

Yargılama sürerken kızın avukatları “yeterli şüphe var” diyerek davadan çekildi; mahkeme Tuğyan’ı “kasten öldürme”den tutukladı. Arkadaşı Sultan, suçu itiraf edip etkin pişmanlıktan yararlandı, ev hapsine çıktı.

Düşünün: Yıllarca alın teriyle, zor şartlarda para kazanıp evlatlarını büyüten bir anne… Onların geleceği için her şeyini feda eden bir kadın… Ve o evlatlardan biri olan kızı, mirası erkenden kapmak için arkadaşıyla bir plan yapıp annesini soğukkanlılıkla pencereden aşağı atıyor!

Bu olay, insanlığın nereden nereye geldiğinin en korkunç örneklerinden biri.

Bu trajedi karşısında insan ürperiyor, insanlık adına derin bir utanç duyuyor. Toplum olarak neredeyiz, nereye gidiyoruz? Bu karanlık tablo, hepimizi sorgulatmalı.

Allah korusun, ama korkarım ki bu gidişle bu tür olayları duymaya devam edeceğiz. Toplum lüks ve sefaletin iç içe geçtiği bir zaman diliminde ahlaki değerlerden yoksun olarak her türlü suça açık halde. Bu kötü tabloyu besleyen nice nedenler var. İnternet teknolojisi ise niyeti kötü olanın işini kolaylaştırıyor. Bu mecraları denetlemek de oldukça zor. Uyuşturucu başta olmak üzere her türlü rezalet kolayca yaygınlaşıyor.

Böylesi bir tablo karşısında tek yapabileceğimiz şey çoluk, çocuğumuzu yakın takibe almak, onları kötülerden, kötülüklerden uzak tutmak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.