YENİ PARTİ KURACAKLAR BİLİYORDUR

Nihayet seçim hayhuyu bitti. Doğru ise dört sene seçim yok deniliyor. Allah bir kaza bela vermezse, birilerinin aklına karpuz kabuğu düşmezse öyle. Yani tam parti kurma zamanı. Kış öncesi turşu kurar gibi. Seçime hazırlık. Anca yapılanır örgütler; binalar falan kiralanır. Kolay değildir particilik bilirim. Genel merkez, şubeler... Kiraları, elektrik su paraları. Sabah açıp akşam kapayacak eleman maaşı. Particilik öyle kolay değildir. Ya arkanda güçlü bir halk desteği olacak ya da güçlü 'birileri'. Bastıracak parayı sen de kuracaksın partiyi. Şansın yaver gider de bir yerlere gelir ya da birilerime koltuk değneği olursan milletin parasıyla misli misli ödersin borcunu.

Şimdi yeni partiler kuracak tanınmış eski siyasetçiler var. Bunlar trenden inenler. Eski cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL; eski başbakan sayın Ahmet DAVUTOĞLU; Eski maliye bakanı sayın Ali BABACAN. Yeni parti kurmak için kolları sıvadıkları haberleri dolaşıyor ortada. Tabi ki lider olmayı istemek, parti kurmak en doğal demokratik hakları. Ama bazı şeyleri bilmeleri lazım. Muhtemel biliyorlar. Ali babacan bilemiyor olabilir ama onun da çevresinde hatırı sayılır bir tecrübeli grup var.

Ben yine de yaşadığımda ne gördüysem bir yazayım. Mesele bir Kâmran İnan vardı. AP nin Bitlis senatörü. Süleyman Demirel'den gıcık kapan 'Atatürkçü' basın ve çevreler her seçimde Kâmran beyi Demirel'e karşı çıksın onu devirsin diye kışkırtırlardı. Maksat Adalet Partisini zayıflatmak, CHP ye avantaj devşirmek. Sonunda dayanamadı Kâmran bey. Bir kongrede aday oldu. O da medyanın gazına gelmiş, kendini göldeki kurbağa gibi hissetmişti anlaşılan. Ama sonuç hazindi. Yirmi oy bile alamadı. Bir daha da esamesi okunmadı. Silindi gitti politika sahnesinden.

Daha ne Ferruh Bozbeyliler, ne koca reisler (Saadettin Bilgiç) ne Turhan Feyzioğlular gördü Türkiye siyaseti. O kadar da anlatmayacağım. Anlamak isteyen eşek değil ya elbette anlar. 

Demem o ki particilik ince işltir. her yiğidin harcı değildir. Önünü ardına iyi görmek ona göre yola düzülmek gerektirir. Nefesin bu zorlu yola yetmeyecekse hiç çıkmayacaksın. Öyle aklıma esti parti kurayımla olmuyor maalesef bu işler. Ya da birilerinin 'yürü koçum arkanda biz varız gazıyla.

Timur Anadolu'yu işgal edince fillerini baksınlar diye her bir köye dağıtmış. Nasrettin hocanın köyüne de bir tane düşmüş. Fakat fil, fil gibi yiyor. Köylü file erzak yetiştiremez hale gelmiş. Gitmişler hoca Nasrettin'e. Hoca demişler bu fil bizim zürriyetimizi kurutacak; neyimiz var neyimiz yok yiyip tüketecek; biz açlıktan kırılacağız. Sen hocasın. Timur seni sever, dinler. Biz gidersek bizi aslanlara atar. Sen önümüze düş de Timur'a bir varıp şu fili köyden alsın diye yalvarıp yakaralım. Belki merhamete gelir de kabul eder.

Hoca acımış köylüye. Hak da vermiş. Bunlar düşmüşler yola. Fakat köylüde korku Selanik. Yolda giderken arkadan arkadan birer birer sıvışmışlar. Hoca da sanıyor ki arkasında köylü var. Varmış Timur'un sarayına nöbetçilere iletmiş görüşme dileğini, onlar da 'bekle' demişler, Timur'a haber vermeye birini göndermişler. Hoca beklerken bir de arkasına dönse ne görsün. Köylü möylü kalmamış hepsi kaçmış. Hocanın başından aşağı bir kazan kaynar su boşalmış. Şimdi ne diyecek Timur'a? Timur, sana ne oluyor dese ne cevap verecek?

Tam o sırada Timur'a giden haberci de dönmüş, tamam hoca şah seni bekliyor dememiş mi. Hocayı almış bir düşünce. Neyse düşmüş nöbetçinin ardına şahın karşısına çıkmışlar. 
Hoş geldin hoca demiş Timur; Nasrettin'i seviyor sayıyor. Nedir demiş sebebi ziyaretin.

Hoca durmuş düşünmüş bir süre; şahım demilş:
Eeee...
Bizim köye bıraktığın fil var ya...
Eeee...

İşte o fil çok yalnızlık çekiyor. Bir dişiye ihtiyaç hissediyor; Sabahlara kadar bağırıp köylüyü uyutmuyor. Lütfensen de; bir dişi fil göndersen bizim köye diye, onun için geldim.

Yani parti kuracak olan partisini kursun sıkıntı yok. Ama Allah aşkına; ardına baktığında kimseyi göremezse Allah rızası için bir de dişi fil istemesin ne olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.