ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDE DEVLET ADAMLIĞI KUMAŞI SATILIYOR MU ACEP ?...

Abdullah Gül'ün, Ahmet Davutoğlu'nun ve Ali Babacan'ın tesbitlerinin bazıları doğru da, "teşhisleri" ve "terkipleri" yanlış.

Faraza, bir sağlık probleminizden dolayı doktora gidiyorsunuz, şikâyetlerinizi anlatıyorsunuz, size "soğuk algınlığı" teşhisi koyuyor; bir-iki basit ilaç yazıp, evinize gönderiyor.

Durum sizi tâtmin etmiyor, bir başka doktora gidiyorsunuz ve önceki doktorun teşhisini ve verdiği ilaçları da gösteriyorsunuz ; bu doktor da diyor ki, "evet, meslekdaşım doğru söylemiş, ama, hem eksik hem de çok hatalı bir teşhis koymuş. Soğuk algınlığınız çok ağır seyretmiş, zatürre'ye çevirmiş. Sizi derhâl hastaneye yatırmamız ve yoğun bir tedâvi uygulamamız gerekiyor."

Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, esâsen "mâlûmu ilâm" ediyorlar ; yani zaten hepimizin bildiği şeyleri söylüyorlar. Amma, tesbitleri de, teşhisleri de terkipleri de "magazin seviyesinde", maalesef.. Merhûm Necmettin Erbakan hocamızın güzel tâbiri ile "pansuman tedbirler"..

Meselelerin ortaya çıkmasında, târihî, içtimâî, iktisâdî, siyâsî ve bilhâssa hâricî faktörleri görmüyor ve farketmiyorlar. Görüp farkettiklerini de, söylemeye cesâret edemiyorlar ! Binâenâleyh, meselelerin halline dâir teklif ve tâvsiyeleri sâkim ve sâkil oluyor. Aynen, ilk düğmesi yanlış iliklenmiş gömlekler gibi...

Devlet idâresinde "Hikmet-i Hükümet" ve "maslâhat" tatbikatlarının icâbını da, ehemmiyyetini de müdrik değiller.

Benim gibi, evindeki koltuktan Devlet idâre etmeye kalkan bir "mütekaid" (emekli) gibi hareket ediyorlar. Öyle ya, nasıl olsa sırtımızda yumurta küfesi yok ; "Şunu niye şöyle yaptın ?! Bunu niye böyle yaptın ?! I-ıhhh bu hiç olmamış...Cık cık cık...!"

Arada bir "tribünlere gözatmalar", "acep kameraların kadrajında mıyım ?" telâşları ve samimiyetsizlikleri, hamâsî nutuklar ; MARDİN'den HOPA'ya kadar "rüşvet-i kelâmlar" !...

Hep söylüyorum, bir insan Profesör olabilir, bazı mesleklerde tam bir mütehâssıs (uzman) olabilir, "âlim" olabilir; bunların hepsi de "kesb" (çalışma, azim, gayret, tâhsil, tedris,...) iledir.

Ancak, hâdiseler ve meseleler karşısında "çabuk tesbit ve fehm ve teşhis ve hızlı tâhlil ve isâbetli karar verme" işi, ilim'den ayrı olarak, irfân ve ferâset gerektiriyor.

"Devlet Adamlığı Kumaşı" dediğimiz şey de, bir veçhesi ile, budur.

Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'da, işte bu "Devlet Adamlığı Kumaşı" yok ; anlatmaya çalıştığımız da budur.

Böyle insanların en faydalı olacakları mevki, ancak "müşâvirlik"tir ; bundan ilerisi, "bol" gelir onlara.

Nitekim, tecrübe ile de sâbittir ki, "bol gelmiştir" !..

Birisi Dışişleri Bakanlığı'nı ve Cumhurbaşkanlığı'nı taşıyamamış, altında lime lime ezilip kalmış... birisi Başbakanlık koltuğunun altında, digeri de Bakanlık koltuğunun altında !...

Bu tip insanların "bilgilerinden" istifâde edilebilir ; ancak, "karar safhasında", masa'dan uzaklaştırılmalarında fayda vardır.

Çok şükür ki, bugün üçü de "masa'dan çok uzaktalar"...

2023 Haziranında ise, bulundukları yer daha da "sağlamlaşacak" gibi görünüyor..

Gerçi Abdullah Gül'ün kalbi bu sıralar gene çok fazla çarpmaya başladı ; 2023 için ismi gene zikrediliyor.. Eh, "geniş mutabakat sağlanır ise" niye olmasın ?... Di mi Abdullah bey..

Bence siz de ABD Büyükelçisi ile bir görüşün.. Bakın, Meral Akşener son bir ay içinde 4 defa görüşmüş ; bu sizin "istikbâliniz" için iyi olmayabilir, yarış'ta geri kalmayın efendim..

Ha, gitmişken, bir de "devlet adamlığı kumaşı satıyorlar mıymış" bir sorun..

............

Selâm ve dua ile kıymetli dostlarım.

Not : 1. Bu yazımı geçen sene paylaşmıştım. Yeniden tâshih ve bazı küçük ilâveler ile "güncelliğine binâen" yeniden dikkatlerinize sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.