SIĞINMACILAR KONUSU NEDEN KAYNATILIYOR

Bakıyorum birden bire yeniden gündeme oturdu. Hangi kanalı açsam Suriyeliler konuşuluyor. İşin gerçeği Suriyeliler konusu Türkiye'nin yumuşak karnıdır. Türkiye bir hamle yapacağı zaman bunu kesmek için gündeme taşınan konulardan biri bu. Bazı yerli (yerli dedim ama mekan olarak yerli yoksa zihin olarak değil) siyasetçiler de bunu alıp, geliştirerek çarpıtıp, yalanlarla süsleyerek bu algı operasyonuna tam teçhizat destek veriyorlar. Bunu, iktidarı zayıflatmak adına yapıyorlar. Ama asıl olan operasyona katılmadır. Sonuçta oraya varıyor.

Geçtiğimiz günlerde Amerika'nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, bir heyetle birlikte ülkemize geldi. Yoğun görüşmeler yapıldı. Konu, tabi ki Türkiye'nin hazırlıklarını yaptığı Fırat'ın doğusuna yapılacak operasyondu. ABD heyeti Türkiye'yi bundan caydırmak, olmadı oyalayarak işi zamana bıraktırmak çabasındaydı. Diplomatik dilde bunun adı 'güvenli bölge oluşturulması' idi.

Güvenli bölgeden Türkiye'nin anladığı başka, Amerika'nın ki başka. Türkiye 35-40 km derinlikte bir 'tampon bölge' oluşturmak istiyor. Böylece hem ülkeye güneyden gelecek saldırılar uzaklaştırılacak, hem de ülkemizdeki sığınmacı Suriyelilerin önemli bir kısmının kendi ülkelerine dönmesi sağlanacak. Bu ise Amerika'nın işine gelen bir şey değil. Onlar Türkiye'yi kafa kola alıp PKK nın kontrolünde bir devletçik (bağımsız ya da özerk) kurarak, ilerleyen zamanda da bunu Akdeniz'e kadar uzatıp hem Türkiye'yi güneyden kuşatmayı hem de Doğu Akdeniz hidrokarbon yatakları üzerinde kontrolü sağlayacak bir bölge oluşturmayı planlıyorlar.

Bu iki tutumunun uzlaşabilir tarafı yok. Amerika da Türkiye de bunu biliyor. Ama satranç masada oynanmak zorunda. Bundan kaçış da yok. İşte Suriyeliler konusu tam da Türkiye'nin hamle yapacağı zamanda ısıtılıyor. Türkiye'nin dikkati ve enerjisi bir 'iç' soruna çekilerek hareket kabiliyeti zayıflatılmak isteniyor. Türkiye bu tuzağa düşmeyecek. Hazırlıklar son hızla devam ediyor. En son Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu resti çekti; 'Ya bizim dediğimiz gibi olur ya da biz kendi inisiyatifimizle yaparız' dedi.

Türkiye bu harekatı yapmak zorunda. Eğer yapamazsa çok zor duruma düşecek. Bu çetin bir mücadeledir. Bir yandan bunun mücadelesi sürerken içerde de dönüp yalan propagandalara karşı gerçekleri anlatma mücadelesi yürütecek. Bu gece Habertürk'te Galip Ensarioğlu ile sicilli Suriyeli düşmanı Ümit Özdağ'ın katıldığı bir tartışma programı izledim. Özdağ, beş dakika içinde on yalan söyledi. Ümit Özdağ, bu işin başını çekenlerden. Daha ona katılan epey var.

Kritik günlerden geçiyoruz. İnsanlar takındıkları tutumlarla safını hemen belli ediveriyor. Amerikancı vesayetten faydalananlar, o günlerin özlemi ve düşünce sistemi ile fikirlerini zikre döküyorlar. Kolay değil büyük resmi anlatmak. Çünkü küçük şeyleri anlamak daha basit geliyor. Çarpıtılmış da olsa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.