Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

HIRSIZLIK

HIRSIZLIK

Hırsızlık kelimesi insanoğlu var olduğundan bu yana gündemdeki yerini koruyor. Hırsızlık yapmak hemen hemen bütün dinlerde yasaklanmıştır. Bilim ve teknoloji ilerledikçe, toplumlar, bilimde, sanayide, ekonomide daha güçlü hale geldikçe hırsızlık azalması beklenirken maalesef tam tersine artış göstermektedir.

Özellikle geri kalmış ülkelerde ya da gelişmekte olan ülkelerde bu vakalara daha çok rastlanmaktadır. Özellikle son zamanlarda dijital ortamda hırsızlık olayları artış göstermektedir. Ben de böyle bir maduriyet yaşadım.

Sosyal bilimciler bir deney yapmışlar. Bir kesenin içine belli bir miktarda dolar koymuşlar, değişik ülkelerin en işlek caddelerinde görülebilecek yerlere koymuşlar. Parayı bulanların teslim edebilecekleri adres de kesenin içine yerleştirilmiş. Putlara tapan ya da eteist olan Jabonyada % 98'i keseyi bulanlar belirtilen adrese getirip bırakmışlar. Türkiye'de % 66'sı bırakmış, diğer müslüman ülkelerde bu oran çok düşük seviyelerde olduğu görülmüş.

Anlatılanlar yüzde yüz doğru olmasa da bu sosyal deney bize bazı dersler veriyor sanırım.

Dinlerin, hırsızlık gibi kötü fiillerin işlenmesi ya da işlenmemesi noktasında fazla etkili olmadığı görülüyor. Etkili olsaydı Japonya'da oran düşük olması lazımdı.

Bizim memleketimize gelelim.. "Minareyi çalan kılıfını hazırlar" misali, çalanlar kendilerine uygun bir fetva buluyorlar. Maalesef ülkemizde hırsızlık vakaları çok yaygındır. Müteahhit malzemeden çalar, lokantacı, yağından-peynirinden çalar, ilim insanları bilgiden çalar, fırıncı undan, patronlar emekten çalar, devlet haksız vergi ve enflasyonla çalar, siyasetçi halkımızın değerlerinden ve inançlarından çalar, tarikatlar başka şeylerden çalar, böyle listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Memleketimizde durum böyle de, ne yapmamız gerekir? Hırsızlık gibi insanlığın ve hiç bir dinin hoş görmediği, yasakladığı hatta lânet ettiği bu (hırsızlık) ve bu gibi davranışları nasıl azaltabiliriz? Sorusu üzerine kafa yormamız gerekir.

. İlk aklımıza gelen şey her şeyin başı olan eğitimdir. Dinimizin de ilk emri "oku" dur? İnsanlarımızı iyi eğitirsek hırsızlıktan vaz geçerler mi acaba?

İkinci aklıma gelen şey; camilerimizde hırsızlıkla ilgili vaazları artırmak buna paralel olarak camilerin sayısını artırmak, imam hatip okullarını yaygınlaştırmaktır.

İlk önce herkesin aklına gelebilecek maddeleri yazdım. Elbette bunlar etkilidir, lâkin problemin çözümü için yetersiz tedbirlerdir. Zira, dünyada ve ülkemizde hırsızlığın şampiyonları en eğitimli insanları görmekteyiz. Eğitimsizler becerip fazla çalamaz, çalsalar da hemen kendilerini ele verirler.

Dini okullarımız, camilerimiz, ilâhiyatçılarımız, tarikatlarımız... bu konuya ne kadar hassasiyet gösterirse göstersin çare değildir diyorum. Son yirmi yılda; camiler, dini okullar ve tarikatlar çok arttı. Fakat hırsızlık ve arsızlık da büyük artışlar oldu.

Peki! en önemli çözüm nedir? diye sorarsanız;

Bana göre kardeşlerşm:

Öncelikle birincisi ve en önemlisi " milli geliri adil paylaşmak, ikincisi, adil ve kalıcı hukuk sistem" dir. Bu iki madde, bir ülkede sağlanmadığı müddetçe, o ülkede iyi gelişmeler bekleyemezsiniz. Günümüzde adil paylaşım diye bir şey yok. N.F.K. ne güzel bu konuyu ifade etmiş.

Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Olursa hırsızlığın, arsızlığın, rüşvetin, önüne geçmek asla mümkün değildir. Ancak:

Herkese rahat geçim yapabileceği bir iş imkanı sağlarsa devlet, kanunlar da hırsızlığa hiç meydan vermeyecek şekilde düzenlenirse hırsızlık oranları hızla aşağıya çekilir.

Patron, işçi çalıştırıyor. İşçi patrona günlük 1.000 liralık iş yapar. Patron işçiye 400 lira veriyor. 600 lirasını çalıyor. Ondan sonra işçiden tam randımanlı iş bekliyor. İşçi de fırsat bulunca işten çalacak ki hakkıdır.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 40 bin liraya yaklaşmış, sen asgari ücreti 11.500 lira olarak belirleyeceksin. Sonra da insanlardan dürüstlük bekliyeceksin. Bu asgari ücreti belirleyen yetkililer asgari ücretle evlâtlarını çalıştırırlar mı? Kendileri o ücrete çalışırlar mı? Asla çalışmazlar. Böyle "bir kişiye on, on kişiye bir bul" olursa o ülkede her şey beklenir.

Ecnebi ülkelerde nispeten bize göre daha adil paylaşım ve hukuk sistemi var. Ondan dolayı vatandaş fırsat da bulsa çalmaz. Devletine karşı daha saygılıdır, devletin malını çalmaz, aksine korur.

O yüzden tekrar ifade ediyorum. Herkese kabiliyetine göre iş imkânı sağlar ve insanca geçinemilecek seviyede maaş verirseniz bütün olumsuz göstergeler olumluya hızlı bir şekilde dönecektir. Başka türlü alınacak önlemler sorunu asla temelden çözmez, çözemez. Selâm ve Dua ile...

28.09.2023

M.Cemal TOMAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum