Nihal Atsız, oğluna yazdığı mektupta, Türklerin düşmanı olan milletlerden bahseder ve nice devleti düşman olarak gösterir. Oğlu Yağmur’a vasiyet olarak bıraktığı mektubunda komünizm ideolojisinin yanı sıra 30 civarı milletin Türklerin azılı düşmanı olduğunu ve bunu hep aklında tutması gerektiğini öğütler.

Dilimizden düşürmediğimiz “Türk’ün Türk’ten Başka Dostu Yoktur.” sözü bu tip bakış açısından kaynaklı bir söz.

Ne yazık ki damarlarımıza işlemiş bu söz nedeniyle kendimizden başka herkese düşman gözüyle bakmayı içselleştirmişiz. Artık ‘iyi ve kötü’de ölçümüz insani değerler değil, milliyetler !

Bunun için de birlikte, iç içe yaşadığımız insanları düşmanlaştıran düşünceler toplum içinde kolayca yayılabiliyor.

Ulus Devletler içinde farklı milliyetlere dayalı toplulukları bir arada tutmanın zorluğu bir yana bir de ayrışmaları körüklemek geleceğimiz açısından endişe verici!

Ne yazık ki, sadece ırkçı-milliyetçilik değil, din de bu ayrıştırmanın aracı haline getirilmiş durumda. Kabul ettiğimiz din olan İslâm Dini içinde türeyen onca mezhep birbirine düşman hale getirilmiş. Bu yetmezmiş gibi bunlara bir de cemaat, tarikat, dergâh farklarına dayalı düşmanlıklar eklenmiş..

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de birlikte oluşturduğumuz toplum içinde yer alanların aidiyet ölçüleri üzerinden çıkarımlar yapılarak insanlar birbirine düşmanlaştırılıyor.

Son günlerin tartışmalı konusu olan Sezen Aksu’nun 2007 yılında Yaşar Gaga ile birlikte seslendirdiği, şimdilerde de klibi dönen “şahane bir şey yaşamak “ adlı şarkısında geçen; "Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e..." sözleri üzerinden yapılan değerlendirmeler bu ülkede farklılıkların bir arada yaşayabilmesinin ne derece zor olduğunu gözler önüne seriyor.

Neymiş? Sezen Aksu, yahudi olup takiye yaparak müslümanlığa geçen Sabatay Selvi’nin mezhebindenmiş.

Sabetayistlerin hedefi de müslümanları dininden uzaklaştırmak, devletimizi yıkmakmış!

Aksu’nun babası da zaten sırf bu nedenlerle FETÖ ile işbirliği yapmış ve İzmir’de Yamanlar Koleji’ni kurmuş!

Bakıyorum da sabah akşam hoşgörüden, Yunus’tan, Mevlana’dan dem vuranlar da bu rüzgara kolayca kapılmışlar.

Bu ülkenin asıl tehlikesi her şeyden öteki için düşmanlık üretebilen kitlelere bölünmesi ve bu kitlelerin her geçen gün daha da azgınlaşmasıdır.

Belirtmek gerekir ki; aklımızı başımıza toplamazsak bizi kötü günler bekliyor..