Prof. Dr. Mehmet KARALI
Düşünme, Akıl ve Kalp
Makalenin sesli ve görüntülü analizi için aşağıdaki linki tıklayınız:
https://www.youtube.com/watch?v=w167HxlMRqQ&list=PL-0Wmz7wSlx1YagVDVUoe63ohIqehfAdS&index=1
İnsanoğlunu diğer fani canlılardan ayıran en önemli özellik düşünme ve akletme yeteneğinin çok gelişmiş olmasıdır. Sanılanın aksine pek çok hayvan da düşünmekte ve akletmenin bazı süreçlerini kısmen yerine getirmektedir. Ancak onların düşünmesi güvenlik, beslenme ve barınma gibi çok daha dar bir amaca yönelik olduğu için pek çok özellikten mahrumdur. Bu yönüyle bakıldığında, sadece bu dar amaçlar için akleden insanların bir nevi hayvanlar mertebesinde olduğunu da söylemek mümkündür.
Düşünme; Akıl, kalp, nefs ve ruhun bir fonksiyonudur.
Gazali, “düşünmeyi, bir şehir yönetmeye benzetirsek, akıl vezire, kalp padişaha, nefs ise eşkıyaya benzer” diyerek çok güzel bir ilişki tanımı yapmaktadır. Ruh’un düşünmedeki yerini kısmen hissetsek de bu konuda yeterince bilgi sahibi olunmadığı için haddimizi bilmekle yetinip bu kısma girmeyeceğiz.
Akıl, rasyonel çıkarımlar yapıp somut eylemlere odaklanırken; kalp ise, daha soyut olan merhamet, şefkat, vicdan gibi duygusal boyutlarla çıkarım yaparak akla destek olur. Nefs ise kontrol (veya terbiye) edilmez ise, aklın öngördüğü eylemleri boşa çıkartarak amacından uzaklaştırma eğilimine girmektedir. Akıl yani vezir; hızlıca sonuç almak için eşkıyanın boynunu vurmaya, suçluyu hak ettiği ceza ile cezalandırmaya çalışırken, kalp yani padişah ise; affı, hoşgörüyü, sabrı da dahil ederek çıkarımlar yapar.
Akılsız kalp taassuba düşebilir. Kalpsiz akıl ise merhametsizleşebilir. Akıl mı düşünür yoksa kalp mi düşünür sorusuna farklı yaklaşımlar geledursun, her ikisinin de birlikte düşündüğü hatta birinin diğeri ile iki noktada sebep sonuç ilişkisi kurarak bir döngü oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz.
Düşünme, sadece bir bilgi üretme işlemi değil; bilgi üretme, düşünmenin bir aşamasıdır.
Sağlıklı Düşünme; kaliteli bir ürün üretmek amacıyla birbirine entegre edilmiş senkron çalışan atölyelerden ve birimlerden oluşan bir tesis (veya fabrika) gibidir. Tasarım, planlama, üretim, kalite kontrol, depolama, güç ve enerji birimi gibi ana istasyonları bünyesinde barındırır. Bu yönüyle baktığımızda;
- Ekonomi disiplininde marka değeri olan ürünlerin üretim süreçleri
- Mühendislik disiplinindeki Otonom hareket eden güdümlü sistemlerin çalışma algoritması
- Sağlık disiplinindeki sağlıklı yaşam süreci
- Psikiyatri disiplinindeki huzur bulma çalışmaları
- İslam özelinde dini disiplindeki rıza-i bari’ye ulaşma gayretleri…
Bunların hepsi aynı (amaçlı) atölyelere, birimlere hatta aynı hiyerarşiye sahiptir. Atölyelerin genel isimleri aynı olmakla beraber her birinin özel isimleri ve özel amaçları mevcuttur. Bununla beraber ürettiği ürünler farklıdır. Bu detaylar sonraki yazılarda sistematik ve şematik olarak açıklanarak izah edilecektir inşallah.
Sağlık, ekonomi ve fen bilimleri alanında yürütülen faaliyetler, insanlığın ilk döneminden itibaren bir bakiye olarak sonraki nesillere aktarıldığı için oldukça sistematik bir hal aldığından temel noktalarda manipülasyonların en az yapılabildiği alanlardır. Ancak sosyal bilimler, dini bilimler gibi alanlar ideolojik boyutları olduğu için oldukça çok manipülasyona uğratılmakta dolayısıyla, sağlıklı düşünme ve doğru bir ideolojiye sahip olma noktasında pek çok çeşitlilik ve çarpıklık göze çarpmaktadır.
Sağlıklı düşünme sistematiği kurulurken; fen, sağlık ve ekonomi bilimleriyle benzeştirerek bir analoji (benzerlik) kurulabilirse düşünme arızalarını, muhakeme arızalarını, çözümleme arızalarını tespit etmek daha kolay hale gelecektir.
Akıl, bütün insanlar ve ideolojiler için tek ortak referans olduğuna göre hakikati bulmada ve izah etmede evrensel söylemler geliştirebilmek için sistematik düşünme becerisi oldukça önem kazanmaktadır.
Allah izin verirse, yazımız kaldığı yerden devam edecektir.