Biliyorsunuz değil mi? Çok geç kalmadan, yavaş yavaş gitmek gerek...

Ben var ya… Sitem ediyorum dağlara ama onların umrunda bile değil...

Bazı fotoğraf kareleri vardır ki, onlarca kitabın anlattığından fazlasını anlatır.

Sakın ha sakın, yanlışlık yapmayın. İtlere it gibi, yiğide de yiğit gibi davranılır.

Yine tekrarlıyorum; olmuyor efendim olmuyor, boş lâflarla karın doymuyor.

Olmuyor efendim olmuyor, torbalar kolay kolay dolmuyor... Çalışmak gerek…

Belki de biliyorsunuzdur. Her iş veya eylemin kendine has sorunu olacaktır. Çözülür.

Evet, evet… Biraz daha sabredin. Her şey güzel olacak. İtlere gökten kemik yağacak.

Biliyor musunuz? Dünyanın her yerinde zengin, hep zengin; nankör de, hep nankördür.

Olmuyor efendim olmuyor... Gönül tellerinin frekansları tutmuyorsa bir türlü olmuyor.

Gönül bu... Başka bir şeye benzemez ki... İster mi ister... Hiç kimsenin istemediğini bile ister.

Dünyada mal, mülk ve parayı baş tacı yapanlar, ahiretlerini ayaklar altında paspas yaparlar...

Tatiller, yorulmak isteyen Seyyahlar için idealdir, onların dışındakiler için hiç de uygun değildir.

Âhhh, ah... Ah ki ne ah... Ben var ya… Bazılarını 'adam' sanmıştım, her kul gibi ben de yanılmışım...

Evet, evet... Aynen öyle de... O iş bildiğiniz gibi değil... Benden söylemesi… Sonra bana ‘demediniz’ demeyin

Birileri bir zaman şöyle bir tespit yapmış: Yüreğin çığlık çığlığa bağırıyorken, dilin avaz avaz susuyorsa çaresizsin.

'O.ospu çocukları'na 'o.ospu çocuğu' demeyin! Kızıyorlar... 'Hayat Kadını Çocukları' deyin, mutlu olurlar (özür ile).

Heykeller anlaşılmak için yapılmaz ki... Gören her insan bir başka şeye benzetir. Bu da ‘heykel sanatı’nın özelliğidir (!)

Suçlular var ya... Ceza verecek adamın en yakınında bulunurlar... Ceza verecek adam, burnunun dibindekini göremez.

Bitti, bitti... Her yıl gibi, bu yıl da bitti... 'Her şeyin bir bitimi var' demişti Usta Karakoç Mihriban'da... Bu sefer de ispatlandı...

Bir olay vuku bulduktan sonra, onunla ilgili konuşmak çok kolaydır. Bunun için uzman olmaya ve bilgi sahibi olmaya gerek yoktur.

Batı dünyasından gelen, lağım kokusu dâhil, her tür koku, bizdeki bir kesime ‘esans etkisi’ yapıyor. Doğudan ‘rahmet’ yağsa bile, onlar bunu ‘felâket’ diye tercüme ediyorlar.

Birileri, yanlış olmasına rağmen, genel kabul görmüş bir görüşün aksine bir görüş belirtirse, çok kişi için 'orijinal' kabul edilir ve ona ‘iman edilmeye’ başlanır... Elbette ki istisnaları da vardır.