Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

ENFLASYON VE DEFLASYON

ENFLASYON ve DEFLASYON

Bir ülkede enflasyonun yüksek olması durumunda cepte bulunan para senetinin reel değeri düşüyor demektir. Para aslında emeğin karşılığı demektir. Dinimizde candan sonra malı ve alın terini korumak esastır. Bir takım enstrümanlarla ne devlet ne de herhangi bir vatandaş bir başka kişinin canına ve malına dokunamaz, malının ve emeğinin değerini aşağıya dğşüremez. Aksi takdirde kul hakkına girmiş oluyor. Müslüman kardeşlerimizin genel kanaatine göre kul hakkına girmek "Rabbul âlemiinin" affetmeyeceği kebâir günahlardandır. Ecnebi millet dediğimiz Avrupa bu hassasiyete azami derecede riayet etmektedir. Cumhuriyet kurulduğundan beri zaman zanan yüksek enflasyonlar altında maalesef inim inim inleyen bir milletiz. Ak parti hükümeti döneminde uzun yıllar düşük enflasyonlarla yaşadık. Son iki yılda yüksek enflasyon rakamları her şeyimizi altüst etti. Vatandaşımız alın teriyle elde ettiği malını ya da parasını ana yurdunda koruyamıyor, ecnebinin parasını kendi Türk lirasına tercih ediyor.

Bu bağlamda şairin ifadesiyle "öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya" pozisyonundayız. Bir de dövize kaçış olduğu zaman suçlanıyorsunuz. Güçlü otoriteler " büyük balık küçük balığı yutar" misali bizi yutmaya çalışıyorlar

Ekonomisini hukuk çerçevesinde te'minat altına alamayan ülkelerde "üç kağıt ekonomisi" devreye girer. Bu üç kağıt ekonomisinin saç ayakları; faiz, borsa ve dövizdir. Üç kağıt ekonomisini yönetenler her halükarda kârlı çıkarlar. Çünkü bu ekonominin ipleri kendi ellerindedir. İstedikleri tip oyunları sergileyerek sermayelerine sermaye kalmaktadırlar. Geçtiğimiz pandemi süreçinde binlerce şirket batarken, dünyanın dev zenginlerinin sermayesi 4 trilyon dolar daha artarak 12 trilyon dolara çıktığı rivayet edilmektedir. Bu dev sermayedarların her ülkede onları temsil eden versiyonları vardır. Onlar bizden birileri gibi görünürler. Üç kağıt ekonomisini büyük bir ustalıkla oynayarak bizim alın terimizi, servetimizi elimizden alıyorlar. Kendime soruyorum; Türkiye'de seçimden sonra üretim yüzde elli artı da bizim mi haberimiz yok. Borsadaki senetlerin ortalama değeri yüzde elli artmış.

24 Ağustos'ta politika faizi 750 bas puan artırılması üzerine dolar 27.300 liradan iki saat içinde 25.300 lere gerilemiş. Sonra aynı gün içinde 26.500'lere çıkmış. Bu iniş ve çıkışlardan köylü Hasan kaybeder, ecnebi Hanzo kazanır. Basit bir misal verelim. Hanzo bir milyon dolarını 27.300'den bozmuş, 25.300'dan geri almıştır. Hanzo iki saat içinde 2 milyon lira kazanmıştır. 100 milyon dolardan kaç lira kazanacağını varın siz hesap edin.

Dolar, düşer, faiz yükselir, borsa yükselir faiz düşer. Bunlar tam bir "alicengiz"oyunudur. Her halükarda Hanzo kazanır, Hasan kaybeder.

Ekonomide DEFLASYON diye bir kavram daha vardır. Bu kavram enflasyonun tam tersidir. Çebimizdeki paranın değer kazanmasıdır. Üretimin çoğalması, maliyetlerinin düşmesi sonucunda genel olarak piyasadaki mal ve hizmetlerin ucuzlaması durumunda ekonomide DEFLASYON meydana gelir. Böyle bir ekonomi gerçek İslam hukuk ve ekonomi sisteminde ancak mümkündür. Her geçen gün toplumlarda refah payı yükselmiş olur. Böyle bir sistemin gelmesini çok arzu ederiz.

Netice itibarıyla hırsızlığın olmadığı, alicengiz oyunlarının olmadığı, herkesin iş güç sahibi olduğu ve hakça paylaşımın olduğu bir yerde enflasyon değil, deflasyon olur. İnanarak ve bu uğurda mücadele edilirse olumlu sonuçlar alınacağına inancım tamdır. Sefer bizden, takdir Hak Teâlâ'dandır. Selâm ve Dua ile.. Eleltirilerşniz ve görüşleriniz bizim için önemlidir. Katkı sağlamanız talebimizdir..Bir başka yazıda buluşmak umuduyla....

28.08.2023

M. Cemal TOMAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.