MÜSLÜMAN KADININ ÇALIŞMASI VE SONUÇLARI

Not:Müslüman kadınlar diye başlık atmamın sebebi, Müslüman ile gayrimüslim olan insanların aynı  fiileri aynı sonuçları vermemesindendir. Çünkü niyet ve beklenti farkı vardır. Müslüman ahiret ve Allah rızasını düşünerek hareket ederken, gayrimüslim dünyadaki işlerini yoluna koymanın amacını güder.

Daha önceki yazımızda bu konudaki tenkitleri, tahlilleri ve çareleri yazmaya çalıştık. Bu yazıda ise geniş olarak Müslüman kadınların (zaruri haller dışında) iş hayatında bulunmasının sonuçlarını ele almaya çalışacağız.

Kadınların geçim sıkıntısı olan durumlarda maddi kazanç sağlaması  yahut kadın ihtiyacının bulunduğu meslek alanlarında "ihtiyaç miktarınca" bulunması gerektiğini geçen yazımızda da belirtmiştik.

Bir diğer konu olarak eğitim. Eğitim konusu, çalışmak ile karıştırılıp da "kadınları okutmayalım mı?" denirse yanlış bir mantıkla hareket edilmiş olur. Biz burada kadınların eğitimine bir sınırlama yahut onları mahrum bırakma gibi bir düşünceyi desteklemiyoruz sadece eğitim ve istihdamın farklı şeyler olduğunu farketmek gerektiğini söylüyoruz.

Bu açıklamalardan sonra sonuçlara geçebiliriz.

Kadınların çalışmaması gerektiği öncelikle "kadınlar öğretmenliği, doktorluğu, polisliği vs. diğer meslekleri yapamıyor, beceremiyor, verim sağlamıyor" gibi bir düşünceye dayanmıyor. Yani biz kadınlar bu işleri yapamıyor diye çalışmasın demiyoruz. İşin başka sebepleri var.

1) Kadının çalışması ve eşler arası ilişkiler: Bir İslam ailesinin psikososyal yönden sağlıklı, huzurlu, neşeli ve örnek olabilmesinin en önemli şartlarından birisi eşler arası ilişkilerdir. Kadın ve erkeğin sabah 7'de çıkıp akşam eve birlikte 5'te döndüğü bir ailede, erkek günün yorgunluğunu nasıl atacak? Eve geldiğinde ona kapıyı açan bir güler yüzlü dost bulamazsa, onun yerine yorgunluktan hali kalmamış, suratı asık, bırak eşini rahatlacak neşeyi kendini eve zor atmış bir kadın bulan erkek, evde dualarla, sevgiyle pişirilmiş bir sıcak çorba bulamıyorsa nasıl huzurlu olacak? Eşine, çocuğuna nasıl muhabbet gösterecek? Yorgunluktan kurtulup yarına nasıl hazır olacak?

Ya kadın?  Sabhatan akşama kadar amirin, müdürün elinin altında, onu memnun etmeye çalışan kadın, işini yapmaya çalışırken bir yandan tesettürünü de korumaya çalışan ve bir süre sonra da  cilbabdan başlayarak tavizlere alışmaya yüz tutan kadın, eşine karşı göstermesi gereken tüm neşesini, nezaketini, naifliğini iş yerinde harcayıp eve eliboş dönen kadın ve kocasına karşı ufak bir münakaşa da "benim de maaşım var" cümlesini kulanan ya da bunu hissetiren kadın, bu sayede İslamın emrettiği kocaya itaat kaideisini "kocama boyun bükmem" safsatasıyla değiştiren kadın.

2) Kadının çalışması ve çocuklar: Çocuklar, neslin devam etmesi bu sayede İslamın ve Müslümanların gelişip neşvu nema bulması, Allahın dininin yeryüzünde temsilcilerinin çoğalması bakımından çok mühim pozisyona sahiptirler. İşte bu çocuklar da iyi bir ustanın ve kalfanın elinden çıkmalıdır. O usta Anne, kalfa da Babadır kendi adıma. Kadının çalıştığı bir ailede, sabah annenin şefkatli, dualı ellerinden bakıcının yabancı ellerine ya da kreşin soğuk sınıfına terk edilen çocuk. İlk gülüşü, ilk konuştuğu kelimeler, ilk attığı adımlar dünyalık için  vur ha vur çalışan annesi tarafından görülüp takdir edilemeyen çocuk. Haftasonları da bakıcı yahut kreş olmadığından anneyle işe gitmek zorunda kalan, hem annesi hem kendi bin bir türlü zorlukla haftasonu geçiren çocuk. Annesinin kariyer, iş sezonu, vücut koruma gibi gerekçelerine boyun büküp kardeşten, neslin çoğalmasından mahrum edilen çocuk. İşlerinden vakit bulamayıp çocuğuna doya doya süt veremeyen annenin kazandığı parayla tuttuğu bakıcıların, kreş görevlilerinin plastik, kimyasal, hazır mamalarına terk edilen çocuk. Bakımı, yetiştirilmesi, sabredilmesi cennet anahtarı olan, ama annesi işten yorgun geldiğinden ona sabredemeyen, susması için eline tablet, telefon verilen çocuk...

3) Kadının çalışması ve toplumsal yapı: Kadının bilhassa nitelikli olarak çalıştığı her yerde iş bulamayan erkek, doğal olarak evlenip yuva kuramamaktadır. Bunun yanında çalışan kadın ya evlenip çift maaşın dünyalık keyfini sürmektedir ve kocasına da (en azından bir kısmı) yeri geldiğinde benim de param var, sana eyvallahım yok! diyebilmektedir yahut evlenmeyip "zaten param var kocayı ne yapiym?" diyerek parası ile ayakta durmaktadır! (Oysa Lutfi Bergen söyle diyor: Bugün namuslu müslüman kadının önünde iki seçenek var: 1) Evlenmek 2) Amazon olmak.) Hal böyle olunca erkek iş bulamadığından maaşlı kadın da her zaman  sağlıklı bir karar veremediginden ailemiz çöküş devrine yaklaşıyor.

Hülasa, konuşmak, yazmak bir yere kadar. Şimdi yaşayalım. Doğruları, güzellikleri, dinimiz İslam'ı.

Yaşayalım ki artık anneler eve para, kapitalizme hız kazandırmak yerine; aileye cennet, ümmete mücahitler kazandırsın.

hulasa,-konusmak,-yazmak-bir-yere-kadar.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.