Duydunuz mu? ‘Dans Şov’ yaptığı için istifa ettirilen Memleket Partisi Zonguldak Milletvekili Adayı Cem Saygı, yeni bir parti kuracağını açıklamış. Bir mahzuru yok tabii… Ne de olsa ülkemde parti kurmak, turşu kurmaktan kolaydır

Hayatın her alanında olduğu gibi, siyasi hayatta da, insanları sürekli olarak, uzun süre asla kandıramazsınız. Bu mümkün değildir. Çünkü arada, zaman içinde, mutlaka çatlaklar olur, asıl niyet asıl kimlik ortaya çıkar. Bugün söylenilen ‘yalan’ bir sözün, daha sonraları bir başka vesileyle, önceki yalanı unutarak, ‘doğrusunu’ söylediğinizde, yalanınız ve yalancı olduğunuz hemen ortaya çıkar.

Bakın, bakın ne oldu; Reis yönetime öyle bir demokrasi, söz ve görüntü hürriyeti getirdi ki, eskiden 'Müslüman' bildiğimiz ancak dinsiz, Hristiyan veya başka bir dinden olan kalburüstü bazı insanlar, Reis'in getirdiği özgür hava ile göğüslerindeki haçı veya dini sembollerini artık saklamıyorlar, hatta meclisten haç mensubu olduklarını da ifade edip tutanaklara geçirtiyorlar. Daha ne olsun, bundan iyisi Şam'ın şekeri...

Her borçlu insan sıkıntılıdır. Bunun gibi borçlu ülkeler de sıkıntı yaşarlar. ‘Borç yiğidin kamçısıdır’ dense de bunun aslı astarı yoktur. Adam kalkıyor, hiç gereği yokken, “beni iktidar yapın, ülkeyi 300 milyon dolar borca sokacağım” diyor ve bunu seslendirerek seçime gidiyor. Tamam, tamam da, bu taahhüde inanarak, bu adama oy verecek insanlara ne demek gerek, onlara nasıl bir sıfat vermek lazım, bilmiyorum.

Ülkemde her alanda önemli gelişmeler oluyor. Mesela sol cenah partilerinden hiç biri, hiçbir zaman Amerika ve Batı’ya karşı açıktan tavır koymaz ve çıkmazken, Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, "Millet İttifakı'nın başında Amerika var, ucunda PKK var, arkasında FETÖ var, yanında HDP var" diyor. Evet, evet, memleketimizde akl-ı selim ve feraset gelişiyor çok şükür, bağnazlar farkında olmasalar bile

Ülkemizdeki kronik hasta muhalefetin şöyle bir söylemi vardır: 50-60 yıl önce ülkede fabrikalar vardı, mevcut iktidar bunların hepsini yabancılara sattı. Bu lafı edenlere iki soru sormak gerek. Madem öyleydi, neden milyonlarca vatandaşımız onların pis işlerinde de çalıştırılmak üzere yurtdışına çalışmaya gitti ve neden ülkemizde vergi rekortmeni, fabrikalar değil de, her zaman bir genelev patroniçesi oldu? Buyurun cevap bekliyorum.

Ne garip! Sen yıllardır uğraşıyor ve Karadeniz’de gaz rezervi buluyorsun. Çok ciddi yatırımlarla bu gazı ülkemize getirip insanlara sunuyorsun. Ama gelin görün ki, denizin binlerce metre altından gaz çıkaranla, mabadından gaz çıkaranı ayırt edemeyen bir garip muhalefet var. Bu durumu idrak edemeyenlerin başıyla mabadı yer değiştirmiş demektir. Her olumlu iş veya icraata itiraz edip muhalefet sloganları atanların inşallah bir güzleri açılır da gerçekleri görürler

Siz hiç belediyenin cenaze aracının arkasına, Belediye Başkanı’nın kendi adının yazıldığını gördünüz mü? Ben gördüm. Başkası dese inanmazdım. Yakın bir arkadaşım fotoğrafını çekmiş, bana da gönderdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmanoğlu, belediyenin şehirlerarası cenaze nakil aracına yazdırdığı ismi ile algı peşinde… Algının işe yarayacağını sanıyor zavallı... Böyle algı peşinde koşan bir beceriksiz başkan gördünüz mü? Henüz işbaşına gelir gelmez, şehirlerarası cenaze taşıma hizmetini ücretli yapan, ancak vali tokadıyla geri vites yapan zat işte bu… Be bu cenaze arabasını ve arkasındaki ismi görünce, içimden ‘Büyükşehir Belediye Başkanı İmanoğlu ölmüş. Memleketine götürülüyor her halde’ diye aklımdan geçirdim.