Annemin güler yüzü, ocakta tüten tarhanası, sofrada kokan bazlaması, omzuma konan şefkatidir... (Rahmet olsun)
Öyle ahım şahım bir tatil kültürüne sahip değilim.
Mesela asla yapayalnız başımı alıp tatile gitmem. 
Böyle bir şey yapsam da bunu tatil amacıyla yapmam... Bir "uzlet" niyetiyle yapmak isterim... 
Tatil dediğin o mahdut ve malum zaman, sevdiklerinle, dostlarınla, ailenle güzel benim dünyamda... 
Bencilce yenen yemek, ne kadar lezzetsizse bencilce yapılan tatil de öyle lezetsiz gelir bana...

*****

Bize, "bilmeyi" değil, "olmayı" öğreten hocalar lazım...
Bizi, çok okumuş, çok bilmiş ama hiç "olmamış" zevatın enformatik zulmünden kurtaracak ulu hocalar...

*****

Türkiye'de yapmak istedikleri darbeyi Pakistan'da gerçekleştiren emperyalist güçler, mesaiye devam ediyor...
Kuklalar farklı olsa da kuklacı aynı...
Senaryo aynı...

*****

15 Temmuzla ilgili algı operasyonlarının "yönetile-me-mesini" üzülerek izliyorum... Halk, bu ülkeye muhteşem bir zafer verdi ama devletin ilgili birimlerindeki bürokrat kafalı "yetersiz muhterisler" yüzünden, bu zafer hırpalanıyor... Halkın vicdanı yaralanıyor... 
Fetöyle mücadelede, hukuki ve siyasi yöntemlerin yanında, mutlaka iletişim tekniklerine ve psikolojik yöntemlere ihtiyaç var...
Bu savaşın aynı zamanda, bir iletişim savaşı ve psikolojiik bir savaş olduğunu unutmamalıyız...

*****

Bu da benim fetö raporum:
Şeytan giderken Don Kişot bağırdı;
- Bir dakika bekle! Sana son bir soru daha soracağım..
- Sor bakalım, dedi alaycı bir sesle.
- Ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?
- Elbette.. Benim adamlarım çoktur!'
- İyi ama Allah Allah diye bağırıyorlardı?
- Ne sandın ya!.. Şeytan Şeytan diye mi bağıracaklardı? Bizim işimiz bu: Aldatmak, daima aldatmak!..