94 ruhu'nu çağırsak gelir mi?

Sevgili Murad Özdil'in kaleme aldığı ve Tayyip Bey'in Kasımpaşa'da geçen çocukluğu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden macerasını harmanladığı "Reis" filmini seyredemedim.
Sağolsun kitap bugün elime ulaştı ve okudum.
İçim "cız" etti.
Filmi seyredememiş olduğuma da üzüldüm.
İçim niye cız etti?
Çünkü orada/ kitapta müşahade ettiğimiz karakter ve karakterler, bugün bizi öfke çığlarına gömen karaktersizlikler karşısında ne kadar haklı olduğumuzu hissettiriyor ve "aslımızı" hatırlatıyor.
Senaryo metin okumak farklıdır. Ama peşinen bu farklılığın zorluk getirmediğini belirtmeliyim.
Bir solukta bitiverdi kitap.
Ve kendi kendime o özlediğimiz 94 ruhunu nasıl çağırırız ve bu mümkün müdür diye düşünmeye başladım.
İçinde damat olmayan, KADEM olmayan, çapsız yol arkadaşlarının eklemlenmediği, İstanbul Sözleşmesi ve benzeri rezilliklere karşı dik duruşların esas olduğu, imar/ rant dosyalarının muhataplarının yüzlerine çarpıldığı bir atmosfer...
"Öleceksek adam gibi ölelim" diyor ya Reis...
Ölelim artık öleceksek...
Neyin kıvırmasındayız?
Eline sağlık Murad Özdil...
Bir belge metin olarak her kitaplıkta bulunmasında fayda var.

screenshot-12.png

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.